Fehim TAŞTEKİN
Libya’da BM’nin himayesindeki siyasi çözüm çabaları kritik bir eşiğe geldi. Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu'nda savaşan tarafların katılımıyla geçiş dönemini yönetecek yetkili organların şeması belirlendi. Üç kişilik Başkanlık Konseyi ve bir başbakanla 24 Aralık 2021’de öngörülen seçim ve bölünmüş devlet organlarının birleştirilmesi süreci yönetilecek. Başkanlık Konseyi’nde Trablus, Sireneyka (Berka) ve Fizan bölgelerini temsilen bir başkan ve iki yardımcı olacak.
Sıra bu koltuklara oturtulacak isimlere gelince seçim ikinci tur görüşmelere kalırken siyaset borsası da açıldı.
Araştırmacı Muhammed el Carih forum üyelerini satın almaya dönük rüşvet iddialarını gündeme getirince ortalık biraz karıştı. Carih isim vererek bir adaya destek için 200 bin dolar rüşvet önerildiğini öne sürdü. Bunun üzerine 75 forum üyesinden 60’ı BM Temsilcisi Stephanie Williams’a iddialar için soruşturma çağrısı yaptı.
Rusya ve Mısır’ın destekçilerini hayalkırıklığına uğratan Halife Hafter’i bir adım geri alıp öne çıkardığı Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in Başkanlık Konseyi başkanı olması; Türkiye ile yakın mesaisiyle bilinen İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın da başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyordu. Ama seçici forumda ikisinin de sevmeyeni çok. O yüzden iş uzadı.
***
Türkiye ile kritik anlaşmaları istemeyerek imzaladığı ortaya çıkan Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz el Serrac havlu attığından Başağa, Ankara’nın Libya hesaplarının tutmasında daha da önem kazandı. Müslüman Kardeşler’le ilişkisi ve Türkiye destekli olması Başağa’nın bugünkü konumuna hizmet etti. Başağa azimli, hırslı ve pragmatik yapısıyla bazı Avrupa ülkeleri için de Libya’yı yeniden devlet olma yoluna sokacak kişi olarak görülüyor. Ama Müslüman Kardeşler ve Türkiye bağları hem içerideki hem dışarıdaki aktörler açısından bundan sonrası için ters sonuçlar verebilir.
Ankara’nın adamı olmak doğu güçlerinin destekçileri Paris, Kahire, gizli dümenlerin erbabı Emirlikler, bir ihtimal Moskova açısından veto nedeni olabilir. Fakat Başağa yetki alanlarını çok aşan manevralar yapabilen birisi. Başkan gibi davranıyor. Çapraz ilişkilere kalkışabiliyor. Başbakanlık şansını artırmak için de sıra dışı temaslarda bulundu. Türkiye’nin hasım bellediği başkentlerde temaslar yürüterek buzları kırmaya çalıştı. Belki Ankara ile koordineli belki değil, henüz bilmiyoruz. Benim Libyalı dostlarım Türkiye’ye sırtını verse de Başağa’nın kendi gündemine göre pragmatik adımlar attığından emin.
Başağa kasımın başında Kahire’ye gitti, bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Mısır’ın desteğini garantilemek için ilişkileri yeniden kurma, terörle mücadelede ortaklık geliştirme ve Trablus’taki milis güçlerinin dağıtılması hedeflerini dillendirdi. Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin arkasındaki bu milisler siyasi sürecin en ciddi sınavı. Başağa epey olumlu notla döndü. Ankara ile deniz yetki alanları ve askeri ortaklıkla ilgili anlaşmalar ile Türkiye’ye askeri üs tahsisi gibi Kahire’nin kırmızı çizgilerini şekillendiren meselelerde neler söylediğini bilmiyoruz.
***
Kahire havasıyla yelkenini şişiren Başağa bu kez geçen hafta Paris’e uçtu. Herkesin gözleri fal taşı gibi açıldı.
