Güldalı COŞKUN
Geçenlerde Beyazıt Öztürk’ün programında, Doğu’da öğretmen olarak görev yaptığını söyleyen bir hanım telefonda örgüt lehine konuşmuştu. Aslında ilk anda anlaşılmıyordu, genel bir yorum gibi görünüyordu. Beyaz’ın tavrı sosyal medyada, birbirine zıt bir şekilde algılanıp bir taraf onu göklere çıkarırken, diğer taraf ise yerden yere vurmuştu. Tabii karşılıklı sert sürtüşmeler de beraberindeydi. Sonra, yanılmıyorsam bir gün sürmedi, taraflar yer değiştirip linç edenler “Kahraman Beyaz”, göklere çıkaranlar da “adam sanmıştık, korkak vs.” demeye başlamışlardı.
Bir de Sezen Aksu vakası vardı. İzmir’in bir sokağına adı verilmişti Aksu’nun. Ne zaman ki O, çözüm sürecini ve AK Parti’nin doğru yaptığı işleri desteklemek gerektiğini söyledi, sokaktan adı yazılan levhayı sökmek isteyen ulusalcılarca linç edildi. Geçenlerde bir konserinde, Doğu’da yaşanan olaylarla ilgili Ayşe öğretmen benzeri şeyler söyleyince, bu kez Hükümet destekçilerinin hedefindeydi. Son olarak, Arınç olayını da unutmayalım.
Böyle daha çok örnek var maalesef. Son zamanlarda linç edilenlerle baş tacı edilenler, sık sık yer değiştiriyor. İnsanlar, kolayca harcanıyor ve bir anda silinebiliyor. Bu, toplumun geneline yayılmış bir hastalık görüntüsü vermeye başladı. Sosyal psikologlar ne der bilmiyorum ama bu derece siyah ve beyaza hapsolmuşluk ve katılık, insanı yoruyor.
Zor bir dönemden geçtiğimiz doğru ve zıt kutupların tabanlarının kısmen katı olmalarını da anlayabilirim. Ancak bunu genele yaymanın topluma bir getirisi olmadığı gibi, bir takım insani özelliklerimizi tırpanladığımızın farkında mıyız? Saygı, sevgi, örf, adet, tevazu gibi değerleri yitirdiğimizde, hangi nokta bize zamk olacak ki!
Siyasetçiler, işini yapıyor ve belli stratejileri olabilir. Yeri gelir eleştirir, yeri gelir onaylarız. Belli sınırları koruyarak, herkes birbirini de eleştirebilir. Ancak, beraber yürüdüğümüz, hatta çoğu biz daha çocukken yol almış insanların en ufak eleştirel bakışına kızarak linç etmek niye, bunu anlayamıyorum. Benzer cümleleri kurmak, yüzde yüz aynı düşünmek zorunda değiliz ki. Aynı yolda yürürken farklı bakanlardır, o yola zenginlik katan.
Aynı yolda yürümenin coşkusu güzeldir, etkileyicidir ve insanın yapısında vardır kendi benzerleriyle kendini daha güvende hissetmek ve bundan mutlu olmak. Ancak, son zamanlarda her iki kesim de kendi içinde tek yumurta ikizi olmak istiyor. Bunun gerekçesi de, bir tarafın alışık olduğumuz 80 yıllık hikâyeleri, yaşam tarzı, laiklik masalları vb... Diğer taraf ise –ki benim de içinde bulunduğum taraf – kazanımları kaybetmenin yanında, darbe ve baskıların ağır travmatik etkisiyle ufak bir eleştirinin vereceği zarardan korkuyor.
Her iki taraf da haklı ve mevzilerini korumaya çalışıyorlar. Ancak, bu yöntem böyle devam ettikçe, ulusalcı kesimde olduğu gibi irtifa kaybetme korkusu yaşayan bir de benim gibiler var. Onlar değil miydi “tek doğru biziz” diyen. Hatta, eğitim marifetiyle cümlelerimizi bile onlar belirlememiş miydi? İçeriğini bile bilmeden ezberlediğimiz ilkeler yok muydu? İzmir’de rastgele çevirin bir Kemalist’i ve sorun altı oku, sayabilecek mi örneğin. (Böyle yazarken dağılırım işte sevgili arkadaşlar, alıştınız umarım halime!)
Son günlerde Etyen Mahçupyan konulu yazıları sık okur olduk. Yine linç etmeyi, eleştiri sanıyor, konuları şahsileştiriyoruz. Efendim, analizleri tutmuyormuş, koalisyon önermiş, başkanlığa karşıymış! 7 Haziran sonrası, koalisyon önermekten daha doğal ne vardı, bunu hala anlamış değilim. Gelelim analizlerine; tutmak zorunda mı, var mı böyle bir “kanun”? Hem buna okurlar karar verir. Bir yazarı okursunuz, yazılarının içeriğini beğenmez, eleştirirsiniz. Benim de zaman zaman yaptığım gibi. Ancak; “hain”, “işbirlikçi”, “sızmış” gibi yaftalamaları, bırakın aynı yolu yürüdüğümüz insanlara, karşıt yazarlara bile söylemekten kaçınmamız gerekmez mi? Bu sıfatlar, size söylense incinmez ve tepki vermez miydiniz?
Bu konuda Fuat Uğur, iyi bir eleştiri yazısı yazdı. Mahçupyan’ın bir yazısından yola çıkarak, yazıya katılmadığını gerekçeleriyle belirten Uğur, ayrıca son zamanlarda neden yanlış anlamalar olduğunu da uygun bir üslupla dile getirdi. Hatta yazarın yapılan saldırılara, aynı tarzla cevap vermemesini tercih ettiğini de eklemişti. Doğrusu bu, fazlası ise hoyratlıktır! Ayrıca köşe yazarlarımız arasındaki tartışmaların, içerik üzerinden olması okurlar için de oldukça yararlıdır.
İçinde bulunduğumuz coğrafyanın hali mâlumunuz. Bir savaşın içine çekilirken, muhalefetin kifayetsizliği ortada ve nefretçilerin gözü bir şey görmüyorken, bırakın kendi içimizdeki farklılıkları hedef almayı, karşıt olduklarımızla bile ortak yanlar bulup, bu ölçüde yazmalıyız. Bu dönemi en az zararla atlatmanın yolu, birlik olmaktan geçer.
O; naif, hoş, sade ve “hicâbından kızaran güller ülkesi” olmayı çok özlüyorsak, en azından bize düşeni naçizane yapmalıyız diyorum.
Başka ülkemiz yok; buralıyız hepimiz, buralı…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018