Fehim TAŞTEKİN
‘Birliğin Durumu’ nedir başkan? İran’ı kuşatıp dize getirme stratejisinde nedir hasıla? Bununla bağlantılı Suriye cephesi nasıl gidiyor?
Orta Doğu’da suları köpürtmek kolaydır, dindirmekse diplomasiye pabuç üstüne pabuç eskitir. Nükleer anlaşmayı çöpe attıktan sonra balistik füze programının sınırlandırılması dahil İran savunmasını köreltmeyi ve Orta Doğu’daki kollarını kesmeyi öngören 12 maddelik koşullar listesini açıklamış olan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Körfez’de mayıs boyunca süren dramatik restleşmelerin ardından birden bire, “Koşulsuz görüşmelere hazırız” deyiverdi.
İsviçre, Umman, Irak, Almanya ve Japonya gerilimi düşürmek için diplomatik kanallar olarak öne çıktı.
Trump, ABD’nin Tahran’daki çıkarlarını temsil eden İsviçreli yetkililere özel numarasını bırakıp İranlılardan telefon beklemeye koyulmuştu. Beyhude bir bekleyişti.
Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi, Tahran’da nabız yokladı. Irak üzerinden bir iki mesaj trafiği yaşandı. Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas Amman, Bağdat, Abu Dabi ve Tahran’ı kapsayan bölge turuna cuma günü başladı. Sıra Japonya Başbakanı Şinzo Abe’de.
1980’lerde Japon Dışişleri Bakanı Şintaro Abe Irak ile İran’ı barıştırmak için Tahran’a gitmiş. O vakit oğlu Şinzo Abe de babasının sekreteri olarak yanındaymış. İranlılar bu ziyareti güven ve saygınlık atfıyla hatırlıyor. Şinzo Abe şimdi başbakan sıfatıyla 12 Haziran’da Tahran’a gidecek. Hiroşima’dan beri ‘zorunlu müttefik’ ABD ile İran arasında orta yol bulmaya çalışacak. Japonya ABD’nin kırmızı çizgilerini hep gözetti ama İran’la da dost kalmaya çalıştı. 1950’lerde İngiliz ambargosunu delip İran’dan petrol alan Japonya aynı direnci şimdi ABD karşısında gösterecek durumda değil. Petrol ihtiyacının yüzde 15’ini İran’dan alırken bunu sıfırladı. 2004’de Azadegan petrol sahasının yüzde 75’ini alan Japon Inpex, Amerikan baskısıyla 6 yıl içinde payını sıfırladı. Yine de ilişkiler karşılıklı anlayış içinde ve tabi siyaseten düşük profilde süregeldi. Tahran’a başbakan düzeyinde son ziyareti 1978’de Takeo Fukuda yapmış. Arabuluculuk fikri, geçen ay Trump’ın Tokyo ziyareti sırasında gündeme geldi. Bu girişimi önemseyen Trump “İran’ın konuşmak isteyeceğine inanıyorum” demişti. Şinzo Abe’nin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ay sonunda Japonya’da düzenlenecek G20 zirvesine teşriflerini temin edip ABD ile doğrudan temas için şansını deneyeceğine dair öngörüler var. Doğrusu hiç kolay değil.
