Eylem YILMAZ
Öncelikle Orhan Miroğlu’nun bir okuru olarak hayal kırıklığı içinde olduğumu üzülerek belirtmek isterim. Kendisini salt geçmişin mağduriyetinin ajitasyonu ile tanımlamayan, PKK’ya ve Devlet’e karşı tüm cesareti ile saygı değer bir şekilde mücadele eden bir insanı sevmemek ve değer vermemek mümkün değil. Bu zamana karşı bu ülkenin demokratikleşmesi için hep beraberdik ve kendisine sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum.
Ne yazık ki, Orhan Miroğlu’nun 18 Ağustos 2012 tarihli,yine bu ülkenin en önemli ve saygıda kusur edilmemesi gereken aydınlarından EtyenMahçupyan’a hitaben kaleme aldığı ufak not büyük bir eksikliği ortaya çıkarmış oldu.
EtyenMahçupyan’ın Tayyip Erdoğan’ın kalpaklı fotoğrafına istinaden yapmış olduğu tahlil hiç tartışmasız yapılabilecek en doğru tahlildi. Etyen bey, Başbakan’ın devlete yakınlaştıkça ittihatçılaştığını ifade etmişti. Zira bu devletin kendisi ittihatçı olduğundan, güveliği temel alıp silaha ağırlık verince haliyle ittihatçılaşması normaldir. Etyen bey bu devlet geleneğinin dışından iktidara gelmiş bir Başbakan’ın bu “fotoğrafına” az bile söylemiştir.
Aslında Tayyip Erdoğan için gönül rahatlığı ile bu ülkenin ilk ve tek gerçek Başbakan’ı demek de mümkündür. Bu devlet ile kavga ederek varlığını sürdürmesi ve yapmak istediklerini de ancak bu ittihatçı devlet ile kavga ederek yapabileceği ortadadır. Tam bu noktada Avrupa Birliği’ne doğru attığı hızlı adımlar ve Ergenekon Soruşturması güzel örneklerdir.Bu nedenle Sayın Miroğlu’nun Başbakan’a verdiği desteği anlıyorum, aynı fikirdeyim ancakukala bir dil ile EtyenMahçupyan’ın ittihatçılık tanımına “teşekkür” etmesi ve ardından kendisinin ittihatçılığı tanımlamalarla değil hafıza ile anladığını ifade etmiş olması çok üzücü. Buradan yola çıkarak 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımından girmiş ve Hrant Dink cinayetinden çıkmış. Kendisi bir ittihatçıyı kalpağından değil nereden tanıyor merakım da buradan çıktı. Zira aynı Başbakan bir Amerika ziyaretin de “Benim ecdadım soykırım yapmaz” demiştir.
Yalnızca bir okur olarak kendisine hatırlatmak isterim ki,Fransız İhtilali (1789-1799)ile başlayan Milliyetçilik akımı ve ortaya çıkan Ulus-Devlet modelinin unutulmaz, acısı derin sonuçlarından biri bu topraklarda Ermenilerin yok edilmesiyle yaşanmıştır. İttihat ve Terakki cemiyeti bu doğrultuda hatırlanmalı ve bir ulusun yok edilip de üzerine başka bir ulusun nasıl inşa edildiğini o dönemin konjonktürü ile hatırlamak ve anlamak gerekir. Buradan bakarsak eğer “Ermeni aydın” etnik kimliği ile ittihatçılıktan dem vurulmasının ne denli yanlış olduğunu anlarız.
Hrant Dink cinayeti üzerine hafızam hiç eskimeyecek kadar tazedir. Örneğin Sayın Miroğlu’na konumuz illa hafıza ise HrantDink’in“Niçin Hedef Seçildim” yazısını hatırlatmak isterim. Bu yazısında Hrant Dink, Orhan Pamuk’un yargılanma aşamasının, Avrupa’da rezil olunduktan sonra ikinci celse görülmeden kapatılmasını, aynı şekilde Elif Şafak davasında daŞafak’ın mahkemeye dahi çıkmadan kapatılmasını hatırlatır. Sonra da çok haklı ve yerinde bir soru sorar, “Bu davalara gösterilen kaygı ve telaş niçin Hrant Dink davasında gösterilmedi? Bunun Ermeni olmamla bir ilgisi var mı?” Hatta yine hatırlatmak isterim ki, Hrant Dink yine çok haklı olarak o dönem Dış İşleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün ve Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek’in “301’den mahkûm olmuş, bedel ödemiş biri yok. Ne var bunda bu kadar büyütülecek.” sözlerini de hatırlatır ve “Alın size bedel, sanki bedel ödemek yalnızca hapse girmekmiş gibi, insanı bir güvercin tedirginliğine hapsetmenin ne demek olduğunu bilir misiniz siz ey Bakanlar, bilir misiniz?” diye de “sorar.”
