Halil BERKTAY
[4-5 Nisan 2014] Seçim sonrasından beri yurt dışında, yollardayım. Örneğin bu satırları bir gün Birmingham-Bath, ikinci gün Birmingham-Cambridge arasında gidip dönerken, trenlerde yazıyorum. Kim ne diyor, havada ne gibi ikinci ve üçüncü tur yorumları uçuşuyor; sadece bir kısmından haberim var. Serbestiyet’i bile doğru dürüst okuyamadım. Varsın olsun; ister mükerrer, ister fuzulî, aşağıdaki notlar da benim üç kuruşluk katkım.
(1) Osmanlılar Nisan yağmurlarının bereketi ve sağaltıcı özelliklerine inanır; âb-ı Nisan’ı kavanozlarda biriktirip azar azar kullanırlarmış. İngiltere’nin yeşil, ıslak ilkbahar sükûnetini içime çekerken dahi, çağdaş Türkiye’nin daha çok Çin masalındaki “cinnet yağmuru”yla sarhoş olmuş halleri hiç aklımdan çıkmıyor. Bu arada 1 Nisan da geldi geçti; bu sefer kimseye Nisan balığı yutturacak zaman ve zemini (ya da ona uygun, hafif ruh halini) yakalayamadım — ama herhalde BBC’nin tarihindeki en büyük 1 Nisan esprisini, gene BBC’den okuyup öğrenme fırsatını buldum. Meğer 1 Nisan 1957’de, “Bu yıl spagetti mahsulü tehlikede” diye, güya belgesel bir film-röportaj yayınlamışlar. Hiç üşenmeyip “spagetti ağaçları”nın dallarına yüzlerce, binlerce azıcık yumuşatılmış uzun makarnalar asmışlar. Sonra da “İtalyan spagetti çiftçileri”ni bunları ağaçlardan toplayıp yerdeki temiz bezlere sererken kameraya almışlar. Aralara da, “bütün bu spagetti şeritlerinin hep aynı uzunlukta olmasına şaşmayın; işte yüzyılların özenli İtalyan yetiştiriciliği bu demek” gibi, sözümona bilimsel açıklamalar serpiştirmişler. Millet inanmış! Bırakın İngiliz milletini; zamanın saygın “Sör” BBC direktörü dahi inanmış! Ne olur, bir girip seyredin; eşi hanımefendiyle “yahu, hiç bilmiyordum, meğer spagetti ağaçta yetişiyormuş” tadında konuşmaları var. Bunu izledim ve Aziz Nesin’e hak vermekten vazgeçtim. Hayır, özel olarak Türklerin yüzde 70’i aptaldır diye bir şey yok. Hattâ, şüphesiz en yatkın onlar olduğu halde, özellikle Cumhuriyetin “altın çağ”ından, asr-ı saadetinden müdevver günümüz solcu-ulusalcı-Atatürkçülerinin yüzde 70’i (veya daha fazlası) aptaldır diye bir şey dahi yok. Dünyanın her yerinde, boş bulunduğunda, anlık olarak hemen her şeyi yutmaya hazır çok sayıda insan yaşıyor.
