Fehim TAŞTEKİN
Herhalde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani “Fakire de yaranamadık” diye saç baş yoluyordur. Benzine zam, yönetimi, 2017’deki gibi ekonomik isyanla başlayıp rejime karşı meydan okumaya dönüşen kalkışmanın bir benzeriyle karşı karşıya bıraktı.
Cumadan beri Tahran, Tebriz, Meşhed, Şiraz, İsfahan, Kirmanşah ve Ahvaz dahil 40’ın üzerinde kentte gösteriler sürüyor.
Güya zam, fakirin ekmeğine azcık yağ sürmek içindi. Zamdan gelecek 2.5 milyar dolarlık ek gelir ülkenin yüzde 75’ini oluşturan az gelirli 18 milyon aileye mali destek olarak aktarılacaktı. Hükümetin zammı ‘satış’ gerekçesi böyleydi. İranlılar benzini aylık 60 litreye kadar 1000 tünene (50 kuruş) alıyordu. Fiyat 15 bin tümene (75 kuruş) çıktı. 60 litreyi aşan her litre için fiyat 3 bin tümen oldu. Daha önce 250 litreye kadar fiyat 1000 tümendi. Bu haliyle de petrolün en ucuz satıldığı ülkelerden biri.
Ruhani, GSMH’nin yüzde 12’sine tekabül eden 63.7 milyar dolar tutarındaki sübvansiyonları kademeli olarak düşürmeyi programına almıştı. Sübvansiyonlarda en büyük pay petrol ve doğalgaz tüketimine ait.
Ancak Ruhani artık mollaların kalesi diye bilinen kentlerde bile sistemin ayaklarına vuran gösteriler sökün edince öngördüğü tedbirleri istediği ölçüde alamamıştı. Sokağın nabzını dikkate alan bir yaklaşım vardı. Ancak şimdi Lübnan ve Irak’taki gösteriler İran’ın Orta Doğu’daki rolüne itiraz eden boyut kazanmışken İran’ın kendi kentlerini yakacak bir adımı atması zamanlama açısından hayli öngörüsüz duruyor. Gelirler devletin kasasına girmeyecek olsa bile kitleler pimi çekilmiş bomba gibi patlayıverdi. Bu yüzden sistem içinden de ciddi eleştiriler geliyor.
Karar, 2018’de Amerikan yaptırımlarına karşı ‘ekonomik cihat’ için dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in talimatıyla oluşturulan ve cumhurbaşkanı, meclis başkanı ile yargı erki başkanının yer aldığı üçlü komiteye ait. Ancak çok sayıda vekil, meclisin saf dışı bırakıldığını belirtip kararın geri alınmasını istiyor. Bu talebe bazı etkili ayetullahlardan da destek var. Sokaklarda posterleri yakılan Hamaney, “Devrim karşıtları ve İran düşmanları, bu tür tahribatları ve güvenliği bozucu eylemleri desteklemiştir. Şimdi de bununla meşguller” diyerek öfkeyi değersizleştirme yoluna gitti. Evet, çevresel koşullar belki bunu demesine imkan veriyor:
– İsyana Amerikan desteği…
– Devrik Şah Muhammed Rıza’nın koltuğuna dönme hayalleriyle kavrulan Rıza Pehlevi’nin rejimi devirme çağrısı…
– Amerikalı Neo-Conların yeni gözdesi Halkın Mücahitleri’nin fırsatçılığı…
– İsrail ve Körfez medyasının iştahlı ilgisi vs.
Bütün bunlar halkın sinesine sığmayan öfkesini düşman komplosuna bağlamak için yeterli gelebilir.
İranlılar ikilemde. Bir tarafta ses vermeyi Amerikan ambargolarına destek olarak okuyan ya da böyle görülmesinden korkanlar var. Diğer tarafta başka türlü rejim değişmez, artık ne olacaksa olsun diyenler…
Tahran Büyük Pazarı’nda esnafın kepenk açmaması da eğer devamı gelirse mühim bir gösterge. Fakat emin olamayız. Eskiden İran için “Bazaar’ı kazanan devrimi alır” kuralı geçerliydi. Ancak eskiyi anımsayanlar bugünkü Bazaar’ı ‘kof’ buluyor. Geçen ocakta Paris’te muhabbet ettiğim devrik Başbakan Muhammed Musaddık’ın torunu Hedayat Matin-Daftari’ye son dönemlerdeki siyasi çalkantılar karşısında Bazaar’ın rolünü sormuştum. “Bazaar bazaarlığını yitirdi, tüccarların yerini dükkâncılar aldı. Politik gücünü kaybetti. Eskiden Bazaar İran politikasının kalbiydi” demişti.
***
İran’ın ekonomik kriz derinleşiyor. İran halkı da sokağa aşina. Kötü gidişatta Amerikan yaptırımlarının rolü tartışma götürmez. Üretim kapasitesi günlük 3.8 milyon varil olan ülkenin petrol satışı 2.3 milyon varilden 300 bin varilin altına indi. Petrol geliriyle bütçesinin yüzde 60’ını yapan bir ülke için ağır bir bilanço. ABD ve Körfez’deki ortaklarının İran halkını rejimden koparmak için bütün kanalları zorladığı da bir hakikat. Şimdi yönetim gerçeğin yarısını göstererek sistemi korumaya çalışıyor. Gerçeğin diğer yarısı ise bugün petrol zammı, yarın başka bir vesileyle halkın yine patlayabileceğini gösteriyor.
