Halil BERKTAY
Döndüm. Önce, ister istemez bir düzeltme. Halim ağabeyin, Halim Spatar’ın ölümünden yola çıkarak, 1940’ların sonlarında komünist olmuş bir gencin ve sonra bir “eski tüfekçi”nin serüvenine bugünden bakmanın düşündürdükleri ile tesadüfî bir Kore gezisini, zaman içinde tek bir “yolculuk”ta harmanlamaya çalıştığım Seyir defteri I-II-III’ün 20 Nisan Cumartesi tarihli sonuncusunda, felâket bir hatâ yapmış; 1945’ten sonra Togliatti’nin, o sırada Stalin’den bile “sol” havalardaki Tito’nun olanca israrına karşın tuzağa düşmeyip silâh bırakmayı “kabul etmediği”ni yazmışım. Doğrusu tabii “ettiği” olacaktı. Gerçi bağlamdan ve lâfın gelişinden de anlaşılıyor ama, gene de herkesten özür dilerim.
Bir çalışma planı, proje tasavvuru
Ama işte, döndüm ve dönüşüm, 1915 Ermeni soykırımının sembolik yıldönümü olarak anılan 24 Nisan’ların ve 24 Nisan haftalarının 98’incisine denk geldi. Dolayısıyla, Halim ağabeyi anmaktan yola çıkan “seyir defterleri”ne biraz ara vereceğim. Hiç olmazsa bir hafta ve/ya birkaç yazı boyunca, Neşe Düzel’in benimle yaptığı ve 9 Ekim 2000’de Radikal’de yayınlandığında epey gürültü kopartan söyleşiden bu yana, çeşitli konuşma, yazı ve sair mülâkatlarda söylediklerimi birkaç temel noktada toplamak istiyorum.
Sonra da, bu yılın (2013’ün) kalanı ve 2014 boyunca, Küyerel için hazırlamaya söz verdiğim “şu kadar soruda Ermeni sorunu” web sitesi veya blogu üzerinde, daha ayrıntılı olarak çalışmaya koyulacağım. Bu da 2015’e benim katkım olsun istiyorum. Yapabileceğimi umuyorum.
Soykırım mı? Evet, soykırım
Birinci soru: 1915’te (veya 1915-16 yıllarında) olup biten, gerçekten soykırım mıdır? Kısa cevap: Evet, aşağıda ve ileride anlatacağım nedenlerle, yerden göğe kadar soykırımdır; 1948 BM Soykırım Sözleşmesi’ndeki soykırım tanımına dört dörtlük uymakta, tam göbeğinde yer almaktadır. Çoğu zaman sanılanın aksine, 1948 tanımı sırf adam öldürmekle, katliam(lar)la sınırlı değildir. Örneğin sözleşmenin ikinci maddesinin (c) fıkrasına göre, herhangi bir “millî, etnik, ırkî veya dinî” grubu, “kısmen veya tamamen yok olmasına yol açacak yaşam şartlarına maruz bırakmak” da soykırım demektir (altını ben çizdim). Esasen bu nedenle, konuya geçmişteki katkılarımdan birinde, tek bir kişi ölmeseydi bile başlı başına tehcir olayının, Osmanlı Ermenilerini yerlerinden yurtlarından koparıp, bütün mal ve mülklerini de bıraktırarak bir daha dönmemecesine göçürttüğü ve sonuçta, bir etnik-dinî grup olarak varlıklarını sürdüremez, kendilerini yeniden üretemez hale getirdiği için, kasıtlı etnik temizlik demek olduğunu ve soykırım sayılması gerektiğini savunmuştum.
Kasıt unsuru için, nelere bakılmalı
Burada kritik mesele tabii “kasıt” veya “niyet” unsurudur. Yukarıda tarif edilen türden bir “millî, etnik, ırkî veya dinî” grubu, sözleşmenin ikinci maddesinin beş fıkrasında anlatılan yöntemlerle, kısmen veya tamamen yok etme amacı varsa, soykırım suçu vardır; böyle bir amaç, kasıt veya niyet yoksa, legal bir kategori olarak soykırımdan söz edilemez. Nitekim soykırım tartışması çoğu zaman bu nedenler, Türk milliyetçi inkârcılığının “hani, niyetin belgesi nerede” türü itirazlarına gelip takılmaktadır.
Öyleyse ikinci soru: Kasıt veya niyet unsuru, illâ “biz Ermenileri kısmen veya tamamen yok etmek istiyoruz; onun için, şu katliam emirlerini derhal yerine getirin...” diye başlayan bir Osmanlı arşiv belgesinin varlığına indirgenebilir, ancak böyle bir belge bulunduğu takdirde ispatlanmış sayılabilir mi?
Hayır, bu metodolojik bir saptırmadır. Ona bakarsanız, Hitler’in de Yahudiler için herhangi bir yazılı “nihaî çözüm” talimatı keşfedilmiş değil. Ne ki, madem ceza hukuku konuşuyoruz, pek çok ceza dâvâsında niyet unsurunun genel durumdan çıkarsandığını da unutmamak gerekir. 1915’te Osmanlı Ermenilerinin başına gelenlerin ardında ne gibi bir kasıt veya niyetin yattığını görmek için de, aynı şekilde, pekâlâ olayın genel çerçevesine bakılabilir ve bakılmalıdır.
İdeolojik kasıt, net olarak ortadadır
O genel çerçeve bize şunları gösteriyor: (1) 1915’e giden yolda eski Osmanlıcılığın yerini alan yeni Türk milliyetçiliğinin gayrimüslimlere bizatihî şüpheli, güvenilmez ve düşman unsurlar diye bakışı hızlı bir tırmanış göstermişti. (2) Bu “millî nefret” İttihatçı önderliğinde Ermeni sorununa kesin ve toptan bir çözüm arayışına dönüştü. (3) Bulgar ve Yunanlılardan farklı olarak “bu sefer biz atik davranıp, onlar bize yapmadan biz onlara yapmalıyız” fikri yaygınlık kazandı. (4) 1915’te bütün Osmanlı Ermenileri, başka bir gerekçeyle değil, sırf Ermeni oldukları için tehcire tâbi tutuldu. Kaldı ki (5) “birincil” katliamların (bu terimi ayrıca açıklayacağım) ardındaki gizli devlet emirlerinin başka kanıtları da mevcuttur.
Bu kadarı bile fazlasıyla yeterlidir. Esasen bu yüzden ve nerede durduğumu göstermek için, yukarıda da “1915 Ermeni soykırımı” ifadesini kullandım. İşe mecburen buradan başladım. Ama bunun iyi bir şey olup olmadığı, ayrı bir konudur.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024