Hafıza tazelemeye devam edelim, Ergenekon Soruşturması öyle bir noktaya gelmişti ki, Türkiye’nin Batısı kazılıyor cephanelik, Doğusu kazılıyor toplu mezarlar çıkıyordu. Bu kazı aşamasına savcı Zekeriya Öz’ü getiren nokta ise İbrahim Şahin’in gözaltına alınmasıydı. Bu gözaltı sırasında Şahin’in avukatının ofisinde bir dvd içinden şifrelenmiş bir şekilde Kafes Eylem Planı çıkmıştı. Hani içinde Hrant’ımızdan Operasyon olarak bahsedilen. Tam bu noktada daha da ilerlemesini beklediğimiz soruşturma nedense beklenmedik bir “terfi” ile donduruldu. Üzerine Hrant Dink davasının “örgüt yok” denilip, sanık unutularak kapatılmasını, dava savcısının “Ben örgütü görüyorum ama ulaşamıyorum” tespitini ve Başbakan’ın savcının bu tespitine rağmen “yargı elinden geleni yapmıştır” açıklamasını da not düşeyim. Benim hafızam bunları ittihatçılık olarak görüyor, Sayın Miroğlu sizin hafızanız bunlara ne diyor?
Bu Anadolu toprakları çok fazla katliam ve cinayet görmüştür. Sürekli tazelendiğinden unutmak mümkün olmuyor. Sayın Miroğlu sizin yaşadıklarınızı dahi aklımızdan çıkarmamız mümkün değildir. Ancak ne var ki, bizi bazen çok umutlandıran Başbakanımız bazen bizi “adaletli” isyana itmiyor değil. EtyenMahçupyan’ın haklı ve yerinde tespitine dönecek olursak, Başbakan Devlete yakınlaştıkça ittihatçılaşıyor.
Milliyetçilik akımı ile var olan sorunlarımızın aynı akımın yerinde yıkılması, yıkılıyor olması nedeni ile çözüleceğini düşünüyorum. Bu neden ile tek umudum asla Başbakan’a endeksli olmadı. Sizinle aramızda Başbakan’a inanç hususunda sanırım bu nedenle ufak bir fark oluştu. Teslim etmeliyiz ki, Başbakan zorla çekildiği devlet bataklığının politikasını red etmiyor. Bilakis sahipleniyor görünümünde.
“İttihatçılığı ancak Ermeniler ve Kürtler anlayabilir diye düşünüyordum, yanılmışım” sözünüzü ise iyimser karşılamak mümkün değil. Bu tanımın adına ben milliyetçilik derim. “Azınlıkların Milliyetçiliği” bilinci. Aslında ben sizi anlayabildiğimi düşünüyordum, yanılmışım. Bu zamana kadar vermiş olduğunuz mücadele ile takdir ettiğim bir yazarsınız. Çetin Altan’ın yazarlık tanımına rağmen kullandım bu cümleyi.
“Bir yazar olabilmek için yüzyıllar geçmelidir. Bir Dostoyevski, Tolstoy, Shakespeare gibi, benimse yalnızca hikâyemi anlatabildiğim birkaç kitabım var” der Çetin Altan.
Siz Kürt aydını tanımını kullanma mütevazılığini göstermişsiniz doğrudur da, ancak bir aydın olabilmek zordur. Önce meseleyi etnisite üzerinden değerlendirmemek, her hangi bir sorunu dünyadan ayrı tutarak değerlendirmemeyi bilerek tahlil etmek gerek.
EtyenMahçupyan bu ülkenin en önemli aydınlarındandır. Kendimi EtyenMahçupyan, Çetin Altan, Halil Berktay gibi yazarların karşısında sünger olarak tanımlarım. Dünyamızın dünü ve bugününe ilişkin derya denizdir onlar, öğrenmenin sınırını yok. Onlarla tartışmak mümkündür ama üslup önemlidir.
Başbakan ile umutlanmak için, Ergenekon Soruşturmasının aynı hızda başlaması, Avrupa Birliği reformlarına devam etmesi ve ağzına almadığı Yeni Anayasa’nın yapılmaya başlanması ile tekrar gerçekleşebilir. İşte o zaman ortada ittihatçı bir devlet kalmayacağı için ittihatçılaşacak bir Başbakan’ı da asla görmeyiz. EtyenMahçupyan gibi bir yazarın böyle kısır politikalar ile uğraşmayacağı bir ülke olur o zaman ve ben daha çok öğrenmeye devam ederim.
Hem Etyenbey’den, hem de sizden.
Saygılarımla
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Mısır'da askerle Türkiye'de yargıyla
26.12.2013 - Gezi Parkı'ndan bildiriyorum (1) Dayak
9.06.2013 - Dikkat Ergenekon var, derhal siyaset üretin
3.06.2013 - Barış her şeyi değiştiriyor…
3.04.2013 - Gelen barış ve gelmekte olan…
24.03.2013 - AKP bir koalisyon hükümeti
29.01.2013 - Aşk olsun
12.10.2012 - AKP, Bürokrasi, Acil Anayasa
12.09.2012 - Orhan Miroğlu’na…
20.08.2012 - Ergenekon Uğultularına Mızıkalı Islıklar
21.07.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Güzel anlatmış CHPyi Melih Altınok...Ayşe Kadioglu ne bulduysa; "CHPde yenilikciler Gelincik içegi gibi" diyor.CHP nin, Kemalist Ergenekonculari da boyle. Bunu yenilikcilere hediye etsinler.;) via.me/-9woaswq Ayşe Kadıoğlu; "Yenilikçiler gelincik gibi" )Dogru; Birileri sönüyor diğerleri . ) açıyor.