Halil BERKTAY
Bir Vahdettin patırtısı çıktı. İzmir’in 9 Eylül’de Yunan işgalinden kurtuluşu kutlanırken, Belediye Başkanı Tunç Soyer Nutuk’tan, daha özel olarak Gençliğe Hitabe bölümünden alıntı yaptı. Vatanı yönetenler “gaflet, dalâlet ve hattâ hıyanet içinde”ydiler dedi. Meral Akşener işi demagojiye vurdu. Öyleydiler demiyor; “olabilirler” diyor, dedi. Mustafa Kemal’in geçmişte öyle oldu ve gelecekte de öyle olabilir dediğini elçabukluğu marifet yok saydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Osmanlıya hakaret diye çok öfkelendi; senin ne haddine diye gitti Soyer’in üstüne. Hakaretse, hakareti acaba kim etmiş; hiç bunun üzerinde durmadı.
Serbestiyet bana sordu, hain mi kahraman mı diye. Bir, bu terimleri kullanmayı reddettim. İki, somut olarak, Mayıs 1919’dan sonra işgale ve işgal kuvvetlerine hiç itiraz etmediğini, en ufak bir direniş işareti göstermediğini anlattım.
Atatürkçü mahalleden alkış geldi. Kimileri işte tarafsız, bilimsel tarihçi dedi. Aidiyetlerini bilemiyorum. Müslüman kesimden biraz küfür aldım.
Rusya ve Çin üzerinden, milliyetçilik konularına girdim. Putin’in Ukrayna’ya saldırma gerekçeleri ile Şi Cinping’in Tayvan’ı gerekirse zor yoluyla istilâ ve ilhak tehditlerini dayandırdığı gerekçelerin öncellerini irdeledim. Bunların nasıl 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarının irredantist, yayılmacı milliyetçiliklerinin (meselâ Yunan megali idea’sının, İttihatçıların Turancılığının, ya da Hitler’e kadar uzanan Pan-Cermanizmin) hık demiş burnundan düşmüş olduğunu hatırlattım.
Ulusalcılar, Avrasyacılar, Putinciler çok sinirlendi. Batı emperyalizmine uşaklıkla suçlandım. Muhayyilesi ortalamanın üzerinde biri, size bu adamın kim olduğunu söyleyeyim dedi; bu, BND’nin (Bundesnachrichtendienst’i kastediyor, yani Federal Alman dış istihbarat servisini) bir yetiştirmesi ve ajanıdır. Bu bir ilk; yani (üniversiteyi nerede okuduğumdan hareketle) CIA ya da (doktoramı nerede yaptığımdan hareketle) MI6 değil de BND. Eh, bunu da öğrenmiş oldum. Koleksiyonuma kattım. Nadide bir cevher gibi saklayacağım.
İYİ Parti web sitesine, 22 yaşında üç kahve tarayıp 5 kişiyi öldüren ve 12 kişiyi yaralayan, sonra da 12 Eylül askerî diktatörlüğünce idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nu “ilk şehidimiz” diye öven bir paylaşım kondu. Bilvesile, yiğitlik, şehitlik, kahramanlık (ya da canilik, katillik, işkencecilik) meselesine biraz kafa yordum. Gerek aşırı sağın, gerekse aşırı solun hangi folklorik geçmişi herhalde farkına varmaksızın (ya da ulusalcılık örneğinde, artık bile isteye) paylaştığına değindim. Topal Osmanlar, Yahya Kaptanlar, Çerkez Ethemler, İnce Memetler arasında gezindim. Vatan ve millet hizmetinin kaç yönde (Nazilere karşı da, Cezayir bağımsızlık savaşçılarına karşı da) kesebileceğini, Fransız paraşütçü işkencecilerinden ve Mehmet Eymür’lerden giderek, biraz kurcaladım.
Her iki taraftan adım, halkını sevmeyen, halkının kültürüne yabancılaşmış, kahramanlık türkülerimize sırt çevirmiş, Köroğluların, Kiziroğluların, Dadaloğluların kıymetini bilmeyen birine çıktı.
29 Ekim’de Cumhuriyetin 99. yıldönümünü, 7 Kasım’da Ekim Devrimi’nin 105. yıldönümünü, toptan coşku, yüzde yüz aklama ve hamasetle kutlamadım. Tersine, devrimlerin mirasına iğne batırdım şuradan buradan. Artılarıyla birlikte eksilerini, kazanımlarıyla birlikte bedellerini, maliyetlerini değerlendirdim. Özellikle (başlangıçtaki vaatlerine karşın) demokrasiyi üretememeleri veya demokrasiye geçememelerine dikkat çektim. “Tek yol devrim”in, hemen bütün bilinen, tarihsel örneklerde “tek yol diktatörlük”le sonuçlandığının altını çizdim. Özel ve orijinal bir teorik nokta olarak, Marksizmin ve bilhassa Leninizmin, gerçek demokratik devrimlerin mirasıyla nasıl teorik ve politik kapkaççılık yaptıklarını vurguladım.
Bu sefer Müslümanlarca epey alkışlandım. Atatürkçüler, ulusalcılar ve sair solcular tarafından ise enikonu bir küfür yağmuruna tutuldum.
Kader mi?
Neruda’dan bazı dizeleri hatırladım. Oda a la critica’dan (Eleştiriye Kaside). Kendi çevirim.
Beş şiir yazdım: / biri yeşil, / biri bir somun ekmeğe benzer, / üçüncüsü kat kat yükselen bir ev gibi, / dördüncüsü bir yüzük, / beşincisi / çakan bir şimşek küçüklüğünde…
Derken eleştirmenler çıkageldi: biri sağır / ve biri çok dilli, / ve diğerleri ve diğerleri; / körler ve yüz gözlüler, / ve kırmızı topukluları ve karanfilleriyle / zarafet örnekleri, / başkaları edeplice giyinmiş / kadavraları andırır… / bazılarıysa kâh Marx’ın alnına çöreklenmiş, / kâh bıyıklarında çırpınıyor; / bazıları da İngiliz, / sadece İngiliz…
Ki Neruda’nın kendisi de komünistti biliyorsunuz. Ama işte onun gibi ben de illâ bu “Marx’ın alnına ve bıyıklarına çöreklenmiş”lere tutuluyorum.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024