Hasan Bülent KAHRAMAN
Düşünüyorum da acaba Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı şu durum çok farklı tezahürler içinde olsa bile tarihin farklı dönemlerinde de karşılaşılmış bir durum mudur sorusunun cevabı galiba müspettir diyorum. Hayli uzak gibi duracak bir noktadan açıklamaya çalışayım.
***
AK Parti iktidara geldiğinde % 35 civarında bir oy almıştı. Seçim sistemi yardım etti ve o kadar oyla parlamento çoğunluğunu sağladı. Hayli keskin bölünmelerin hâkim olduğu, kendisine karşı olan çevrelerin oldukça sert tutumlar takındığı bir dönemdi bu. 2002'den 2007 seçimlerine kadarki dönemde AK Parti'ye karşı ne türden olayların hazırlandığını şimdi daha iyi öğreniyoruz. Darbe girişimleri, planlar vs.
Bütün bunlara AK Parti sadece kendi tabanının bilinci, yöneticilerinin dirayeti, siyasal kadrolarının basiretiyle karşı koymadı. 1990'ların getirdiği büyük yıkımdan bıkmış kitlelerin oluşturduğu büyük bir koalisyonla direndi AK Parti etrafını saran hadiselere.
Bu tür koalisyonlar ilk defa teşekkül etmiyordu. Taşıyıcı koalisyon adını verdiğim bu büyük yapılar 1950'den beri Türkiye'deki büyük iktidarları meydana getirir. DP de, AP de, Anap da bu yoldan iktidar olmuştur. Farklı toplum kesimleri ortak çıkarlarını bir partide/ iktidarda arayınca ve birleştirince taşıyıcı koalisyon kurulur. Bu olumlu bir şeydir.
***
Bu koalisyonun önemli bir parçası bugün kendisine Hizmet diyen çevreymiş, şimdi daha iyi anlaşılıyor. Daha önce vurguladığım gibi, Hizmet, Türkiye'de 1970 sonrasında devlete paralel bir yapılanmaydı. İyi örgütlenmişti. Genç ve hareketli kadrolarla onları ayakta tutacak farklı sektörlerde biriktirilmiş bir güce sahipti. Bu kesim elbette iktidarı destekledi. Son değil daha ilk tahlilde iki kesimin iktidar ortaklığında fayda vardı. Aynı bünyeydi bunlar.
Sonradan bu koalisyon çatladı. Bu kırılmayı meydana getiren çok sayıda gerekçeden söz edilebilir. "Çıkar çatışması" bunların içinde en sonuncusudur, en az önemlisidir. Çünkü o olsa olsa bir sonuçtur. Mesele onu doğuran koşullardır. Onların başında da bana göre o tabandaki sınıfsal hareketler gelir. Daha kentli bir iktidar yapısına karşı daha çok taşraya dayanan bir cemaat arasındaki zıtlaşmaydı göze ilk çarpan. Sonunda olanlar oldu.
Ama bir noktayı unutmamak gerek. Bütün bu oluşumlar ve dönemler içinde kontrol hükümete düşerdi. Bildiğimiz kadarıyla iktidarla Cemaat arasındaki dengenin hassaslığı daha ilk günden itibaren malumdu. O şartlar altında hükümetin kendisi açısından gerekli önlemleri alması gene kendisi açısından makul hatta zorunlu olmaz mıydı?
***
Böyle bir boşluk Bülent Arınç'ın nitelendirmesiyle sadece "saflık" diye nitelendirilemez. Burada daha kapsamlı bir unsur aramak gerekir ki, o da, yukarıda belirttiğim büyük koalisyonun dağılmasıdır.
Son yıllarda, iktidar sadece cemaatle olan koalisyonu değil diğer çevrelerle olan koalisyonu da zorladı. Bunu daha Gezi olayları sırasında belirttik. Diyelim ki, Gezi, hâlâ iddia edilen o "menhus" nedenlerle, ortaya çıkmış olsun, o vakitler de vurguladığım üzere, hükümetin olayları dışlaması değil kapsaması gerekirdi. Bu hayati bir karardı ve dışlama doğrultusunda oluştu.
Şimdi yapılması gereken belli: hükümetin kendi içinde kapsamlı bir değişikliğe gidip, farklı toplumsal kesimlerle kırılıp dökülmüş koalisyonu yenilemesi gerekir. "Biz bize yeteriz" mantığıyla demokratik siyaset sürdürmek olanaksızdır. Ve bu hükümetin elini kolunu bağladığını düşündüğü kadroları bünyesinden çıkarmasından çok daha önemlidir. Onları nasılsa aşar. Ama demokratik taşıyıcı koalisyonu yenilememesi hele önümüzdeki dönemde yaşanacak üç büyük seçimde her şeyi daha zorlaştırır.
Gerçek yetenek ve başarı her olumsuzluktan bir olumlu sonuç üretmektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024