Gürbüz ÖZALTINLI
Yaşadığımız seçimlerin en ayırt edici, en önemsenmeyi hak eden özelliği neydi? Aşırı adaletsizlik? Medya manipülasyonunda sınır tanımazlık? Yasaklama, sindirme, tehdit yöntemlerinin sergilendiği ölçüsü kaçmış bir güç kullanımı?
Bunların hepsine tanık olduk doğrusu. Fakat bütün bu saydıklarımın yeni bir durum olduğunu söyleyemeyiz. Yükselen bir dozdan; hava alacak delik bırakmama çabasından bahsedilebilir belki; ama yenilikten değil…
Kanımca bu seçimlere olağanüstülük kazandırdığını söyleyebileceğimiz farklı bir özellik yaşandı. O da ilk kez, iktidar cephesiyle muhalefet blokunun siyaset tarzlarının kökten farklılaşmasının güçlü işaretlerine sahne olmasıdır. Bu, gerçekten çok yeni, çok önemli bir gelişmeye işaret ediyor.
Bu yıllara kadar iktidar mücadelesi sürdüren siyasi özneler “çatışma”, “meydan okuma”, “düşmanlaştırma” dinamikleri üzerinden güç üretmeye çalışıyorlardı. Toplumsal destek sağlamanın yolunu ötekinden nefret duygusunu kışkırtmakta arıyorlardı. Cumhuriyet tarihi boyunca böyle gitti siyaset. Yakın tarihte de Askeri Vesayet döneminin statükocuları, 28 Şubat dahil tüm mücadele sürecinde sistematik olarak bu yönteme yüklendiler. Statükonun tasfiyesi ve yeni iktidarın inşa sürecinde de, güç mücadelesinin bütün tarafları bu yöntemde ortaklaştılar. Bu düşmanlaştırma/ korkutma/ nefret yükleme mekanizması, çözüm sürecinin başlatılması ve çöküşü de dahil hiç aralıksız kendini yeniden üretti. Taraflaşmalar değişiyordu fakat siyaset tarzı sabit kalıyordu.
Ülkece, sanki kendi aramızda toplanmış, son ferdimize kadar Carl Schmitt olmaya karar vermiştik. Dost düşman ayrımı ortadan kalkarsa siyasal yaşamın biteceğine; bu ayrımdan kaçınmanın imkansızlığına inanmıştık.
Schmitt, bilindiği gibi Nazi Partisi’nin hukuk teorisyenlerindendir. İkinci savaş sonrası kurulan Batı Demokrasi’leri, Schmittçi siyaset tezlerinin öngördüğü dünyanın çok dışında bir gerçeklik inşa ettiler. Dost/düşman ayrımından, savaşsız/yıkımsız /medeni rekabetanlayışına evrildi siyaset. Köklü tarihsel düşmanlıkların yeni kuşaklara aktarılmasına izin verilmedi; giderek ulus üstü yapılar oluşturmaya yönelindi. Birleşik Avrupa yönünde barışçı bir kültür inşa edilmeye çalışıldı. Bu büyük deneyim, karşılaştığı bütün kriz etkenlerine rağmen bugün de kendini sürdürüyor. Avrupa medeniyetinin inşa ettiği barışçı, hümaniter değerleri Schmitt’in torunları tehdit ediyor olsa da yıkacak gücü bulamıyorlar ve umalım ki bulamasınlar.