(2) Fakat tabii, uzun vâdeli ve kendini neredeyse yüz yıldır sürekli tekrarlayan bir paradigmatik körlük bambaşka bir şey. Bir seferlik olsa, evet, diyebilirsiniz ki ne yapalım, güzide kolejlerin (maalesef benimkisi dahil) ve en seçkin Ivy League üniversitelerinin (maalesef gene benimkisi dahil, üstelik en başta) mezunları, RTE’den kurtulmak uğruna “AKP kendi anketinde tepetaklak” üfürüklerine (28 Mart: “AKP’nin gizli anketi” (nelere inanıyorlar) ) ânında iman edip umut bağladılarsa?! Olabilir, kabul — ama insan hiç olmazsa sonrasında, bilim adına, değilse yalın gerçeklik duygusu adına, değilse sıradan dürüstlük adına, biraz tersi bir lâf, yarım ağızla da olsa “galiba yanılmışız” veya “Halil, bu noktada haklı olmuş olabilirsin” gibi bir cümle bekler. Çünkü nerede AKP alacak denen yüzde 29.72, nerede reel olarak aldığı yüzde 45 küsur? Nerede CHP alacak denen yüzde 33.27, nerede reel olarak aldığı yüzde 27? Nerede CHP’nin +4 puan fark yapması, nerede -18 puan fark yemesi? (Ve nerede İzmir mitingindeki “midyeyi kabuğuyla yiyen”lerin dışarıdan taşındığı iddiası, nerede AKP’nin İzmir’de bile yüzde 35 küsur alması?) Bu bir “anket hatâsı” mıdır, yoksa düpedüz yalan söylemiş; dezenformasyona, kara propagandaya tevessül etmiş olmanın sonucu mu? Geçen gün bir öğrencim geldi; hocam, dedi, seçim sonuçları çok şaşırtıcı değil mi? Ardından bir de benim şaşmamış olmama şaştı. Zira hiçbir kamuoyu yoklamasından haberdar değil; sadece kendi kimliksel çevresinin sosyo-kültürel tepkilerinin farkında. Dış basın haftalar boyu “tükendi, sallanıyor, düştü düşecek” yorumları yaptı ya; bunları gerçek sanıyor. Tıpkı benim daha önce de atıfta bulunduğum, ABD’deki o sevgili arkadaşım gibi. Bilmem, iki üç yıl öncesine kadar AKP’nin demokratikleşme atılımlarına omuz veren ama sonra yüz çevirip devirmeci kesilen canım kardeşim de, kendisine postalanan her şeye inanmamanın önemini biraz olsun görmüş müdür? Bunun “Halil öyle diyor ama bunlar da böyle diyor; kimin haklı olduğu ne malûm” türü bir bilinemezcilikle geçiştirilemeyeceğini anlıyor mudur, biraz olsun? Wishful thinking diye bir kavram var; bir şeyi olmasını istediğin gibi düşünmek, ya da hayallerini gerçeklerin yerine geçirmek. Realite başka, wishful thinking başka. Hiç olmazsa bunu görecek misiniz şimdi? Ya da başka apolojilere, mazeretlere, tuhaf “açıklama”lara mı sığınacaksınız?
(3) Kuşkusuz, ararsanız öylesi de çok. Bu toplumun küfür kültürü kadar mızıkçılık kültürü de çok zengin ve tarihimizdeki bazı garip efsanelere kadar uzanıyor. Futbolumuzda bir “onurlu yenilgi” olayı vardır. Dört yemiş hiç atamamışız ama ne gam; ezilmemiş, daha çok korner kazanmış, daha çok ofsayta düşmüş ve şu kadar topa sahip olma yüzdesiyle oynamışız (yani üç puanı biz almalıymışız). Zaten Birinci Dünya Savaşı’nda da aslında yenilmemişiz ama müttefiklerimiz yenildiği için yenik sayılmışız (savaşı bir takım boks veya güreş hakemleri seyrediyor da galibi mağlubu onlar ilân ediyormuş anlaşılan). Şimdi bunları neden hatırladım? Fatih Altaylı’nın Teke Tekprogramında Ertuğrul Özkök doğrusu hayli ilginç bir hesap yapıyor; sanki seçime sadece iki parti girmiş gibi Türkiye’yi ortadan ayırıyor; AKP yanlıları ile karşıtları