Eylem YILMAZ
Türkiye 11 yıl önce temiz iktidar arzusu nedeniyle Ak Parti’yi tek başına iktidara getirdi. Bu toplum bıkmıştı kirli iktidarlardan, bıkmıştı cinayetlerden, bıkmıştı bu ülkenin vatandaşları vatandan ayrı tutulmaktan. Öyle bir ülkeydi ki burası hiç kimse vatandaşı olarak kendisini kendi ülkesinde güvende hissetmiyor, korku ile, yok sayılarak yaşıyordu. Bu bıkkınlık Ak Parti’yi iktidar yaptı.
Ak Parti ilk yıllarında Avrupa Birliğine koştu ve Türkiye’nin hem vatandaşına kapalılığını hem de dünyaya olan kapalılığını ortadan kaldırdı. Bu elbette cinayetler ülkesinin sahiplerini rahatsız etti ve Ak Parti’yi devirmek için düğmeye basıldı. Yıl 2007 olduğunda hala yerli yerinde duran 301. gibi bir garabet madde üzerinden Hrant Dink 19 Ocak’ta öldürüldü. Peki, iktidarını kaybetmek istemeyen Ak Parti’nin ne yapması beklenirdi? Hiç kuşkusuz bu cinayetin üzerine gitmeli ve devletin içinde işlemiş bu elinde yüzyılın kanı olan katilleri temizlemesi. Buna yönelik adımlar da atıldı. Ergenekon soruşturması başladı. Yeni Anayasa tartışmaları hız kazandı. Bu arada bu ülkenin Başbakanı çıktı, “Ben bile bu ülkenin Başbakanı olarak bir şey yapmaya kaldığım zaman statüko karşıma dikiliyor, kımıldamıyorum” dedi. Yani bu ülkenin insanlarının zaten bıktığı katilleri bu ülkenin insanlarına şikayet etti. Seçime gidildi ve bu şikayet yerini buldu. Ak Parti tekrar iktidara tek başına geldi. Evet, artık statükoya karşı daha istikrarlı ve güçlü adımlarla gidebilirdi Başbakan, iktidar onundu, bu ülkenin insanları tam yetki vermişti. Fakat gelin görün ki, Başbakanşikayet ettiği statüko ile bunu yapmak yerine bir ‘anlaşma’ yoluna girdi ve o statükoyu yok edecek Ergenekon davasının savcısını görevden ‘terfi’ adıyla aldı. Avrupa Birliği hayallerde yaşamaya mahkum bırakıldı, Dink davası palas pandıras, sanık unutularak kapatıldı ve tabii bir de Uludere Katliamı yaşandı. Başbakanı ‘MİT krizi’ de kendisine getiremedi. Ne Özel Harp Dairesi’nde arama yapan hakimin orada ne bulduğunu öğrendik hatta ne de bu arama nedeniyle hakime gönderilen 8 adet kalaşnikof mermisinin kimler tarafından gönderildiği bulundu. Her ne anlaşmasına varıldıysa biz yine başa döndük. “Geçmiş suçların ve cinayetlerin” hesabını soran dürüst bir parti olarak kitlelerin kalbini kazanan Ak Parti zor zamanlarını da neden iktidara tekrar tekrar getirildiğini de unuttu. Kendi koalisyonunu kendisi oluşturdu.
Başbakan geçtiğimiz aylarda tekrar bürokrasiden şikayet etmişti. Unuttuğu tek ve en önemli husus zaten o bürokrasiyi yok etmek üzere o koltuğa tekrar oturtulduğuydu. Ergenekon savcısını görevden almak, Sayıştay kanunu ve Kamu İhale kanunu ile yapboz gibi oynamak için oturtulmadığıdır. Bunlar yapıldığı taktirde zaten o bürokrasinin gücüne güç katılmış olunuyor. Ve Başbakan’ın yine unuttuğu en önemli şey, bu ülkenin insanların bıktığı o kirli dönemlerin iktidarlarıdır. Onlarda mütemadiyen kendi koltukları için ‘anlaşmalar’ yaptılar. Bu ülkenin tarihi de bize her zaman göstermiştir ki, her kim ise iktidar koltuğunda oturan eğer bu devletle aynı masaya oturup, pazarlık yaparak yönetimi eline almaya kalkmışsa hep kendi iktidar koltuğunun altını kendi oymuştur.Bu anlaşmalar darbelerle sonuçlanmış ve koalisyon hükümetleri yaratmıştır. Aynı noktaya tekrar gelinmiş görünüyor. Bu sefer Ak Parti kendi koalisyonunu yaratıyor. Devlet ve Ak Parti ortak iktidarının son dönemecindeyiz.
