Eser KARAKAŞ
Türkiye’nin geldiği nokta insani açıdan galiba çok ama çok sıkıntılı.
Geçtiğimiz hafta tüm basında Reyhanlı’da yapılan, başlayan bir cenaze töreni görüntüleri vardı; “başlayan” diyorum, çünkü galiba cenaze sınırın Suriye tarafına götürülüp defnedilmiş.
Cenaze bir IŞİD militanının cenazesi; Suriye tarafında bir çatışmada ağır yaralan IŞİD’li Türkiye’ye getirilmiş, bir hastanede tedavisi başlanmış ama nihayetinde hayatını kaybetmiş.
Reyhanlı’da başlayan cenaze süreci ilginç bir şekilde büyük bir kalabalığın katılımını gündeme getirmiş, bu mesele sosyal açıdan ilginçtir ama hukuksal açıdan bir sorun mudur, emin değilim.
Bizim kültürümüzde de, muhtemelen tüm kültürlerde de, cenaze önemlidir, saygı gösterilir, hatta cenaze toprağa girmeden kimse aleyhinde konuşmaz, hiç de kötü olmayan bir gelenektir, en azından mevtanın sevenlerine, yakınlarına saygı açısından doğrudur.
IŞİD korkunç bir örgüttür, kafa kesebilmektedir, yaptıklarının tartışması bile olamaz ama bir IŞİD’linin cenazesinin başka cenazeler gibi kaldırılabilmesine de itiraz etmemek lazımdır, bu tutum en azından insani bir tutumdur; cenazesi kaldırılan kişinin sağlığında “bütün Alevilerin kökünü kazıyacağız” demiş olması siyaseten, hukuken çok çirkindir ama cenazenin kaldırılması, o cenazenin de sahipleri olduğu gerçeği başka bir konudur.
Cenazeye saygı, cenazeye katılmak başka şeydir, cenazede hukukun evrensel ilkeleri ile bağdaşmayan sloganlar atmak, taleplerde bulunmak, kırıp dökmek başka şeydir, kınanması gereken cenazeye katılım değil, cenaze esnasında hukukla bağdaşmayacak davranışlar olmalıdır, cenazede de şiddeti, hakareti, nefret dilini savunamazsınız, bunlar suç oluşturur, mesele bu kadar basittir ama cenazeye katılım suç olamaz, olmamalıdır.
IŞİD meselesi nazik bir konudur, bu görüşlerim eleştiri konusu olabilir ama meselenin özünün IŞİD ile de bir ilişkisi olamaz.
Türkiye’de ölen bir PKK’lının ailesinin gelenekler doğrultusunda açtığı taziye çadırına giden bir HDP milletvekilinin TBMM üyeliği düşürülebilmiştir.
Söz konusu taziye çadırında şiddeti öven hakaret içeren ifadeler kullanılmaz ise, nefret dili söz konusu değil ise, yerel gelenekler doğrultusunda bir taziye çadırına gitmenin, aileye böyle bir günde başsağlığı dilemenin hukuksal açıdan ne sakıncası olabilir, anlamak mümkün değildir.
Ölen PKK’lının ailesi sizin yakınınız olabilir, komşunuz olabilir, akrabanız olabilir, siz de, yakınınıza, komşunuza, akrabanıza başsağlığı dileyeceksinizdir, bundan daha normal, daha insani ne olabilir?
Başsağlığı dilemenin hukuksal bir yaptırıma konu olduğu bir ülke çok sağlıklı bir ülke olamaz.
Tekraren söylüyorum, cenazede terörü öven, şiddeti savunan görüşlerin dillendirilmesi başka şeydir, bir tanıdığınıza başsağlığı dilemek bambaşka bir şeydir.
Ölen PKK’lıların da aileleri, yakınları vardır, o ailelerin de dostları vardır, ve o aile için de bu acı günde dostlarının yanında olması önemlidir.
Dindar cenazesi, muhafazakâr cenazesi, IŞİD'li cenazesi, PKK’lı cenazesi, solcu cenazesi, terörist cenazesi, milliyetçi cenazesi ayırımı yapmak kabul edilemez.
Taziyede bulunmak, cenazeye katılmak ile terörü ayrıştıramamak çok vahimdir.
Bu meselenin insani özü IŞİD için de, PKK için de, dünyanın eli en kanlı katili için de değişmez.
Herkes, herkesin cenaze törenine katılabilir, herkes herkese taziyede bulunabilir, bu eylemleri kriminalize etmek de kabul edilemez.
Kriminalize edecek eylem ve tasarruf istiyorsanız, arıyorsanız çevrenizde suçsuzluğa (impunity) konu olan çok sayıda gerçek suç konusu bulacaksınız, hiç merak etmeyin.
Yazarlar, gazeteciler şehrin göbeğinde saldırıya uğruyor, anamuhalefet partisi başkanına linç girişiminde bulunuluyor, bu eylemlerin failleri hakkında yargı kılını kıpırdatmıyor, en azından bir tutuklama kararı bile almıyor ama cenazeye katılmak, taziyede bulunmak çok ciddi suç oluyor.
Beyler, lütfen ülkemizi bir tımarhaneye çevirmeyin.
Siyasi pozisyonlarımızı insanlığımızın önüne geçirmeyelim.
Bir de, çok sevimsiz bir kesim var; IŞİD cenazelerine ya da IŞİD yaralılarının ülkemizde devlet ya da özel hastanelerinde tedavi görmesine daha müsamahakâr bir kesim, taziye çadırlarını ziyaret eden milletvekillerinin milletvekilliklerini düşüren, buna itiraz etmeyen çifte standartlı bir kesim.
Hukukun en temel ilkelerinde, bazı insani değerlerde yakın vadede uzlaşamaz isek geleceğimiz çok parlak olmayabilir, benden naçiz bir uyarı.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025