Bizim coğrafyada ise durum pek öyle değil. Biz, iktidarı paylaşılabilir bir güç alanı olarak görmekten uzak bir kültürün insanlarıyız. Schmittçi dost/düşman kavramsallaştırmaları siyasi üslubumuzun asli rengini oluşturuyor. Devlet gücü, toplumu regüle eden, normlara uyan ve onları koruyan; toplumda özgürlüklerin geniş ve eşit dağılımını güvenceye alan bir işlev görmüyor. Tersine; mücadele eden aktörlerden hangisinin kontrolüne girmişse diğer öznelerin düşmanlaştırılmasına ve denetim altında tutulmasına yarıyor. Bu durum, ezici çoğunluğu içine alan sosyo-politik kültürel bir gerçeklik. Çoğunluğu kuşattığı için, kendini sürekli yeniden üreten kısır bir patika oluşturuyor. Her siyasal aktör, her sosyolojik özne biliyor veya seziyor ki, güçlü olan güçsüzü ezecektir. O halde güç ele geçirilmeli ve paylaşılmamalıdır. Altta kalanın canı çıkar… Bilgi budur…
Fakat ilk kez şimdi, bu tarihin mirasına aykırı yeni bir siyasi üslup filiz vermiş gibi gözüküyor. Alper Görmüş’ün bence çok veciz deyimiyle “Ardern Aynası” etkisini kastediyorum. Görmüş, bu etkiyi seçimden önceki son yazısında “Olumsuz kutuplaştırıcı tutumların kemikleştiği koşullarda ortaya çıkan ve kendisinden yansıyanlarla mevcut ezberlerin sürdürülebilmesini zora sokan yeni, özgün ve olumlu bakış açısı ya da tavır” olarak tarif ediyor… Ve temkinli olduğu şerhini düşerek kendisine İmamoğlu’nda Ardern mayası varmış gibi geldiğini söylüyor (“Toplumun yarısını ‘soyun o zaman dövüşeceğiz’ demeye zorlayan iktidarlar” serbestiyet 28.3 2019)
Hazırlığı kuvvetli, yeterince antrenmanlı, hazmedilmiş, güçlü kabul görmüş bir yapısal dönüşümden söz edemeyiz kuşkusuz. Fakat gerçekten, belki el yordamıyla, belki çok kişisel sezgiler ve deneyimlerle yol açmaya çalışan yeni bir tarzın, kendini ağırlıklı olarak Ekrem İmamoğlu’nun varlığında görünür kıldığını söyleyebiliriz. Hiç şüphesiz zorluklarla ilerleyecektir bu siyaset. Mustafa Kemal’in askerlerini tatmin etmeyecektir; Suriyelilere duyulan nefretle baş etmekte zorlanacaktır, “buraları da Kürtler bastı” diyenlerden çelme yiyecektir, “biz de dincileri mağdur edeceğiz” diye kin tutanlardan azar işitecektir. Bu coğrafya için aykırı ve meşakkatli bir yoldur; arkasına kararlı bir irade koymaksızın ilerleyemez.
Fakat en nihayetinde baş göstermiş, bir umut yaratmıştır. Kendim de dahil, ezici çoğunluğumuzun duygularımızı terbiye etmemiz gerektiğini; birbirimize aşık olmasak da birlikte medeni bir yaşantı kurmamıza izin verecek bir ruh halini kendi iç dünyalarımızda sağlamak sorumluluğumuzu; ergen hırçınlığıyla sürekli “suçu” hasım gördüklerimizin üstüne atma, kör bir taraftarlık ve kan davası gütme hallerimizle yüzleşme ihtiyacımızı hatırlatmıştır. Karşılıklı tırmandırılan güvensizlik, öfke ve şiddet diliyle toplum olunamayacağını; tek tipleştirmenin imkansızlığını, insan toplumlarının kaçınılmaz çoğulluğunu, buna uyum sağlamadıkça huzur bulunamayacağını yeniden düşünmemize kapı açmıştır.
Yerleşik kimlik algılarının, güvensizliklerin, birikmiş acıların ve kızgınlıkların kolay aşılamayacağını hepimiz biliyoruz. Ama asıl soru şu: Siyaset bu acıların hatırlatılması ve kemikleştirilmesi üzerine mi yürümelidir yoksa yumuşatılması, aşılması, söndürülmesi üzerine mi? İktidar mücadelesi kendisini hangi tercihin üzerine kuracak?
Başlarken söylediğime dönerek bitireyim izninizle…Evet, ilk kez çok farklı iki siyaset tarzının karşılaşmasına tanık olduk.
Kanımca bu tarihsel önemde bir eşiktir. Bu ülkede yaşayan herkes için umut buradadır.
Çünkü başarılı olduğu ölçüde, yelpazenin bütün renklerindeki Schmittçileri de dönüştürmeye adaydır.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023