Gülay GÖKTÜRK
Bir gazetemiz dün bu manşetle çıktı.
Amaç sadece Güneydoğu’da insanlar ölürken yılbaşı kutlaması yapmanın yakışıksız kaçacağı uyarısı yapmak olsaydı, şu aşağılayıcı “tepinirken” sözcüğü kullanılmazdı herhalde... Güneydoğu’daki dram, Nişantaşı’nın Beyaz Türklerine nefret kusmak için vesile haline getirilmezdi.
Hayır, mesele Güneydoğu değil.
Mesele yılbaşı...
Her yılbaşı arifesinde gündeme getirilen malum “Müslüman-Batıcı” saflaşması... Yılbaşı kutlamalarını Türkiye’nin “çağdaşlaşma projesi”nin bir parçası gibi görenlerle kültürel yabancılaşmanın doruk noktası olarak görenler arasındaki çelişki hep vardı ama özellikle Refah Partisi’nin büyük zafer kazandığı 1995 yerel seçimlerini izleyen yıllarda resmen siyasi bir kavga gibi yaşadık bu çelişkiyi…
İki farklı hayat tarzını tokuşturmaya hevesli olanlar için oldukça bereketli yıllardı o yıllar. Ne de olsa, uzun yıllardan sonra ilk defa “iktidar” olmuşlardı ve iktidar olduklarını hissetmek istiyorlardı. O yıl Sincan Belediyesi’nin yaptığı “hindi yemeyin” çağrısını hatırlasanıza… Ya da kimi Refahlı Belediye başkanlarının yaptığı “çam ağacı almayın” uyarılarını… İsa’nın doğumuyla Mekke’nin fethini; tavukla hindiyi, çam ağacıyla hurma ağacını karşı karşıya getirip bir toplumsal gerginlik yaratma hevesleri pek tutmadı şükürler olsun ki... Herkes kendince kutladı yeni yılın gelişini, ötekine de karışmadı; bu konuda sağlanmış olan sosyal mutabakat bozulmadı. Hatta 2007 yılında Kurban Bayramı’yla yılbaşının tam olarak üst üste gelmesi bile herhangi bir huzursuzluk yaratmadı kimsede. Gözünü seveyim; uyum yeteneğinin gayet yüksek olduğunu her olayda kanıtlamış olan halkım, bayram sabahı kurbanını kesip mezarlık ziyaretlerini yaptıktan sonra akşam da televizyonunun karşısına geçip göbek dansı seyrederek yeni yıla girmekte bir sakınca görmedi.
Halkın çoğunluğu hiçbir zaman bu tip sembol tokuşturmalarına itibar etmedi, kendi hayatı içinde kendine özgü sentezleri oluşturmayı bildi.
Ama bakıyoruz, 1995’in üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra bugün hâlâ bazı yayın organları yılbaşı-içki-dans gibi semboller üzerinden Türkiye’de “medeniyetler çatışması” tablosu yaratmaya çalışıyor. Toplumun bir kesimine dışlayıcı ve nefret dolu bir dille saldırıyor.
Hem de bunu, AK Parti hükümetinin kucaklayıcı olmaktan, halkın bütününün hükümeti olmaktan, farklılıkları zenginlik olarak algılamaktan, Sultanbeyli ile Nişantaşı arasında köprüler kurmaktan, Yeni Türkiye’yi birlikte kurmaktan en fazla söz ettiği bir dönemde yapıyor.
O zaman da insan sormadan edemiyor: Acaba bu başlığı atanların kafalarındaki “Yeni Türkiye”de yılbaşında dans eden, içki içen insanların yeri yok mu? Yeni Türkiye’nin resmi ideolojisi yılbaşı kutlayanları “yerlilik” kriterine uygun bulmuyor mu?
Bu arada, geçen gün bir arkadaşım söyledi; Amerika’da yaşayan bazı muhafazakar Türkler yılbaşı için evlerinde hindi pişirip Amerikalı komşularına götürüyorlarmış; dostluk ve empati niyetine...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015