arasında oyları (tabii Cihan Haber’e göre) 43-43 çıkarıyor ve sonucun “berabere” olduğunu haykırıyor. Kemal Derviş de çıkan tablonun “çok da net olmadığını” öne sürüyor. Bir başka değerli iktisatçı tanıdığım daha da ileri gidip AKP’nin “hezimet”e uğradığını ilân ediyor. Bunlar nasıl akıllar, bilemiyorum. Mâlumu ilâm pahasına (i) yerel seçimlerde muhalefet partilerinin her zaman daha çok şansı vardır; tersten söyleyecek olursak, iktidar partisinin genel seçimlerdeki oy oranını tutturması daha zordur. (ii) Üstelik 2013 yılı ve 2014’ün başları AKP için çok zor geçti. Önce Gezi geldi, ardından 17 Aralık “yolsuzluk operasyonu.” (iii) Dahası, bütün bu süre boyunca giderek daralan ve sıkıştıran bir “dış kuşatma”ya maruz kaldı. (iv) En son, kasıtlı olarak yaratılan siyasî istikrarsızlık korkusu bir miktar para kaçışına ve bu yüzden dövizin yükselmesine yol açınca, felâket tamtamları iyice yüksekten vurmaya başladı. Ve bütün bunlara karşın AKP’nin oyu 2009’daki yüzde 38’den 2014’te yüzde 46’ya çıktı. 50 ili ve büyükşehir belediye başkanlıklarının büyük çoğunluğunu götürdü. Bir tek İstanbul ve Ankara’da biraz zorlanır gibi oldu ama bu da sadece MHP’nin masif olarak CHP’ye oy vermesinden kaynaklandı. MHP’nin oyu Türkiye çapında yüzde 15.5 ve İstanbul’da daha bile yüksek olması beklenir(di), ama yüzde 4’te, eza Ankara’da yüzde 8’lerde kaldı. Öyleyse Mansur Yavaş’ın belki 6-7 puanı, Mustafa Sarıgül’ün yüzde 40’ının da en az 12 puanı MHP’den (ve çıkarınca zaten CHP’nin Türkiye ortalaması olan yüzde 27-28 kalıyor). Kaldı ki CHP’nin birçok yerde yüzde 0-1-2-3’de, başka birçok yerde gene yüzde 10-15 veya altında kalması, artık bir “Türkiye partisi” olmaktan çıkmışlığı açısından başlı başına düşündürücü. Hal böyleyken, mantık sınırlarını zorlayan bu gülünç hesaplar niye? Belki hatırlarsınız, 12 Eylül döneminde Ankaragücü Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanınca Kenan Evren’in emriyle birinci lige terfi ettirildiydi. Siz de öyle, kaybettiğiniz bir seçim sonrasında bir başka merciin kararıyla kazanmış sayılıp muhalefetten iktidara terfi ettirilmeyi mi bekliyorsunuz?
(4) Efendim, çok sert bir kampanya olmuş, çünkü AKP hep saldırmış, ortalığı germiş, işleri çığrından çıkarmış. Bu da Ertuğrul Özkök’ten. Gerçekleri tepetaklak edip akı kara, karayı ak göstermenin bu kadarı olur. Aslında kim gerdi ve sertleştirdi ortamı; kim yerel seçimleri genel seçime, hattâ bir referanduma veya güven oylamasına dönüştürdü? “Basın özgürlüğü yok” denen Türkiye’de, AKP düşmanlığı ve RTE nefretinin “ana akım” medyası, yani Hürriyet ve Milliyet’ler, daha bulvar ve kaldırım düzeyinde Sözcü’ler bu stratejinin başını çekmedi mi, topyekûn desteklemedi mi, içinde yer almadı mı? Biraz daha gerilere gidip, 2000’den bu yana AKP’ye ve özel olarak Erdoğan’a yöneltilen bütün kampanyaları, başvurulan bütün siyaset dışı yöntemleri düşünelim. Şiir okudu diye mahkûm edildi ve hapse atıldı. 