Hakan AKSAY
Yazıklar olsun!
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tuttu Moskova’ya gitti.
Hem de “bu şartlarda”...
Hangi şartlarda?
“Canım işte Rusya ile aramız fena halde bozulmuşken...”
Rusya ile aramız niye bozuldu?
“Tam bir ay önce (24 Kasım’da) Rus uçağını düşürdük. Ruslar da fena kızdı. Şimdi bize çok kötü davranıyorlar.”
Peki, uçağı düşürmeniz şart mıydı? Doğru muydu? Karşılaştığımız onca zarardan sonra hâlâ pişman değil misiniz?
“Karıştırma şimdi o konuyu! Tonla laf ettik: ‘Angajman kuralı’, ‘17 saniyede 10 uyarı’, ‘bilseydik yapmazdık’, ‘pilotlar hatalı’, ‘paralel yapı’, ‘kader böyle istedi’...”
Hata ettiniz! Sonuçta hem siyasi ve askerî olarak kaybettik, hem de ticari-ekonomik açıdan. Birçok insanın zarar görmesi de cabası...
“Sen Rus musun? Vatan haini misin? Devlete ve millete karşı nasıl böyle konuşursun?”
‘Rus düşmanlığı’ genlerimizde var
Bunları komiklik olsun diye yazmıyorum.
Tam tersine, içler acısı bir durumdayız.
İktidar bilmem kaçıncı yanlış hesabını yaparak Rus uçağını “indirdi”. Sonra her şey Türkiye’nin ulusal çıkarlarının (hatta iktidarın kendi açıkladığı hedeflerin) tersine gelişti. Ama şimdi kim“uçağın düşürülmesi yanlıştı” derse onu damgalamaya çalışıyorlar:
“Seni Rusçu! Moskova yanlısı! Putinperest!”
Bu arada fark ediyor musunuz, bu propaganda çok rahat “tutuyor” bizim memlekette?
Niye mi?
Enteresan bir halkımız var da ondan.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dizi konuda bugün, daha düne kadar söylediği cümlelerin tersini savunmasını anlayışla karşılıyor. (Mesela, “Bizim yönetimimizde İsrail’le asla normalleşme olmaz” demişti.)
Ne anlayışı! Kimse hatırlamıyor bile... “Balık hafızası” böyle bir şey!..
Ama on yıllar öncesinden kalma ve “soğuk savaş” yıllarında neredeyse genlerimize işlemiş olan “Rus düşmanlığı” anında canlanıveriyor.
Nee, Rus uçağının düşürülmesini mi sorguladınız!
Nee, CHP’li Eren Erdem iktidarı “bir Rus TV kanalında” mı eleştirdi!
Nee, HDP lideri Demirtaş “bu şartlarda” Rusya’ya mı gitti!
“Rus ajanı”, “Moskof uşağı”, “vatan haini”...
Muhalefet ‘vatan haini’ olmak istemez
Siz bana bakmayın, “vatan hainliği” ile şaka olmaz elbette.
Ülkemizde çok farklı politikalardan partiler ve insanlar bazen anında “birbirine kenetlenir”; muhalif falan olsa da bir lahzada iktidarın arkasında hazır ola geçer.
Mesela, “bölücülük”, “bayrak”, “vatan-millet-Sakarya” diye haykırsan, “sol” saflardan da epeyce bir kitle, “milliyetçi” adımlarla “devletinin yanında olmak” adına AKP’ye selam durur.
İktidarın Kürtlere böylesine pervasızca saldırması, bu “millî duygular eşliğinde” kolaylaşmıştır, mesela.
“Dış meseleler” de mühim tabii; “vatan için birleşmek elzem”...
Söz gelimi, Rus uçağını mı düşürdük? Muhalefet - biraz düşündükten sonra - “neme lazım, vatana ihanet ettiğimiz sanılmasın” diyerek sadık ve silik açıklamalar yapar.
MHP lideri Devlet Bahçeli “AKP’nin arkasındayız” dediğinde elbette artık kimse şaşırmaz; alıştık zira, o bunu hep yapar.
Ama İlhan Kesici “CHP adına” konuşup da benzer bir tavır sergileyince?..
Uçak düşürmenin üzerinde konuşulabilecek onca boyutu varken, böylesine net bir “millî davranış” doğrusu göz yaşartıyor!
CHP, Rusya krizi ve Suriye politikası konusunda aşırı temkinli olduğundan dolayı az ve sınırlı konuşur; çünkü “ulusal konularda hassas olmak lazım gelir”.
Demirtaş’ın “bu şartlarda” Rusya’ya gitmesi de yalnızca AKP’den ve MHP’den değil, CHP’den de eleştiri alır.
Oysa CHP de Moskova’yla ilişki kursa, ona yönelik eleştirisini de dile getirse, çözüm önerisini de ortaya koysa daha iyi olmaz mı?
Kuşkusuz yalnızca Moskova değil, öteki dünya başkentleri ile kurulacak ilişkilerin de ülkemizde olup bitenlerin aydınlatılmasına yardımcı olması açısından önemi ortada değil mi?
Bu arada merak ediyorum, CHP “Sosyalist Enternasyonal”e Suriye konusundaki son gelişmeleri ve Rusya krizini aktarıyor mu? Nasıl? Yoksa “millî hassasiyetler gereği” oralara fazla girmiyor mu?
