Fehim TAŞTEKİN
Kilis’e atılan roketler bir yana, Türkiye 7 Haziran 2015’ten beri yedi kez IŞİD’in bombalı saldırılarına hedef oldu. 28 Haziran’da gerçekleştirilen ve 42 kişinin ölümüne, 239 kişinin de yaralanmasına yol açan İstanbul Atatürk Havaalanı’ndaki son 'savaşçı intihar' saldırıları hedef seçimi, zamanlama ve bölgesel gelişmeler açısından çok daha fazla dikkate değer.
Saldırılar tam da Rusya ile ilişkileri düzeltmek için beklenen adımları atan Türkiye’nin Rus turistlerin yolunu gözlemeye başladığı günlere denk geldi. Saldırıyla çakışan başka bir gelişme da İsrail-Türkiye arasındaki ilişkileri normalleştiren anlaşmanın imzalanmasıydı.
Hal böyle olunca iktidar medyası saldırıların, Türkiye’nin komşularıyla barış sürecini sabote etmeye yönelik olduğunu iddia etti. Hükümetin son beş yılda tehlikeli örgütlere silah, eğitim ve lojistik destek sağlayıp sınırlarında cihatçılara geçiş üstünlüğü tanıyan müflis Suriye politikasının ülkeyi bu duruma getirdiğine dair hakikatle kimsenin ilgilendiği yok.
Sabah gazetesi "Barışa kalleş pusu" manşetini “Rusya ve İsrail ile anlaştığımız günlerde organize ihanet şebekeleri devreye girdi” yorumuyla süsledi. Hükümet medyası saldırıları, Türkiye’yi kuşatma, engelleme ve yalnızlaştırma gayretlerine bağlayan çok sayıda yoruma yer verdi.
Halbuki IŞİD’in Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesinden rahatsız olduğuna dair hiçbir emare yok. İki ülkenin eski günlerine dönmesi, IŞİD’in Irak ve Suriye sahnesindeki hareketlerini tehdit eden bir perspektif de içermiyor. Tam tersine İsrail en önemli düşmanı olan Suriye'nin dişlerini söken bir vekâlet savaşına Türkiye'nin sunduğu katkılardan pek memnun.
Öte yandan, IŞİD’in Türk-Rus barışından endişelenmek için sebepleri olabilir. Suriye’de devrim hayallerinin sonunu getiren Rus müdahalesi ve Türk hükümetinin buna öfkesini 24 Kasım 2015’te bir Rus uçağını düşürerek ortaya koyması ilişkilerin bozulma sebebiydi. İlişkilerin düzelme sebebi ‘ekonomik’ olsa da bu barış, Türkiye’nin Suriye politikası üzerinde değişim baskısını artırabilir. İşte bu, hem IŞİD hem de Türkiye’nin ‘sevimli devrimcileri’ için kötü haber.
Durum böyle olsa da IŞİD’in Rus-Türk barışını hedef aldığına dair iddiaların ayakları havada. Çünkü bu tür bir saldırı çok önceden planlanmış olmalı. Nitekim, CNN Türk’e göre istihbarat birimleri Atatürk Havaalanı’nın da aralarında olduğu bir hedef listesini yaklaşık 20 gün önce ilgili devlet birimlerine göndererek, saldırı olabileceği uyarısında bulundu.
ABD de 27 Haziran’da 16 kentin adını vererek Türkiye’yi ziyaret edecek vatandaşlarını uyardı.
Yine Türk medyasına göre Dağıstanlı, Özbekistanlı ve Kırgızistanlı oldukları belirlenen üç saldırgan 25 Mayıs’ta Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra İstanbul’da Aksaray’daki Horhor caddesinde bir daire kiralayıp, saldırı hazırlığı yaptı. Yani saldırı hazırlığının en az bir aylık bir geçmişi var.
Tabi hükümet istihbarat ve güvenlik zafiyetine dair tartışmaların önünü almak için mutat olduğu üzere sıra dışı önlemlere sarılıyor. Bunların başında yayın yasağı ile Facebook ve Twitter erişimlerine kısıtlamalar geliyor.
Buna ilaveten Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) sosyal medyada toplumsal infiale yol açacak paylaşımlarda bulunanlar hakkında yasal işlem yapılacağını açıkladı. Yani acıları paylaşmak bile yasaklandı.