2002’den itibaren her türlü şeriatçı takiyye suçlamasına uğradı. Aşikâr ki 2002-2004 yılları ve devamında bir darbeyle devrilmesi TSK çevrelerinde ciddî surette düşünüldü, konuşuldu. Genelkurmay kendini alternatif iktidar odağı olarak ortaya sürdü ve haftalık basın toplantılarıyla basına “millî çizgi” ayarı vermeye başladı. Buna zamanın YÖK’ü dahil bir dizi başka kurum ve bürokrasi kesimi de âlet oldu. Cemaatin polisi ve savcılarının karıştırmış olabileceklerine karşın, Ergenekon ve Balyoz dâvâlarının ana gövdesi çürütülmüş değil. Sarıkız ve Ayışığı planları dahil Nokta’nın Darbe Günlükleriapaçık ortada. Gürbüz Özaltınlı son zamanlardaki bir yakın tarih üçlemesinde, özellikle 2007-2008 arasının ADD mitinglerini, “ordu göreve” çağrılarını, cinayet ve suikastlerini tekrar hatırlattı. Gene bu sırada 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimindeki “nitelikli çoğunluk” sahtekârlığı yaşandı; şimdi aşırı kutuplaşmadan şikâyet eden Ertuğrul Özkök o zaman “eller kaosa kalktı” manşetini attırdı. Üzerine, direkten dönen kapatma dâvâsı geldi; üzerine, Oslo görüşmelerine “suçüstü” yapılması girişimi geldi; üzerine, ilk ve haklı Gezi protestolarını süresiz bir devirmeciliğe ve “İstanbul yanıyor” görüntülerine (açıkçası, Ukrayna benzeri bir duruma) dönüştürme girişimi geldi; üzerine 17 Aralık geldi.Türkiye’de hangi hükümet, hangi iktidar bu kadar uzun süre, bu kadar peş peşe, bu kadar katı ve amansız “parlamento dışı yollardan düşürme” girişimlerine maruz kaldı?Cumhuriyet gazetesinin daha baştan Oktay Akbal’da somutlanan mutlak uzlaşmazlıkçizgisini izleyen laik seçkinler, on küsur yıldır asla kabullenmediler; hep ensesinde boza pişirdiler; soluk aldırmadılar ve tek bir normalleşme olanağı tanımadılar, Erdoğan’a ve partisine. Adamı sadece ve sadece düşman belleyip alaşağı etmeye çalıştınız; nasıl olur da şimdi ağlamaklı hallere girip kutuplaşmanın baş ve tek sorumlusu gibi gösterirsiniz? Elbette olgun siyasetçilik böyle tuzaklara düşmemeyi gerektirdiğinden, onun da kabahati var, kültür ve kimlik uçurumunun bu kadar açılmasında. Fakat her ne kadar reaksiyonlarını onaylamıyorsam da, onu kimin, kimlerin bu kadar köşeye sıkıştırdığını da görelim ve anlayalım. Ahmet Hakan da bir yazısına “Galiba savaşacak” başlığını koymuş, allah allah bu kadar da olur mu dercesine, haksızlığa uğrayıp hayrete düşmüş havalarda. Ne bekliyordunuz, teslim olmasını mı? Nasıl savaşmasın, kendisiyle 12-14 yıl sürekli savaşıldıktan sonra?
(5) İşin başka bir boyutu da, 30 Mart akşamı yaptığı balkon konuşmasının, (belki iki ay boyunca) daha çok Cemaat’le çarpışacağı ve ardından yumuşayıp yeni anayasa ve çözüm süreci gibi demokratikleşme konularına döneceğinin işaretlerini veriyor olması. Özellikle Kürt sorunu açısından seçimler, neredeyse daha iyisi olmayacak kadar elverişli bir zemin oluşturdu; bunu görmek lâzım. Doğu ve Güneydoğunun bütün kritik illerinde (a) artık savaş değil barış çizgisindeki, “gerillaya oy” çağrıları yapmayan BDP kazandı, ki bu iyi; (b) öte yandan AKP de yüzde 35 oy topladı, ki bu da iyi — ve ikisi bir arada çok çok iyi. Bundan sonra da silâhlı mücadeleye — yutkunuyor ve imkânsız diyemiyorum ama — son derece zor dönülür. Türkiye’nin bütününde olmasa bile Türkiye Kürdistanı’nda siyaset normalleşti; daha birkaç yıl öncesinin “baş düşman AKP’dir” ya da “sorun orduyla çözülür” gibi saçmalıkları sona erdi; barış içinde süren ve sürecek bir politik mücadelenin gerçek, olağan taraf ve muhatapları birbirini buldu.
