Hakan AKSAY
Havaalanına giderken bindiğim taksi, gereksiz yere emniyet şeridine girdiği anda, arkada bir polis aracı belirdi.
Polis arabasının kornadan çok yaralı bir hayvan çığlığına benzeyen tehditkâr sesi, taksi şoförünü sağa geçerek yaptığı hatadan bir an önce dönmek için telaşlandırıyordu. Ama hemen solumuzdaki otobüs, ısrarla ona yol vermemek için önündeki otomobile tehlikeli biçimde yaklaşıyor, bazen de hafif sağ yaparak bizim şoförü korkutuyordu.
Yol verirdin-vermezdin dalaşı, metalik gövdelerin sanki birbirine omuz atma arzusuyla sürerken bir taraftan da arkadaki polis aracının yaralı çığlığı stres düzeyini iyice yükseltiyordu. Birkaç kez sağ yanımızdaki hendeğe savrulma tehlikesi geçirdik.
Arka koltukta oturarak olan biteni sanki benimle ilgisi olmayan bir film gibi izlediğimi fark ettiğimde kendimi garipsedim. Sonuçta ortada hayati bir tehlike vardı ve benim olayın kahramanlarıyla (bindiğim taksinin, solumuzdaki otobüsün ve arkamızdaki polis arabasının şoförleriyle) hiçbir yakınlığım yoktu. Bir şey olursa tümüyle suçsuz yere canım yanmış olacaktı.
Yapabileceğim tek şey, sesimi duyabilecek olan tek kişiye, yani taksi şoförüne sakin olmasını söylemek, bu anlamsız trafik dalaşmasını kesmesini istemekti.
Bu sırada o kendini iyice kaybetmiş, bir yandan elinin uzanacağı kadar yakınına gelmiş olan otobüse vurmaya çalışıyor, bir yandan da sıkı küfürler patlatıyordu.
Sonunda en az üç dakika sürmüş olan bu gerilim sonuçlandı. Emniyet şeridinden, otobüs baskısından ve yaralı hayvan sesinden kurtulmuştuk.
Daha doğrusu bana öyle gelmişti.
Ama perde daha kapanmamıştı. Şoförümüz şimdi de arkasında kalan otobüsün direksiyonundaki adama küfür ve tehditler savurarak onu “sağa çekmeye” ve “kozlarını paylaşmaya” davet ediyordu.
On beş dakika öncesine kadar yaşadığından bile haberdar olmadığım bu adama sonunda bağırmam gerekti.
Galiba işe yaradı. Düello iptal oldu.

* * *
Sakinleşme süreci, camdan uzatılan esmer kuru elin yukarı aşağı sallanması ve arkadaki otobüsün şoförünün annesiyle ilişki kurmak için kurulan ısrarlı cümlelerin otobanın anlamsız gürültüsüne savrulmasıyla gerçekleşti.
Adam kendine gelmek için benden sigara içme izni istedi. Biraz sohbet ettik. O sırada arabada “kullanmaktan asla çekinmeyeceği” bir silahı ve “evde ekmek bekleyen bir çocuğu”olduğunu öğrendim.
Her şeye rağmen net davranmanın ona büyük bir zevk verdiği hissediliyordu:
“Ailem, çocuğum tamam da, abi, şimdi burada bir haksızlık var. Ölürüm de, öldürürüm de, hapislerde de yatarım. Gözüm dönmüş benim. O an artık gerisi hiç önemli değil. Ben adaletsizliğe asla tahammül edemem.”
Büyük bir heyecan ve gururla kurduğu bu cümlelerdeki “haksızlık”ve “adalet” kelimelerine takıldım.
Adam yarım yüzyıl kadar Türkiye gibi bir ülkede yaşıyordu ve“haksızlıklarla adaletsizliklere karşı çıkan bir kişiliği” olduğunu sanıyordu.
Elbette ona muhtemelen asla karşı çıkmadığı , aldırmadığı veya korkarak kabullendiği haksızlıklardan ve adaletsizliklerden bahsetmeye çalışmadım.
Ama sigarasını tellendirip biraz daha sakinleştiğinde, neden ısrarla otobüs şoförünün anasına sövdüğünü öğrenmek istedim.
Aynadan merak ve kuşkuyla bana baktı. Sakin ve ciddi bir yüz ifadesi görünce birkaç saniye düşündü.
“Evet, haklısın, abi”, dedi.
Ve 2-3 saniye daha sessiz kaldıktan sonra devam etti:
“Aslında adamın anasını değil kendisini ... (becermek) lazım.”
