Eylem YILMAZ
İnsanlık kendi gerçek insanlığına yani kendi doğasına uygun harekete zihni ile erişecek. Çünkü zihnimiz, düşünebilmemiz bizi doğanın tüm canlılarından ayıran yegâne unsurumuz. Herkesin zihni kendi yaşamının içinde şekillenir. Aile zihnimizin ilk oluşumundadır. Bu etkenlerin beraberinde inançlar diğer arka planımız olur ki zaten hayatımızın uzunca bir zamanını bu arka planı da anlayamaya çalışarak geçiriyoruz. Çünkü biz olabilmek için önce bizim arka plandaki zihnimizi irdelemek gereklidir. Dünyanın gerçekliğine insanlığın uzak kalmaması da yine bu arka planı anlayarak mümkün olacaktır.
Cuma günü diktatörlüğüne fazlaca düşkün Esad, kendi halkını Humus’ta katletti. Bu haber ile birlikte yeni teknoloji endüstrisinin en şahane ürünü Twitter’da kıyamet koptu. Herkes dört bir yandan Esad’a isyan ediyor ve lanetliyordu. Binlerce insan gecenin bir yarısı orada ölen insanların feryadına aynı feryat ile karşılık veriyordu ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Ne güzel ki eskiden çokta kolayca duyamayacağımız her şeyi anında duyabiliyor ve örgütlenebiliyoruz. Küreselleşen dünyanın en güzel örneğidir bu. Ama ne var ki, Humus’taki bu katliama verilen tepkilerin bütün insanlığı kapsayıp kapsamadığını sorgularken buldum kendimi. Eğer insan zihninin arka planının sadece dini inançla şekillendiğini düşürsem bu tepkilerin Suriye ve Gazze gibi ülkelerde olanlar üzerinden çoğullaşmasını normalleştirmiş olur muyum? Din insanlığa sunulan, insana ve doğaya ait ilk zamanlarda doğru bir harita olabilir ama bugün hala aynı haritanın izini sürmek durumu anlamaya yeterli olur mu? Zira kanımca kapitalizmin bir dini yok. Kapitalizmin dine ihtiyacı var ama bir dini yok. Kapitalizmin bir dili var, kapitalizmin inançtan ziyade varlığının gereksinimlerini karşılamak için kullandığı araçları var. Bu araçlardan biri de dindir. Dolayısı ile Suriye, Gazze vs gibi İslam dinin yoğun olduğu ülkelerde gerçekleştirilen katliamlara Türkiye’de yükselen sesler sadece yüzeysel kalmakla birlikte arka zihninin din ile şekillendiğinin kanıtlanmasından öteye geçmemekte.
Bugüne kadar bu ülkelere dair yapılan her eylemin arkasındayım, dün Suriye Konsoloslukları önünde eylem yapanlara helal olsun ama ben bu tepkinin en azı da olsa Malatya’da Ermenilerin bağışlarıyla şehirdeki Ermeni mezarlığı içinde yaptırılmış bekçi konutu, gasilhane ve son dua yeri, Belediyenin yıkım ekipleri tarafından yıkıldığında da gösterilmesini isterdim. Burada gösterilmeyip de diğer ülkelerde yapılan katliamlara gösterilen tepkinin bizim bilincimizin, zihnimizin aslında “gerçekten” ne kadar soyut olduğunun bir kanıtı değil midir? Bir diğer yandan, eğer bilincimize hakim olan inandığımız din ise başka bir dine ait alana yapılan bu hırçın saygısızlığa daha fazla tepki verilmesi gerekmez mi? Eğer dünyanın gerçekliğinin bir parçası isek, ki bunun araçlarından biri de din ise, bireysellikten çıkıp da gerçekliğe geçişin zamanı gelmedi mi? İnsanların feryadı ile feryat ediyorsak burada “diğer” insanlara yapılan saygısızlığa da aynı feryadı etmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Toprak daha ne kadar kemik koyacak önümüze?
