Gülay GÖKTÜRK
Dara düşenlerin borç almak için yalvar yakar olup, önlerine konan borç koşullarını neredeyse okumadan imzalayıp sıra ödemeye gelince mağduru oynamasına, sanki büyük bir haksızlığa uğramış gibi bağırıp çağırmasına hiçbir zaman sempatiyle bakmamışımdır.
Hele hele borç silmeyi hak gibi görmek batakçılığın, çamura yatmanın daniskasıdır ve ne uluslararası ilişkilere ne de esnaf ahlakına uyar. Borca sadakat ilk değiş tokuştan bu yana ticaretin en temel ilkesidir.
Gelin görün ki solculuk bu ahlaktan da nasibini alamamış. Yunan halkının yarısı, krizden çıkış için borç aldıkları AB’nin kemer sıkma politikaları dayatmasını “ulusal gururlarının zedelenmesi” olarak görüyor da, “çamura yatmayı” ulusal gurur ya da ulusal ahlak meselesi yapmıyor!
Üstelik şimdi bütün Avrupa’nın sosyalistleri, devrimcileri, solcuları, Yunanistan halkının emperyalistlere karşı bu “soylu” batakçılıktan ilham alıyor; “küresel vesayetin kuşatmasına karşı yükselen” bu isyanı ayakta alkışlıyor!
* * *
Her neyse, ahlakı bir yana bırakıp meselenin ekonomik yanına bakalım.
Yunanistan’da pazar günü yapılan seçimlerde oyların yüzde 50’sini alarak 300 üyeli parlamentoda 150 sandalye elde eden Syriza, seçmenlere bir masal ülkesi vaat etti.
Çeşmelerinden hiç kesintisiz şarapların aktığı, insanların gak dedikçe et, guk dedikçe sütle doyurulduğu, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için devlete bildirmesinin yeterli olduğu, karşılıksız refah ütopyasının gerçek olduğu bir cennet ülke...
Programına bakılırsa, yeni iktidar bu cenneti yaratabilmek için işe AB’ye olan borçların önemli bir bölümünü silmekle başlayacakmış. Arkasından, asgari ücret derhal 700 Euro’ya yükseltilecek; fakirlere bedava elektrik, gıda ve kira desteği verilecek; bankalar ve özel hastaneler devletleştirilecekmiş.
Peki bu değirmenin suyu nereden gelecekmiş?
İşte bunu açıklamadılar!
Şu anda tek bildiğimiz, zenginlerin gelir vergisini yüzde 75’e yükseltmeyi planladıkları... Bunun ne kadar istikrarlı bir kaynak olacağını da yakında göreceğiz. Öyle ya, hiçbir ülkenin girişimcisi kazandığının dörtte üçünü vergi olarak geri vermeyi kabul edecek kadar salak olmayacağına göre, yakında Yunanistan’dan başka ülkelere girişimci göçü de başlayacak demektir.
* * *
Tabii, bütün bunlar böyle olmayacak. Olacak olanlar aşağı yukarı belli:
Hayatında iktidar deneyimi yaşamamış Syriza’nın muhalefetteyken atıp tutmanın kolay olduğunu ama yönetme sorumluluğunu alınca işlerin ne kadar değiştiğini görmesi uzun sürmeyecek.
İşte o zaman da, dünya solunu pek heyecanlandıran o radikal program bir yana konulacak ve ekonominin gerçekleri işlemeye başlayacak. Kıl payı bir oyla hükümet kurmak zayıf kaçacağı için Syriza kendine bir koalisyon ortağı arayacak. Avrupa yanlısı merkez görüşlü Nehir Partisi, ortaklık için en güçlü aday gibi görünüyor. Ve işte ondan sonra da bütün o keskin sloganlar bir kenara itilip reel siyasetin dümen suyuna girilecek. Zaten son anketler, halkın yüzde 76’sının Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nde kalmasını istediği düşünülürse, ortaya konan radikal programın uygulanması düşünülemez bile.
Sonuçta olacak olan, Syriza'nın tutumunu yumuşatarak, borçların yeniden yapılandırılması ve tasarruf tedbirlerinin kısmen hafifletilmesi için AB’yle pazarlığa girişmesidir, başka da bir şey değil. Zaten AB de, tasarruf tedbirleri, yapısal reformlar ve büyüme arasında yeni bir denge kurulması arayışı içinde olduğundan, sonunda bir noktada uzlaşılacak ve her şey üç aşağı beş yukarı –zaman zaman çalkantılarla- eskisi gibi sürüp gidecek. Tabii bu arada, dünden beri Avrupa semalarını inleten “devrimin zaferi” sloganları da kubbede hoş bir seda olarak kalacak...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015