Amerikalılar sistemi çökertmeye ayarlı baskı mekanizmasını inanılmaz boyutlara taşısa da ekonominin dışında da sokağa çıkmak için bir sürü neden var:
Siyaset mutlak surette kontrol altında. Sistemin çizdiği sınırlar dışında muhalefet etmenin bedeli ağır. Kontrol dışına çıkan siyasiler ev hapsinde ya da Evin Hapishanesi’nde.
Tahran’da Şah döneminde kalma Savak’ın merkezi ‘İşkence Müzesi’ olarak ziyaretçilerini ağırlıyor ama hapishanelerde işkence faslı hiç kapanmadı.
Vinçlerde sallandırılan insanlar, özellikle Kürdistan bölgesindeki hak mücadelesinin en travmatik sayfalarını oluşturuyor.
Topluma, siyasete, ekonomiye katma değer katacak yetişmiş insanları bu baskı ortamında ülkeyi terk ediyor. Bitmeyen bir çoraklaşma süreci yaşanıyor.
İran 1979’dan sonra örtünme zorunluluğunu İslam Devrimi’nin simgesi haline getirdi ancak son yıllardaki esaslı meydan okumayı da başörtüsünü açarak bireysel eylemlerde bulunan kadınlardan görüyor. Devrimin simgesi devrimi bitireceğe benziyor!
***
Amerika ve İsrail gibi bir düşmanınız varsa bütün başarısızlığı ‘yabancı güçlere’ fatura etmek kolay. Kötü yönetim, kifayetsizlik, ehliyetsizlik, yolsuzluk ve istismar sistemin temel sorunu. Faturayı hepten şer güçlere yazmanın kolaycılık olduğunu petrolle ilgili basit bir hesap da ortaya koyabilir. 1979’dan önce petrolde üretim kapasitesi günlük 6 milyon varili bulmuştu. İhracat rakamları 5.2 milyon varili gösteriyordu. Normal koşullarda kapasitesin 3.8 milyon varile düşmesi sadece yaptırımlarla izah edilebilir mi? Kuruluş sürecinde İran’ın OPEC’teki adamı Dr. Parviz Mina’yla bu konuyu geçen nisanda uzun uzadıya konuşmuştum. Şunları söylemişti:
“Sadece yaptırımlar değil rejimin aptalca politikaları yüzünden İran dünyadan koptu. Modern teknoloji getiremediler, yatırım yapmadılar. Devrimden sonra iş bilen kadroları tasfiye ettiler. Sonra kadrolaşmaya gidildi. Milli Petrol Şirketi’nde 54 bin çalışan vardı. Bunların 34 bini profesyoneller, 20 bini işçilerden oluşuyordu. Şimdi 150 bin personel çalıştırıyorlar. Şah döneminde Petrol Bakanlığı yoktu. Sadece şirket vardı. Kararlar yönetim kurulu tarafından alınıyordu. Şimdi yetki Petrol Bakanlığı’nda. Bakan ve 7 yardımcısı var. Neden yedi? Çünkü şirketin 7 direktörü vardı. (Onların yerini aldılar.) Hepsi mollaların adamı. Profesyonel oldukları için değil rejime sadakatleri nedeniyle atanıyorlar. Kendi adamlarına yer açmak için şirketi 50’den fazla şirkete böldüler. Aralarında doğru düzgün koordinasyon ve şeffaflık yok.”
***
Lübnan ve Irak’ta mezhep dışı ya da mezhepler üstü vurgularla ulusal ya da seküler kaygılara yaslanan kitlesel devinimler İran’a çok şeyler söylüyor. İran yönetimi bu iki ülkedeki gösterileri de ‘Amerikan-İsrail-Körfez’ üçgenin yönlendirmelerine bağladı. Fakat bölgenin siyasal haritasını alttan şekillendiren dinamizm İran’ın görmek istediğinden farklı bir şeye parmak basıyor: Bu üçgenin ilgi ya da çıkarları ne olursa olsun insanlar mezhepsel-dinsel bölünmüşlüğe kaptırdıkları ülkelerini geri istiyor. Ve bunu dini değil ulusal kimlikleri öne çıkararak yapıyorlar. İran’ın bölgede inşa ettiği ‘direniş’ unsurları, 2001’den beri Amerika’nın feci müdahaleleri sayesinde umulmadık genişlik ve derinlik kazandı. Fakat bu süreç limitlerine ulaştıktan sonra ulusalcı ve seküler damarları tetikledi. İran ‘geri toplanma’ baskısını reddederken içeride “Orta Doğu’daki emellere feda ediliyoruz” diyen kendi halkıyla yüz yüze kaldı. Bu yeni duruma uygun bir okuma olmazsa İran’daki deprem hiçbir yerle kıyaslanamayacak kadar yıkım yaratabilir
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025