Bir diğer korkunç örnek ise, Uludere! Uludere katliamı tam olarak bizim yaşadığımız toprak parçası üzerinde gerçekleştirildi ve tam olarak bizim vatandaşlarımızdı katledilenler. Tam olarak diye belirtiyorum ki, başka bir yerde olmuşta ben abartıyormuşum gibi görünmesin. Zira Suriye “başka” bir ülke. Uzatmadan devam etmek gerekirse, orada ölenlerin ardından gerçekleşen rezaletler silsilesini bilmem hatırlatmama gerek var mı? Üstün körü geçmek gerekirse, Başbakanın sanki “Kaza” yapma lüksüne sahipmiş gibi bir özür dilememesinden tutunda “Kaza”yı gerçekleştirenlere yağdırılan teşekkürlerine kadar, gazete ve gazeteci azarlamayla devam eden rezaletler güzellemeleri. Ölen insan sayısı 34 ve hepsi genç ama özür dileyen insan sayısı sıfır. Tepki gösterenler küçük bir gruptan öteye gidemedi asla bugün konsolosluklar önlerindeki gibi bir kalabalığa dönüşemedi. Oysaki Genelkurmay Başkanlığı veya Başbakanlık veya MİT’in belki de İç İşleri Bakanlığının önlerinde eylemler organize edilebilirdi. Ama böylesi geniş kitleleri buralarda göremedik. Neden? Bizim “Biz” olabilmemiz için en çok burada bir beraberliğe ihtiyacımız varken neden yine “biz” olamadık? Oysa ki, Suriye halkı ile “biz” olabiliyoruz. Bu “biz” olabilmek büyük ve şahane bir kabiliyettir. Bütün dünya “biz” olma yolunda hızla ilerliyor ve Türkiye’de yaşayanlar olarak bu sürecin bizi “yöneten”leri gibi dışında kalmaya devam mı edeceğiz?
Suriye’deki insanlar bizim insanlarımız ama Malatya’da yapılan hırçın saygısızlıkta bizim insanlarımıza yapıldı. Bu saygısızlığın bir bedeli olmalı ve “yanlışlıkla” yapanlara değil, onlara yıkın emrini “yanlışlıkla” verenlere bu bedel ödetilmelidir. Çünkü biz o “yanlışlıkları” iyi biliriz ve “yanlışlıkla” öldürüldüğü söylenen Sevag Şahin Balıkçı’yı nasıl kasıtlı öldürdükleri de ortaya çıkmışken. Gerçi çıktı da ne oldu kasıtlı adam öldürmek bu ülkede bir suç değilmiş yine öğrenmiş olduk.
Uludere’de yüreğimiz hala kanıyor. Hala hiçbir gelişme yok, sadece bir albay’ın üzerinde kalmaması gereken bu olay ile ilgili bir şey yapmak için hala geç kalmış da değiliz. Oradaki insanlar yalnız değil, onlarla beraberiz ve bizimde canımız yanıyor. Suriye için gösterilen duyarlılık artık kendi ülkemiz içinde olanlar için devre girmeli, vakit çok geç olmadan. Biz önce kendi içimizdeki bu sorunları çözersek o zaman diğer ülke insanlarının feryadına kulak verip, sokaklara dökülmenin bir inandırıcılığı olacaktır. Ve bir devrim cenneti olan Orta doğu ile “beraberlik” işte o zaman gerçekliğe kavuşacaktır. Çünkü biz bizi “yöneten” devlete “yönetilenler” olarak yolunu göstermiş ve “Biz” olabilmiş olacağız. Aksi halde “sen önce kendi ülkendeki insanların katledişine bir bak da, sonra benimle ilgilen” diye bir karşılıkta alabiliriz.
Bizim bilincimizin özgürlüğe kavuşması da ancak bu şekilde vukuu bulacaktır. Topraktan fışkıran kemiklerin arkasını aradığımız kadar özgürleşecek, “başka” bir inanca sahip insanlara yapılan saygısızlığın hesabını sorduğumuz kadar inanç sahibi olabileceğiz. “Başka” ülkelerdeki katliamlara çıkardığımız sessin daha da yükseğini kendi ülkemizdeki katliamlarda çıkardığımız ve peşini bırakmadığımız kadar “biz” olabileceğiz. Bu dünya ne kadar gerçekse bizim aynı gerçekliğe ulaşıp da yaşayabilme kabiliyetini göstermemiz de ancak böyle mümkün olacaktır. İşte o zaman dünya bizim vatanımız olacak, tüm insanlıkla “biz” olacağız. Bu o kadar da zor değil. Uludere ile ilgili düzenlenecek ilk mitingde veya Ermeni mezarlığına yapılan kabul edilemez saygısızlığın ilk toplu özründe görüşmek üzere… Ben buradan kendi adıma tüm Ermeni cemaatinden özür diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2013
9.06.2013
3.06.2013
3.04.2013
24.03.2013
29.01.2013
12.10.2012
12.09.2012
20.08.2012
21.07.2012