AKP Milletvekili Şamil Tayyar yayın yasağını eleştirenlere “Umarım böyle bir patlamada can verirler” karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ise skandal bir çıkışa imza attı: “Patlama haberlerini yapmak boyunuzu mu büyütüyor?”
Ancak eğer “Zamanlama manidar” denilecekse projeksiyonun tutulması gereken başka yerler var.
Türkiye Suriye’nin kuzeyinde Kürtlere karşı kırmızı çizgiler ilan etmek suretiyle IŞİD’e korunaklı alan sağlayan siyasetinden vazgeçmese de üzerinde artan iç ve dış baskılar yüzünden örgüte yönelik gözaltı operasyonlarını artırdı.
Resmi verilere göre IŞİD’e yönelik operasyonlarda 2016’ın ilk beş ayında 989 şüpheli gözaltına alındı, bunların 228'i tutuklandı. Bu rakama haziran ayında 50-60 kişi daha eklendi.
Ayrıca IŞİD üyeleri Cerablus ve El Rai bölgesinden Türkiye’nin Gaziantep ve Kilis illerine geçişlerini sürdürse de son zamanlarda güvenlik güçlerinin eskiye nazaran daha uyanık olduğu söylenebilir. Bu da örgütün giriş çıkışlarını zorlaştırıyor.
IŞİD’in öfkesini çeken bir başka husus da şu: Türkiye, Azez-Mare hattında silahlı grupların tuttuğu mevzilerin IŞİD tarafından ele geçirilmesini önlemek için üç boyutlu bir strateji yürütüyor:
Sınırdan top atışlarıyla Ahrar El Şam ve Nusra Cephesi gibi örgütlere nefes aldırıyor.
Bu grupların silah ve lojistik ihtiyacını gideriyor.
Özel timler sahada kısa süreli misyonlarla bu grupların operasyonel kapasitelerini artırıyor.
Hükümetin bazen ikiyüzlü bazen göstermelik IŞİD’le mücadele stratejisine rağmen, bu tür eksik-gedik tedbirler ve müdahaleler örgütün intihar saldırılarıyla Türkiye’yi terörize etmesi için yeterli.
“Zamanlama manidar” faslında not edilmesi gereken başka bir nokta ise şöyle: IŞİD militan ya da sempatizanlarına Ramazan ayı boyunca saldırılarda bulunma çağrısı yapmıştı. Atatürk Havaalanı’na saldırı da IŞİD’in hilafet ilanının ikinci yıl dönümüne denk geldi.
Hedef seçimine gelince, İstanbul Atatürk Havaalanı Avrupa'nın en yoğun üçüncü havaalanı. Burada düzenlenen saldırıyla hem Türkiye’yi can evinden vurdular hem de dehşetin küresel etkisini artırdılar. Haliyle saldırı sadece Türkiye değil bütün dünyaya mesaj sayılır.
Daha önceki saldırılarla kıyaslandığında hedef seçiminde de bir değişim gözlemleniyor. Diyarbakır’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) mitingi, Suruç’ta Kobani’ye yardım götüren solcu gençler, Ankara’da hükümetin Kürtlere karşı savaş stratejisini eleştiren parti ve sendikalar hedefteydi. Yani Suriye bağlantılı ama Türkiye’nin iç siyasetine bir şeyler söyleyen bir strateji söz konusuydu. Daha sonra Sultanahmet ve Taksim örneğinde olduğu gibi özellikle yabancıların hedef alındığı saldırılar da olmuştu. Ancak Gaziantep ve son İstanbul saldırısı, ibrenin devleti ve toplumuyla bütün Türkiye’nin canını yakacak eylemlere kaydığını gösteriyor.
Ankara şimdiye kadar IŞİD saldırılarıyla biriken öfkeyi PKK, PYD ve YPG'ye yöneltmeye çalıştı. Yani IŞİD’e karşı küresel mücadele koalisyonunun hedefine örgüt ile savaşan Kürtleri de sokmak için uğraştı. Ancak son saldırı gösterdi ki hükümetin artık IŞİD’in yanına örgütler listesi sıralayarak işi sulandıracak durumu yok. Hükümet medyası "Menbic tehlikede" manşetleriyle IŞİD lehine duyarlılık göstermekten geri durmasa da "kokteyl terör" söylemi geriledi. IŞİD’in artık doğrudan Türkiye’ye savaş açan bu saldırıları ise Suriye siyasetinde bir değişimi dayatıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025