(6) Yan soru bir. Bu manzara içinde sol nerede? Bütün o sıfır-küsurları topladığınızda yüzde kaç ediyor? Yan soru iki (lütfen gıcık kapmayın ve serinkanlı düşünün). Gezi ruhuna ne oldu? Nerede “milyonlarca insan”ın katıldığı o büyük “halk hareketi”? Hani “bir daha hiçbir şey aynı olmayacak”tı? Hangi kalıcılık, hangi özerklik? İlk birkaç günün ağaç kesmeye ve polis vahşetine karşı haklı protestoları, ya da çevreci gençlerin komünal yaşam ütopyaları, kendini konsolide edip varlığına özgünlük ve süreklilik kazandırabildi mi? Geriye ne kaldı bu spontaneizmden? Yoksa, genel geçer AKP-RTE düşmanlığından kendini ayrıştıramayınca, o da yutulup gitti mi, ilk kertede klasik sol ve ikinci kertede, o solu da yutan milliyetçi-ulusalcı CHP-MHP-Cemaat ittifakı tarafından?
(7) Türkiye giderek yalnızlığa gömülecek, bu da içeride yerlileşip bir tür izolasyonist Üçüncü Dünya diktatörlüğüne dönüşmeyi mi beraberinde getirecek? Bence bu da çok şüpheli bir iddia. Korkarım ardında, kısmen solun ezelî hastalığı olan ekonomi bilmezlik, kısmen (“burjuvazi”ye ve/ya AKP’ye prim vermemek uğruna) son 15 yılın elle tutulur gelişme ve kalkınmasını önemsemezlik, kısmen siyasal istikrar ile uluslar arası sermaye hareketleri arasındaki ilişkiden habersizlik yatıyor. Bu terimlerin geçmişte de gerçeği ne kadar yansıttığı bir yana; en azından bugün Türkiye’nin “yarı-sömürge, yarı-feodal”lik veya “geri”lik veya “azgelişmiş”likle pek bir ilgisi kalmadı. Tersine, bölgesel eşitsizlikleri ne olursa olsun, yeryüzünün en hızla büyüyen ekonomilerinden biri ve şimdiden toplam hacmi itibariyle ilk yirmi arasında. Ayrıca, Ortadoğu’da belirleyici öneme sahip. Seçim sonrasında dış basındaki kabullenici değişim ortada; Obama’nın (neo-con’ların değil) Beyaz Saray sözcüsünün “ufak tefek anlaşmazlıklara karşın” ABD-Türkiye ilişkisinin stratejik önemi hakkında söyledikleri ortada; 17 Aralık’tan sonra kaçan sermayenin geri dönmesi ve doların 2.20’nin hayli üzerinden 2.13’lere inmesi ortada. Sosyalizm geleneğinden gelen seçkin sol aydınlar, örtük bir tür böbürlenme olarak da kullanılabilen “[kapitalist] ekonomiden anlamama” havasını bıraksalar; “anti-sistemik muhalefet” zihniyetinden çıksalar; kapitalizme yabancı durmaktan (ve dolayısıyla işleyişine nasıl müdahale edeceklerini de bilememekten) vazgeçseler; geri dönüşü olmayan şu küresel dünyada, dinamizmden feragat etmeksizin, özel mülkiyetin ve piyasa ekonomisinin daha fazla sosyal refah ve âdil bölüşüm yönünde nasıl yönetilebileceğini (ve bunun kurumsal-kültürel tamamlayıcılarının neler olabileceğini) anlamaya, öğrenmeye çalışsalar, çok daha iyi olur sanıyorum.
