Gürbüz ÖZALTINLI
Siyasal hayat, boşlukta varlık bulmaz. Siyasi mücadeleler birikmiş bir hafızanın üstünde cereyan ederler. Bu hafızaya eklenen aktüel olayların içinde yer alantoplumsal kesimler ve siyasi aktörler hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle etkileşim içindedirler. Siyasal aktörlerin karşılıklı ürettiği söylemler ve fiili tutumlar üzerinden tüm topluma durmaksızın veri akar. Bu veriler, toplumun değişik kesimlerinde, kendi hafıza ve duyarlılıklarıyla birleşerek kültürlerine uygun algılar oluştururlar. Bu toplumsal algılar da, siyasal alana etkilerini geri gönderir ve siyasetin yeniden üretilme sürecine kendi renklerini katarlar.
Bu, şu demektir: Verili bir konjonktürde, siyasal gerçeklik olarak tanımladığımız tablo, hiçbir aktörün tek başına eseri değildir. Biz ister yakınalım ister tapınalım; karşı karşıya olduğumuz durum bir bileşkedir. Tarih, kültür gibi üzerinde fazla etkili olamayacağımız unsurlar ile toplumsal ve siyasal öznelerin vektör olarak rol aldıkları, karmaşık bir sürecin ürettiği bir bileşke…
Kısacası ne yaptıysak hep beraber yapmışızdır.
İçinde bulunduğumuz tarihsel ve kültürel etkilerin taşıyıcısı özneler olarak eserimiz karşımızda durmaktadır…
***
Siyasetin dilini üreten, stratejisini kuran partilerin konuya bu genişlik içinden yaklaşmalarını beklemek gerçekçi olmaz. İktidar oyununun teknolojisi buna izin vermez. Orada, karşıdakinin bileğini bükmenin incelikleriyle yüklü bir gündem işler. Akıl da, dil de başka türlü çalışır.
Fakat kendisini “iktidar oyununun” dışında tanımlayan fikir üreticilerinin konumu farklı olmak durumundadır. Onların, politik öznelerin iradesiyle aralarına bir özerklik mesafesi koymaları beklenir. Entelektüel çaba; (1) tarih, (2) kültür, (3) toplumsal algı, (4) siyasal yapı ve liderliklerin tümüne yönelik bir anlama, çözümleme ve etki üretmeyi içermelidir.
Bu kabulden bakıldığında, Türkiye’de eli kalem tutan kesimin ağırlıklı olarak iyi bir karneye sahip olmadığını teslim etmeliyiz.
Çoğu aydın reel politikanın dar gündemi ve hırslarının dışında kalmayı başaramadı; kendi varoluşuna uygun bulduğu köşeye doğru hızla angaje oldu ve iktidar mücadelesinin propagandistine dönüştü. Siyasal kutuplaşma, aydınları da yutup kendisi için çalışır duruma getiren bir anafor yarattı.
***
Bu, siyaset sektörünü dengeleyecek önemli bir enerjinin tersine işlemesi anlamına geliyor. Aydınların çoğu, kendilerini dinlemeye yatkın olan sosyolojik ve siyasi öznelere, mevcut durumdaki olumsuz rollerini hatırlatma işlevini tamamen terk ettiler. Bütün enerjilerini, istenmeyen sonuçlardan karşı tarafın sorumlu olduğunu anlatmaya yönelttiler. Bunun ise elbette “karşı taraf” ın sosyolojik ve siyasi özneleri üstünde hiçbir ikna ediciliği olmadı. Kendilerini dinlemeye açık olan öznelerde ise “sadece karşı tarafı sorumlu görmeye” dayanan yanlış inancı pekiştirdi.
Bu, her kesim için geçerli.
Seküler sosyolojiye seslenme kapasitesi olan entelektüeller, iktidarın otoriter keyfi savrulmalarını geniş kesimlerin gözünde haklı çıkartan seküler muhalefet dinamiklerini, gayrı meşru girişimleri görmezden geliyor, dahası perdelemeye çalışıyorlar. Milli duyguları güçlü Kürtlerle konuşabilen aydınlar silah siyaseti ve şiddet kültürü üzerine etkin bir eleştiri yürütmüyorlar. Muhafazakârların izlediği yazarların çoğu, sıkı bir bağlılık içinde durmaksızın iktidarı onaylamaktan ve her eleştiriyi düşmanlaştırmaktan başka işlev görmüyorlar…
Ben asla aydınlara ilahi roller yükleyen bir anlayışın taşıyıcısı değilim. Büyük resmi önemseyen, bütün faktörlerin etkisini hakkaniyetle tartışan, gerçeğe saygılı aydınlar çıksalar da siyasi kaderimizin dümenini siyasetçilerin elinden alsalar gibi saçma hayaller taşımıyorum.
Sadece, bu ülkenin bu çabaya hayli ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Bunun farkında olan aydınları da o korkunç tarafgirlik içinde boğmaya çalışmayın diyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023