***
ABD Körfez’e uçak gemisi, nükleer bombardıman uçağı ve takviye asker gönderip baskıyı tırmandırırken bu stratejinin kontrolden çıkması halinde sonuçların herkes için felaket olacağına dair değerlendirmeler öne çıktı. Trump’ı bu stratejiye ikna eden şahin kanat, Fuceyra açıklarında dört gemiye yönelik saldırılardan ivedilikle İran’ı sorumlu tutmuştu. Ancak BAE, İran’ın adını anmadan botlarla gelen dalgıçların gemilere mayın yerleştirdiğini, sabotajın karmaşık ve koordineli olduğunu, arkasında bir devlet aktörünün bulunduğunu rapor etti. İran’ı doğrudan suçlamaktan kaçınan bir tercih. Bu da saldırıyı kim düzenlemiş olursa olsun mesajın alındığı anlamına geliyor. Suudi Arabistan’da iki petrol pompasına yönelik drone saldırıları, yine Suudi ve BAE’nin hava limanlarına ulaşan Husi füzeleri, Irak’ta Haşd el Şaabi güçleri ile Lübnan’da Hizbullah’tan gelen tehditler olası bir savaşta yangın coğrafyasının sınırlarını çiziyor. Deniz yoluyla dünya petrol sevkıyatının üçte birinin gerçekleştiği Hürmüz Boğazı’nın kapatılması ihtimali ise bu senaryonun en can alıcı kısmını oluşturuyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, “Bay Trump, yönetimi ve istihbarat servisleri çok iyi biliyor ki İran’a karşı savaş yalnız İran’la sınırlı kalmayacak. İran’a karşı savaş bütün bölgenin ateşe atılması demektir. Bütün Amerikan güçleri ve çıkarları imha edilecektir. Onlarla işbirliği yapanlar bunun bedelini ödeyecektir, herkesten önce İsrail ve Suudi kabilesi” şeklindeki sözlerinin ne denli ciddiye alındığını İsrail güvenlik birimleri arasındaki ‘tehdit’ değerlendirmelerinden biliyoruz.
Ayrıca İran’ın bağlı kalmaya devam ettiği nükleer anlaşmadan çekilip uranyum zenginleştirme programı üzerindeki sınırlamaları kaldırması ihtimali de muhataplarını kara kara düşündürüyor olmalı. Tırmanmanın bölgeyi götüreceği nokta nükleer yarış.
ABD’nin bölgesel ortaklarına bakınca onlar da umutsuz bir vakıa. Suudi Kralı Selman’ın İslam ve Arap dünyasını Mekke’de toplayıp İran’a karşı sunduğu ortaklık tablosu da ‘nakıs’ kaldı. Arap NATO’su derseniz o da çölde toz duman.
Trump’ın Mueller soruşturması ile köşeye sıkıştırıldığı ve ‘büyük bir savaştan kaçınma’ koşuluyla İran’la gerilimi tırmandırma stratejisini kabul ettiği yönünde bir algı var. Robert Mueller’in raporunda topu taca atması da Trump’ın İran, Suriye ve İsrail politikalarında şahin kanadın çizgisine gelmiş olmasına bağlanıyor. Bu çıkarım doğru mudur bilemeyiz ama Trump’ın arabuluculara bel bağlaması görüntüyü kurtaracak bir çıkış aradığını gösteriyor.
Dini lider Ayetullah Ali Hamaney “Müzakere yapmayacağız” diyerek kapıyı kapatmış gözükse de İran’ın da bir çıkışa ihtiyacı var. Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Keyvan Husravi, “Abe’nin ziyareti, ABD’nin 2015 nükleer anlaşmaya dönmesine ve yaptırımların kaldırılmasına yönelik bir çaba sarf edilirse başarıya ulaşır” demiş. Yine de Abe’nin ziyareti için Tahran’da hazırlıkların yapılıyor olması ‘perde arkası’ oyunlara açık bir pozisyona işaret ediyor.
***
Gerilimi yönetilebilir bir düzeye çekmek iki tarafın da işine gelebilir. Fakat bu iki tarafın mevcut pozisyonlarından çekilip yeni bir sayfa açacakları anlamına gelmiyor. İki taraf arasındaki uçurum büyük. Bir kere ABD’nin müzakere etmek istediği konular İran için ‘intihar’, ‘hezimet’ ve ‘küçük düşürülme’ gibi çağrışımlar yapıyor.
Trump, Suudi Arabistan ve BAE’ye gelişmiş silahlar verirken İran’a ‘silahlardan arın’ ve ‘normal bir ülke ol’ diyor. Normal ülke? Aşağılama buradan başlıyor. Anormalin ‘normal’ dayatması. ABD’yi huysuzlaştıran bazı programlar ta Şah zamanında başlamış ve milli bir mesele olarak bugüne gelmiş.