Başağa Paris’te temkinli lakin kıymetli bir siyasi ve iyi bir müşteri gibi ağırlandı. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ve Savunma Bakanı Florence Parly ile görüştü. Türk-Fransız kapışmasının gölgesinde iyi tokuşturma! Çift taraflı. Dahası Başağa, Fransız teknoloji firması Idemia Group ile güvenlik teknolojileri alanında mutabakat muhtırası imzaladı. 10 helikopter alımı için Airbus Helicopters’in CEO’su Bruno Even ile el sıkıştı. Anlaşma 6 adet H-135 ve 4 adet H-145 model helikopterin satışını öngörüyor. Satışa reklam olsun diye “Helikopterler organize suç ve terörle mücadele için kullanılacak” denildi. Airbus Libyalı mühendis, teknisyen ve uçuş ekibine eğitim kursu da verecek.
Başağa Thales Group ile de görüştü. Suçu azaltmak, İçişleri Bakanlığı’nın yeteneklerini artırmak ve yatırımları güvence altına almak için şehirler ve sınırların gözetimi alanında işbirliği olasılığını ele aldıklarını belirtti.
Bu arada Total’in de çalışmalarını genişletmek için Libya Petrol Şirketi ile görüştüğü aktarıldı. Fransa’nın açıklanmayan içerikte teknik ve maddi destek sağlayacağı da belirtildi.
Paris’le “Hafter’e yaptığınız askeri-siyasi yatırımların karşılığını bende görebilirsiniz” demeye getiren bir el sıkışma.
Başağa bir süre önce 'Bica' kod adlı insan kaçakçısı Abdurrahman Milad’ı yakalatarak Paris’e iyi bir ortak olabileceği mesajını vermişti. Fransız Büyükelçiliği de selama “Ve aleykümselam” karşılığını vermişti!
Başağa’nın Batı’nın desteğini ararken çalıştığı kanal burası: Güvenliğin temini ve kontrol dışı milislerin zapturaptı. Fakat bu zapturaptın iki anlamı var: İslamcı milislerin resmi güçlere dönüştürülmesi ki bunu tehlikeli bulan cephe hayli geniş. İkincisi radikal İslamcı gruplar ile rantın elden gitmesini istemeyen çeteleşmiş milislerin ezilmesi ki bunlar da silahlarını konuşturmaya hazırlar. Halihazırda her üç kategorideki milislerden Başağa’ya diş bileyenler çok. Fakat ‘güvenlik adamı’ şu sıralar göçmen akını ve terörist ithalinden hop oturup hop kalkan Avrupa’nın aradığı türden bir şey. Sanırım Paris’tekiler de “Türkiye ile bağları olmasa” diye hayıflanıyordur. Belli ki Fransızlar, Trablus kuşatması sırasında Fransa karşıtlığını şiddetiyle göstermiş birini olabildiğince üst düzeyde ağırlayarak Libya’da kaybettikleri etkiyi yeniden kazanmayı umuyor. Paris’te bu karşılamayı marttan beri bekleyen birinin de diyeceği “Ben Türkiye’nin adamı değilim” olmalı!
Bu arada Trablus kanadının ana destekçileri Türkiye ve Katar ne yapıyor? Hasım cepheye göre Tunus’ta hayli mesafe kat eden siyasi süreci sabote etmeye çalışıyor. 23 Ekim’de Cenevre’de sağlanan ateşkes anlaşması yabancı milis güçlerin ve savaşçıların çekilmesini, hükümetle anlaşma çerçevesinde Libya’da bulunan askeri eğitmenlerin gitmesini öngörüyordu. Türkiye bu unsurları çekmedi. Tunus’ta siyasi çözüm aranırken Tacura’daki Ömer el Muhtar Eğitim Merkezi’nde devam eden program, Kuran tilaveti ve milli marşlar eşliğinde ilk mezuniyet töreniyle dünya aleme “Buradayız, gitmedik, gitmiyoruz” dedi. Katar vedaya hazırlanan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile askeri bir anlaşma daha yaptı. Rusya ve BAE’nin Hafter tarafına desteği de sürüyor.
BM temsilcisi Williams müzakere sürecinin gidişatından umutlu olsa da tüm tarafların ateşkesi bozmaya hazırlanıyor olabileceğinden endişe ettiğini açıkladı. Williams’a göre her iki tarafa silah akışı devam ediyor, taktik yığınaklar yapılıyor, Trablus’ta silahlı gruplar arasında gerilim artıyor.
NATO sayesinde Libya birkaç ayda yıkıldı ve teröre teslim edildi ama barışa üç beş adım yaklaşması bile yıllar aldı. Geleceği de “Libyalıların dostları” sayesinde hâlâ karanlık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025