Hrant Dink cinayetinin arkasındaki isimlerin çoğu açıkça bilinmesine rağmen siyasi iktidar olarak ortaya çıkartmaya pek hevesli olunmadığı gibi ‘terfi’ ettirildiler. Muammer Güler’i şimdi İçişleri Bakanı olarak karşımıza çıkarıyorlar. Dink davası boyunca hem orada yargılanan ‘çocuklar’ hem mahkeme aralıksız dalga geçmişken şimdi İçişleri Bakanlığı ile ödüller inci gibi diziliyor.
“Bu dava derin dehlizlerde kaybolmayacak” diyen Başbakan nerede? Bu cinayet öyle “birkaç öfkeli genç kurt cinayeti işledi” palavralarıyla üstü örtülecek bir cinayet değil, çok uzun bir süreçte planlanan, hazırlıkları yapılan, herkesin gözü önünde adım adım ilerleyen bir suikastın bütün ipuçları ortada. Bu ülke zaten bıkmış bir ülke fazla tahammülü kalmadı insanların. İnsanlar her an bu adımlar Ak Parti’yi devirmek için yapılıyor diye düşünmek zorunda değil ve burada sadece dik duracak olan bu ülkenin vatandaşları değil. Sadece bu ülkenin vatandaşları ellerini vicdanlarına koyarak bu iktidarın yaptıklarını düşünmek zorunda değil. Artık sıra iktidarda.
Elinizi vicdanınıza koyun Sayın Başbakan HrantDink’in ailesinin ve avukatlarının ısrarla cinayetten sorumluluğu var dediği Muammer Güler’i İçişleri Bakanlığına getirmek dalga geçmek değil mi? Elinizi vicdanınıza koyun Sayın Başbakan kim ne kadar dayanabilir buna? Elinizi vicdanınıza koyun Başbakan, Hrant Dink cinayetinin sorumluları ortaya çıkarılmadan dilinizden düşürmediğiniz demokrasi bu ülkeye uğrar mı?
Kürtler, Kürtlüklerini yaşamak, anadillerini konuşmak, bir Kürt olarak var olmak istediklerinden kıyıma uğradı.Aleviler, mezheplerinden dolayıdışlandı,solcular fikirlerinden dolayı yargılandı, bütün bunları doğuran Ermeni Soykırımı inkarla kalmadığı gibi bu ülkede yaşayan Ermeniler sürekli tedirgin yaşamaya mahkum edildi. Tüm bunlar yetmedi barışı konuşan bu nedenle kendi cemaatiyle bile ters düşen HrantDink’i aldılar bizden. Türkiye’de yaşayarak barışı konuşmak zordu ve bu zoru başarmıştı Hrant Dink hak mıdır bu şimdi Sayın Başbakan? Elinizi vicdanınıza koyun, hangi vicdana sığar bu?
Sizi devirmek uğuruna öldürülmüş bir insanın adaletini vermek boynunuzun borcudur. Yoksa bu ülkenin o kirli elleri döner sizi de vurur. Kürt sorununu çözmekte gösterdiğiniz dik duruş bu cinayette de gösterilmelidir. Yoksa görünen o ki biz yine çok ciddi bir darbe tehdidi ile yine karşı karşıyayız. Uzun lafın kısası ya bu deve güdülecek ya da bu diyardan gidilecek noktasındayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2013
9.06.2013
3.06.2013
3.04.2013
24.03.2013
29.01.2013
12.10.2012
12.09.2012
20.08.2012
21.07.2012