Körfez’in silahlanma serüveni de İran’a aksi yönde bir telkinde bulunmayı imkânsız kılıyor. Sözgelimi Trump 24 Mayıs’ta İran’la gerilime atfen ‘acil durum yetkisi’ ile Kongre’yi baypas ederek Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün’e 8 milyar dolarlık silah satışını öngören 22 anlaşmaya onay verdi. Anlaşmalar 120 bin hassas güdümlü bombanın yanı sıra F-15, havan topu, tanksavar füze ve tüfek satışını içeriyor. Birkaç gün önce bununla ilgili bir gizli bilgi de açığa çıktı. New York Times’a göre Trump acil durum yetkisiyle Raytheon şirketine gelişmiş bomba parçalarını Suudi Arabistan’da üretme izin veriyor. Üretilecek parçalar arasında ‘Paveway’ adlı akıllı bombalarda kullanılan kontrol sistemleri, kılavuz teknolojileri ve devre kartları yer alıyor.
CNN de, Suudi Arabistan’ın Çin’in yardımıyla balistik füze programı geliştirdiğine dair Amerikan istihbarat bilgilerine yer verdi. Aslında Körfez’deki komşularını birbirine karşı bileme stratejisi bir noktadan sonra işleri ABD’nin de istemediği noktaya taşıyabilir. Kongre’de Suudi Arabistan’ın gelişmiş silahlara kavuşmasını tehlikeli bulanlar olduğu gibi İsrail de bu konuda alarm verebilir. İsrail nükleer silahlar bir kenara bölgede ileri teknoloji silahların kendisinden başkasında olmasını potansiyel tehlike olarak görüyor. Silahlansınlar ama eskilerle! Washington Post geçen ocakta Suudilerin El Vatah’da bir balistik füze tesisi kurduğuna dair 12 Kasım 2018’te çekilmiş uydu görüntülerini yayımlamıştı. Benzer görüntüleri 14 Mayıs’ta CNN ekrana taşıdı.
Kimi Kongre üyelerine göre Suudilerin silahlanma macerası, İran’ı baskılama stratejisini zayıflatıyor.
***
İran’ı Orta Doğu’dan çıkarma faslında da ilk sırayı Suriye alıyor. Son günlerde ABD’nin Rusya’ya İran’ın çekilmesi halinde Suriye yönetimini tanımayı içeren bir teklif sunduğu öne sürülüyor. Bir aşama sonrasında bu, “Suriye’den hep birlikte çekilme” önermesine dönüşebilir. Özel Temsilci James Jeffrey, geçen salı Middle East Institute’deki konuşmasında “Rusya ile her seviyede fikir alışverişinde bulunduk. Anlaşma yok” dedi. İran ile Rusya arasındaki işbirliğinin rengi belki bundan sonra rekabete dönüşecek ama Rusların İsrail ve ABD adına yapabilecekleri de sınırlı.
Beri tarafta ABD’nin Suriye stratejisi İran’la olduğu kadar Türkiye’nin Kürtlerle ilgili kırmızı çizgileriyle de ilintili. Jeffrey ‘Türkiye ile Suriye Demokratik Güçleri’nin güvenli bölge hususunda prensipte genel bir anlaşmaya sahip olduğunu’ söylüyor. Ancak ‘YPG’nin ne kadar geri çekileceği, IŞİD’le mücadeleden kalan Amerikan silahlarının ne olacağı ve güvenli bölgenin nasıl idare edileceği konularında henüz çözüm bulunamadığını da ekliyor. Yani ABD bu fasılda da çıkmazda.
Özetle İran’ı kuşatma stratejisinin kolonları sabitlenemiyor. İran’ı zor duruma düşürdüğünü söyleyen ABD buradan bir sonuçla çıkamıyorsa kendisi de zor durumda demektir. Bedelini müdahale edilen coğrafyalar ödediği için ABD’nin uzaktan uzağa hata yapma ve ardından ‘pardon’ deme esnekliği olabilir. Fakat bölge ülkelerinin böyle bir lüksü yok. Ateşle yatıp kalkanlar cehalet, dayatma ve küstahlık karşısında daha stratejik, daha esnek ve daha akıllı olmak durumunda.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025