(9) Bu, şunun için de önemli: sırf “istemezük”çülükle; ama kapitalizme, ama devlete, ama iktidara, ama AKP’ye yalnızca “karşı” olmakla hiçbir yere varılamaz, nitekim varılamıyor. Bu soruyu benden önce başkaları da çok sordu ama bir kere daha tekrarlamış olalım: Siz son 10 yılda AKP karşıtı ve RTE düşmanı muhalefetin olumlu anlamda nasıl bir dünya ve Türkiye istediğini hiç anladınız mı? En son bu seçim kampanyası sırasında, bu konuda herhangi bir şey söylediklerine tanık oldunuz mu? Bırakın CHP’yi; proletarya devrimi ve sosyalizm düşüncesinin toptan çöküp tarihe karıştığı günümüzde, eski sosyalistlerin böyle bir vizyonu var mı? Olabilir mi — çağdaş bir demokrasi ve sosyal refah platformunun artık hiçbir şekilde sosyalizm paradigmasından türetilemeyeceğini kavramadıkça?
(10) Döne döne aynı noktaya geliyoruz: asıl sorunumuz iktidar sorunu değil; öncelikle muhalefet sorunu. Böyle giderse, o beğenmediğiniz, nefret ettiğiniz AKP 2002’den bu yana sekiz seçim kazandığı gibi, 21. yüzyılın ilk çeyreği sona ermeden, yani 2025’e kadar bir sekiz seçim daha kazanır. Ciddî şansı ve hayatiyeti olacak bir muhalefete de, habire AKP’ye kızmakla varılamaz. AKP’nin eleştirisini şimdiki muhalefetlerin eleştirisiyle birleştirilerek varılır. Geçmişteki sosyalist, Kürt veya İslâm birikimlerinin tek tek herhangi birinden hareketle; herhangi birini kendi başına “ana gövde” saymak ve diğerleri karşısında üstünlük tanımakla varılamaz. Ancak sol demokratlığın ve demokratların, Kürt demokratlığı ve demokratlarının, Müslüman demokratlığı ve demokratlarının yeni bir bireşim ve bileşimiyle varılır.
(11) Onun için, “AKP artık iktidar oldu, bundan böyle muhalefeti bırakıp iktidarla uğraşmalı” Kartezyen ikilemi içinde düşünen herkes gibi, meseleyi habire “beyaz Türk dövme”ye indirgeyerek karikatürize eden Turgay Oğur da yanılmakta (bkz Serbestiyet, 3 Nisan 2014). Hükümetin ve özel olarak Başbakan Erdoğan’ın beden ve yaşam tarzı özgürlüğüne herhangi bir müdahale veya tecavüzüne de (ister içki, ister kürtaj veya sezaryen), bunları minimize veya rasyonalize etme çabalarına da, şahsen benim en ufak bir sempatim yok. Ama sorun çok daha derin. Askerî vesayetin çökmüş olması, o askerî vesayete omuz vermiş olan ideolojinin de çözüldüğü ve aşıldığı anlamına gelmiyor. Ortada, bırakın Faşizmi ve Nazizmi, bizim 1960-1971-1980 askerî diktatörlüklerimizi dahi zerrece tanımayan; sıkıyönetimlerden ve kontrgerilladan, ya da başka herhangi bir baskı rejiminden geçtim, hayatında herhangi bir baskı görmemiş — ama Erdoğan’ın Hitler’den, Türkiye’nin bugünkü koşullarının da faraza Alman işgali altındaki Fransa’da yaşanan SS ve Gestapo dehşetinden farksız olduğunu fütursuzca, ancak cehaletin verebileceği bir cüretle öne sürebilen, hem naif hem ukalâ bir “ben kuşağı” (me generation) var. Onların ufkunu açmak, zihnini özgürleştirmek için ne yaptık şimdiye kadar? Bu kavga önemli ölçüde bu gençliği sarsalama ve uyarma, uyandırma, eski paradigmadan koparma kavgasıdır. Onun için kendi payıma, “nelere inanıyorlar”ın ardından (28 Mart), “nelere gülüyorlar” ve “neleri aşağılıyorlar”la devam edeceğim.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024