Gürbüz Çimen
T. C. Devleti toprakları içerisinde tahsil görmüş ve aynı devletin “filolog” unvanı verdiği, bir başka deyişle “dilbilimci” sıfatıyla bu yazıyı kaleme almak istedim biraz da… Bilirsiniz ki okul aslında bir nevi insanların üretildiği yere deniyor. Diyeceksiniz ki üretimi yapan anne babadır. Esasen, biyolojik olarak üretimi yapan anne-babadır bu doğrudur. Ancak, düzene uygun kafaların yetişmesi için üretim yapılması gerektiği için vardır okul.
Üretim hatası çokça rastlandığından muktedir yapısı değişmese de eğitim yapısı haliyle her sene değiştirilmekte ve dönüştürülmekte… Haliyle, değiştirilen ve dönüştürülen bir eğitim sistemi sayesinde anne-babaları tarafından biyolojik olarak tüketim toplumuna bırakılan yeni bireylerin üretim sahası içinde bozulmasına sebebiyet vermekte.
Son değişiklik ise bildiğiniz üzere, koca cihana hükmeden atalarımızın kullandığı dildir azizim, Osmanlıca. Önce tarihi bir bilgi gerek, Türkler Talas Savaşını kaybettikten sonra, sadece İslamiyet’i değil aynı zaman da Arap alfabesini de kabullenmek zorunda bırakılmıştır 8. Yüzyıldan itibaren.
Ancak bu kabul, dinsel temelden çok, idari bir kabuldü. Saraya boyun eğmekten kaynaklıydı, zira halifelik sistemi idari temelde en güçlüydü o zamanlar… Arap alfabesinin kabulüyle yazılan Türkçe, Farsça ve Arapça ’nın yoğun etkilenmesiyle birlikte, “Osmanlıca”yı doğurdu.
İhtiyaçtan doğar, büyür ve gelişir dil, tıpkı bireyler ve hatta sosyolojik temelde toplumlar gibi… Bu bağlamda toplum ve dil bir bütündür, toplum bittiğinde dil de bitmiş olur.
Hepimiz biliriz, Osmanlı feodal bir yapılanma içindeydi ve Osmanlıca da saray dilinden ziyade başka bir şey değildi. Tabi o zamanları düşününce feodal devletler çok olduğu için Osmanlı bunun için tekil bir örnek teşkil etmez. Feodal sınıf nedir derseniz de tebaanın yani halkın, köylünün mahsulüne el koyup, onun gelişmesini engellemek hatta sarayda bile bilim yapmamak ve yapanları dahi engellemekten geçmekteydi.
Peki dilleri bugünkü hallerine getiren neydi? Burjuvazi bir başka deyişle kapitalist, orta sınıf ile hareket eden bilim insanları, politikacılar ve filozofların olmasıydı. Ancak, bunlar Osmanlı feodal sınıfında yoktu, hatta bütün toplumsal gelişmelerin önünü tıkadı ve hatta çağdaşlarına nazaran daha da başarılı oldu.
Feodal sistemin çözülmesiyle birlikte ortaya çıkan merkezi kapitalist devletler sayesinde endüstrileşme ve ticaret arttı; yaygın ve sürekli ve hatta zorunlu eğitim ile birlikte modern toplum orduları da kurulmaya başlandı.
Dil de bu alanlar içerisinde en önemli bir alanı teşkil etmekteydi. Dilin yazılı olarak kullanılması gerekliliği, okur-yazarlığın da artmasına sebep oldu ve dolayısıyla hâkim milliyetin dili de gelişmiş, ezilen ve azınlıkta olan dillerin de ortadan kalkmasına ve asimile olmasına sebebiyet vermiş oldu.
Bütün bunları düşününce 1928’de Cumhuriyet Türkiye’sinin ilan ettiği “Dil Devrimi” mantıklı görünmekteydi. Zira bunların topyekûn Cumhuriyetçilerle de ilgisi yok, Abdülhamid döneminde de, padişah dilde yapılacak yenilikler ve sadeleşmede ve hatta “Latin Alfabesine” geçişten bahsetmektedir.
Latin alfabesine geçişle “Öztürkçe” akımı ön plana çıkar, dil sadeleşince haliyle okur-yazar oranı artacaktı nitekim öyle de oldu. Fakat aşırıya kaçmalara ve hatta alfabenin değiştirilmesine de gerek yoktu, Arap alfabesiyle Öztürkçe akımı başlatılabilirdi. Neden Arap alfabesinden vazgeçildi, çünkü salt Batıya yönünü çeviren Türk Milliyetçiliğinin bir göstergesiydi bu o zamanlar, tabi Arapların Türkleri, İngilizlere satması da cabası olmuştu.
Velhasıl, şimdi liselerde Osmanlıca ’nın seçmeli ders olarak okutulması konuşulmakta. Esasen, yazımda da belirttiğim gibi Osmanlıca’ nın öğrenilmesine karşıt bir fikrim yok ama ve lakin bunun liselerde olmasına da tamamen karşıyım. Tıpkı Çağdaş Yunanların, eski Yunancayı bilmedikleri gibi… Osmanlı bir bilim dili olarak üniversitelerde gösterilmelidir, zira Osmanlı feodalitesinde pek çok yazılı eserler mevcuttur. Tarihe ışık tutacak olan bu belgelerin de lise eğitiminde değil, üniversitelerde “Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı” gibi alanlarda okutulması gerektiği. Zira Osmanlıca bir dildir, alfabe değil… Unutmayınız, dil başka alfabe başkadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2015
18.02.2015
28.01.2015
22.12.2014
20.10.2014
27.09.2014
11.09.2014
12.08.2014
11.07.2014
26.06.2014