Rusya Kürt politikasını revize ediyor
Gelelim Lavrov-Demirtaş görüşmesine.
Demirtaş tam bir yıl önce de Moskova’daydı ve Rusya Dışişleri’nde görüşmeleri olmuştu. İki ay kadar önce Moskova’yı ziyaret eden PYD temsilcileri gibi, onun o zamanki muhatabı da Bakan Yardımcısı Bogdanov olmuştu.
Ama dünkü muhatabın bizzat Dışişleri Bakanı Lavrov olması, Moskova’nın tavrının değişmesinin göstergelerinden biriydi.
Görüşmenin medyaya açık bölümünde Lavrov, “Suriye’de ve Irak’ta radikal İslamcılara karşı savaşan müttefiklerden”, yani Kürtlerden övgüyle bahsetti.
Demirtaş ise “Kürt meselesinin de” görüşme konusu olduğunu belirtmesine karşın, ağırlığı daha çok Türk-Rus krizine ve krizden zarar gören Türkiye vatandaşlarının sorunlarının çözümüne vermek ister gibiydi.
Demirtaş’ın Moskova gezisinin içeriği, şu ana kadar dışarıya daha çok Rusya’nın Kürt politikasının daha da aktifleşeceği ve bunun Ankara’yı rahatsız edeceği şeklinde yansıdı. (Rus Nezavisimayagazetesinin bugünkü haberinin başlığı şöyle: "Erdoğan'ın düşmanı Moskova'nın dostu oldu".)
Lideri Putin’in ağzından “bugünkü Türkiye yönetimi ile ilişkilerin düzelme perspektifini reddeden” Rusya, bundan böyle Türkiye muhalefetiyle, HDP’yle, Kürtlerle ilişkilerini güçlendirme isteğini mi ortaya koyuyor? Herhalde öyle.
Peki, bu tavır değişikliği PKK ile de ilişkiye geçilebileceğini gösteriyor mu? Belki bugün için bu gündemde görünmese de, Ankara'yla krizin ve bölgedeki savaşın gidişine göre Moskova, PKK ile de bağlantı kurabilir.
“Moskova’nın PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmediğini”biliyoruz. Geçtiğimiz Ekim ayında Rusya’nın Ankara BüyükelçisiAndrey Karlov da bu gerçeği hatırlatmıştı.
Öte yandan Suriye ve Irak Kürtleriyle Rusya arasındaki ilişkiler zaten son dönemde hızla güçleniyor. Özellikle olayın “askerî işbirliği boyutu”, Ankara’nın başını ağrıtacak gelişmelere kapı aralayabilir. (Rusya Savunma Bakanı Şoygu'nun geçenlerde"Fırat'a kadar ilerleme" hedefinden söz ettiği iddia edilmişti. Bu arada dün BasNews, bir PKK heyetinin Bağdat'a giderek - son zamanlarda Türkiye ile ilişkileri gerginleşen - Irak yönetimiyle görüşmeler yaptığını duyurdu.)
Peki Moskova ödün verecek mi?
Demirtaş dün Moskova’da Kürt Girişimciler Birliği’nin açılışını yaptı. Bu arada Moskova’da resmî olarak HDP temsilciliği açılmasına Rusya yasalarının izin vermediği, ancak fiili olarak bunun mümkün olabileceği vurgulandı. HDP liderinin temaslarını tamamladıktan sonra bugün dönmesi bekleniyor.
Demirtaş, ziyaretinin “Türkiye karşıtı gibi algılanmasından”rahatsız olduğunu dile getirdi. Bu doğal. Yazının başlarında bu konuya değindik.
Peki, HDP’nin Rusya yönetimiyle bu üst düzey görüşmesinden, bir aydır yaşanan Türk-Rus krizi açısından bir sonuç çıktı mı?
Daha önceki yazılarımı okuyanlar, uçağın düşürülmesi hatasının krizi başlattığını, ancak Rus tarafının da aşırı sert tepkiler vererek ikili ilişkilere darbe vurduğunu, bu arada krizin çıkmasında suçu olmayan birçok insanın zarar gördüğünü düşündüğümü bilir.
Daha önce birkaç kez Putin’in dediği gibi, dün de Lavrov krizin“Rusya'nın Türkiye halkıyla olan ilişkileri etkilemediğini” söyledi.
İyi güzel de, bu sözlerin pratikteki yansıması nasıl olacak? Olacak mı?
Bir başka deyişle, kriz koşullarında (“bu şartlarda”) “yatıştırıcı bir misyonla” ve “üst düzey muhatap bularak” Rusya’ya giden tek Türkiye vatandaşı olan HDP liderine ne cevap verildi?
Lavrov, “Bu krizin iki halka yansımaması için elimizden geleni yapmaya hazırız. Şimdi bu durumdan çıkış yolları aramalıyız”diyen Demirtaş’a herhangi bir vaatte bulundu mu?
Krizin şu veya bu sonucunun hafifletilmesi bakımından Moskova bir adım atacak mı?
Önemi tartışmasız olan dünkü görüşmenin “başarılı” sayılmasının etkenlerinden biri de bu sayılmaz mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025