Gülay GÖKTÜRK
Kürt kartı tarih boyunca büyük güçlerin Türkiye’ye karşı kullandığı en önemli koz oldu. Ama şimdiye kadarki kadar “kıymetli” bir kart olmamıştı galiba...
Baksanıza, dünyanın iki süper devleti de aynı anda aynı kartı oynamaya çalışıyor ve PKK uluslararası destek anlamında tarihinin en parlak dönemini yaşıyor.
Bu “paylaşılamama” durumunun güncel sebebi IŞİD’in ortaya çıkışı olmakla birlikte, sadece bu değil. Bir de PYD’yi Erdoğan’ı yola getirme hesabının bir parçası olarak kullanma hesabı olduğu aşikâr.
Putin “intikamımız acı olacak” derken dünya savaşı çıkarmayı düşünmediğine göre, PYD kartıyla oynayarak Türkiye’nin canını acıtmayı hesaplıyordu herhalde.
Aynı hesabı yakın bir süre önce Batılı müttefiklerimizin de yaptığını biliyoruz. Türkiye’yi Ortadoğu’da herhangi bir iddiası olmayan uysallaştırılmış bir müttefik haline getirmek için onlar da 7 Kasım’a kadar aynı kartla oynamadılar mı?
ABD’nin Kobani günlerinden itibaren PKK-PYD’ye yeşil ışık yakarak Kürt Koridoru heveslerini kışkırttığını; Çözüm Süreci’nin bu hevesler yüzünden yerli bir süreç olmaktan çıkarıldığını ve çöktüğünü; Batılı çevrelerde AK Parti’ye ve Erdoğan’a karşı yürütülen düşmanlaştırma ve yalnızlaştırma kampanyasının da aynı dönemde tepe yaptığını henüz unutmadık.
Bugüne dönecek olursak...
Şu anda Rusya’nın Suriye’ye doğrudan müdahalesi ve uçak kriziyle birlikte yeni bir faza geçmiş bulunuyoruz ve bu yeni durumda PYD daha da kıymete binmiş durumda.
Bir yandan ABD, bir yandan Rusya PYD’nin IŞİD’e karşı mücadeledeki rolünü şişirebildikleri kadar şişirip “Ortadoğu Kahramanı” ilan ettiler. Her iki süper güç de, “onu bırak, benim yanıma gel” diye ısrar ediyor. Besbelli ki Rusya şu anda Türkiye’ye karşı PYD kartını nasıl en etkili biçimde kullanabilirim, planlarıyla meşgul. Washington da, son ziyaretinde Demirtaş’a Rusya’yla Amerika arasında artık bir tercih yapmasının zorunluluk haline geldiğini hatırlatmıştır muhtemelen.
Peki PKK ne yapıyor?
Şimdilik, her iki tarafla da arayı bozmadan, iki taraftan da yardım alarak ikisini birden idare etmeye çalışıyor. Hatta, “Aranızda anlaşın, ikiniz de beni destekleyin” demeye getiriyor.
Ne var ki bu ikili oyunu uzun süre devam ettirmesi mümkün değil.
Zira Rusya’nın “tek kutuplu dünyanın bittiğini, ikinci süper gücün yeniden dirildiğini” dosta düşmana göstermek istercesine Ortadoğu’ya inişi, Batı ittifakını alarme ederken safları da belirginleştirdi. Şimdilik Suriye politikası etrafında oluşan bu saflaşmada Rusya, İran, Esad rejimi, Lübnan Hizbullahı ve Çin bir safta, NATO bloku ve Türkiye de karşı safta yer almış durumda ve iki blok arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi PYD’yi karar vermeye zorluyor.
Rusya PYD’ye ne vaat edebilir?
Esad’lı bir Suriye’de – ya da Esad’ın Rusya’nın tam vesayeti altında küçük butik bir devlete sahip olduğu parçalanmış bir Suriye’de- Türkiye’nin güney sınırı boyunca uzanan özerk bir Kürdistan! Ancak kendi koruması altında ayakta kalabilecek olan ve yine ancak kendisinden aldığı güçle sınırlarını Türkiye’ye doğru genişletme umudu taşıyabilecek olan bir
Kürdistan...
ABD’nin vaat edebileceği teklif bu kadar parlak olamaz. Putin’in ayranının kabardığı yeni koşullarda NATO’nun kanat ülkesiyle arayı bozmayı göze alamayacağına göre, Amerika’nın yapabileceği en iyi teklif, PYD’yi kantonların daha fazla genişlememesine ikna ederek, Suriye Kürdistan’ının tıpkı Kuzey Irak gibi Türkiye’ye dost bir oluşum haline gelmesi için arabulucuk yapmak, bu temelde PYD’yle Türkiye’nin arasını düzeltmek ve PKK’ya silah bıraktırarak barış masasının yeniden kurulmasını sağlamak olabilir.
İlk bakışta, PKK’nın Güneydoğu’da otonom bölge hedefinden vazgeçip yerel yönetimlerin güçlendirilmesine fit olması zor görünüyor. Ama Putin’e ne kadar güvenebileceğini; Rusya’nın bu ekonomik durumuyla Ortadoğu’da ne kadar kalabileceğini de hesap etmesi gerek.
Tabii, yapacağı tercihin, anti-komünizmle karışık tarihi Rusya düşmanlığının yoğun etkisi altında olan Kürt tabanında nasıl karşılanacağını da...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015