Yine aynaya, bu kez masum bir çehreyle bakarak bana “Kusura bakma ve sakın beni yanlış anlama” diyerek güya vurguyu yumuşattı.
Sustum.
Ne diyeyim?
Neyi yanlış anlayayım?
Her şey çırılçıplak ortada:
Durup dururken trafikte birbiriyle dalaşan şoförler, birbirlerinin araçlarını ve daha çok da birbirlerini dövmek, “gerekirse” silahla öldürmek isteyen insanlar...
Ve değişmez bir “cezalandırma yöntemi” olarak ... (pardon, cinsel ilişki).
Sevgili okurlar, siz de “kusura bakmayın ve sakın yanlış anlamayın”.
* * *
RedHack’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın hesabını ele geçirmesinin ardından gözaltına alınan Taylan Kulaçoğlu serbest bırakıldı.
Ve gözaltında tutulduğu 12 gün içinde gördüğü işkenceyi anlatırken şunları söyledi:
“Bana dediler ki, ‘buradaki herkesin karısı olacaksın. Hepimizin elinden geçeceksin’.”
Galiba burada da yanlış anlaşılacak bir konu yok.
“Hukuk devleti”nde gözaltı sürecinde bir tehdit ve “cezalandırma yöntemi” olarak ... (pardon, yine cinsel ilişki).
Sevgili okurlar, tekrar “kusura bakmayın ve sakın yanlış anlamayın”.
* * *
Pek güncel bir örnek daha vermeden geçemeyeceğim.
Bir başka “Türk erkeği” de cinselliğini sosyal medyada “kullandı” bu günlerde.
Hem de kendince “dinsel” bir amaçla.
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinin Gedik Köyü imamı Abdurrahim Yetim, Facebook hesabından bir mesaj yayımladı:
“Hayırlı cumalar, cumamız mübarek olsun. Cumaya gitmeyen erkekler bacımsınız.”
Hoppala!..
Demin birisi ötekilerin “karısı” oluyordu, şimdi de birçokları “bacı” oluyor... Fark?
Sonuçta “koskoca erkek”ten “kadın” (“bayan”?) çıkartma operasyonu... Aşağılanan, “pasif” olan, okkalı küfürler eşliğinde vücutlarına girilen “ikinci sınıflar”...
Ve erkekler; onları kullanan, kendine tabi kılan, istediğinde de ... şey eden ... (pardon, yine cinsel ilişki!).
Sevgili okurlar, tabii siz “kusura bakmayın ve sakın yanlış anlamayın”.
(Görevden alınan imam sonradan bir “sosyal medya mesajı” daha yazarak “maksadımı aştım” demiş. Benim OHAL’den tek beklentim, şu aptal “maksadını aşmak” kalıbını yasaklaması!)

* * *
Bu tür rezillikler üzerine çok şey yazıldı ve çizildi. Uzun analizlere gerek yok sanırım.
Kadınlarını aşağılamayı ve ezmeyi marifet sanan bir millet bizimkisi.
Ve “kocaman” bir erkekliği var.
Aklı fikri onda. Her şeyi onunla yapıyor. Sevmesi de oradan, dövmesi de.
Her bir Türk erkeği Allah tarafından özel yeteneklerle donatılmış durumda. (Seks kültürü ve eğitimi arasında bağlantı kurmaya çalışarak “entellik” edenler elbette bu ilahi gücü anlayamazlar.)
Bizim erkeklerimizin hepsi süperdir!
O kadar ki, ünleri dünyaya yayılmıştır.
Bir zamanlar “Alman Helga”yı, sonraları da “Rus Nataşa”yı fethetmişlerdir.
Vücutlarından taşan bu olağanüstü gücü elbette siyasi, hukuki, ahlaki ve dini amaçlarla kullanmak için de hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlar.
Bu arada zaman zaman medyada küçük haberler olarak zar zor gözümüze çarpan “Türk kadınlarının yarısından fazlası orgazmı bilmiyor. Kadınlarımızın yüzde 68'i yatakta partnerlerini küçük düşürmemek için tatmin olmuş gibi yapıyor” türü haberlere sakın aldırmayın.
Yalandır yalan!
Tatmin olmayan varsa, onun partneri kesinlikle Türk erkeği değildir. Eh, bizim kadınlarımızın “yabancı erkeklere gitmesi” de pek yakışık almayacağına göre, herhalde Marslılarla falan günaha girmişlerdir.
Yoksa Türk erkeği isterse her an herkesi ... (pardon, yine cinsel ilişki!).
Sevgili okurlar, valla artık siz bilirsiniz, ister “kusura bakın”, isterseniz de “yanlış anlayın”.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025