Hasan Bülent KAHRAMAN
Ekmeleddin İhsanoğlu Beyin "çatı adayı" tensip edilmesiyle yeni bir devre başlıyor. İhsanoğlu seçim kazanabilir mi, ondan önce meydanlarda başarılı olabilir mi gibi sorularla uğraşmayı ben kendi payıma anlamlı bulmuyorum. Bunlar yaşanacak ve görülecek; sonuç hakkında fazla bir spekülasyona da gerek yok, neredeyse belli. Ayrıca İhsanoğlu'nun saygınlığı, üstün yetenekleri, birikimi açısından da söylenecek tek bir söz yok. Dolayısıyla bu yeni evre beni CB adayı yönünden değil CHP bakımından ilgilendiriyor. Çünkü bu hamleyle birlikte Türk siyaseti yeni bir dönemeç daha aldı, CHP bambaşka ve anlaşılması zor bir parti olma yolunda biraz daha ileri gitti.
***
Kim ve ne olduğu konusunda artık kimsenin akıl yürütmediği CHP, bu hamlesiyle iki büyük kapıyı biraz daha açıyor: Hem kendisi büsbütün merkez sağ/muhafazakâr siyasete yaklaşıyor, hem de muhafazakâr siyasetin Türkiye'deki siyasal hayat içinde artık aşılamaz ağırlığı, durdurulamaz genişlemesi biraz daha gerçek ve somu bir noktaya taşınıyor. Bugün gerçekten dünden daha fazladır. (Bu arada Ekmeleddin İhsanoğlu Beyin de pederlerinden beri devam eden uzun bir tarihi kapattığını, CHP adayı olmayı kabul ederek onun da başka bir bilinçlenmeyi işaret ettiğini belirtelim. Ayrıca o profildeki bir ismin CHP adayı olmak istemesinin Ak Parti siyasetleri bakımından hangi anlama geldiği de uzun boylu irdelenmeli. Hele İhsanoğlu'nun uluslararası ilişkileri düşünülürse ve bu kararın elbette bazı istişarelerle alındığı varsayılırsa durum daha da ilginçleşmektedir.) Kısacası muhafazakâr siyasetin tüm ideolojileri ve partileri çapraz kesen bir gerçekliği var şimdi. Kendini "milliyetçi, muhafazakâr, mukaddesatçı" kavramları üstünden tarif eden bir CHP var ortada.
CHP bakımından bu çok dramatik bir dönüşümü vurguluyor. Bir kere mesele sadece muhafazakâr siyasetle bu partinin zaman zaman temas arayışından öte bir noktadadır. Çünkü ortada MHP ile kurulan bir işbirliği var. Yeni değil bu beraberlik. Son yerel seçimlerde Ankara planında kullanıldı. Anlaşılan CHP buradan önemli bir sonuç elde etti ki, sürdürmeye karar verdi.
Böylece zaten sağ olan CHP'nin büsbütün sağlaşması ileri bir aşamaya geldi. Buradan geriye dönüş olamaz. Çünkü siyasal tarih bu tür oportünist girişimlerin daima CHP gibi taklit ve yamamalar lehine değil asıllar lehine işlediğini sayısız örnekle kanıtlamış bulunuyor. 28 Şubatın gadrine uğramış bir bilim insanının şimdi o ortamı yaratan partinin CB adayı olarak meydanlara çıkması ilginç bir dönüm noktası olarak görünüyor bana ve bununla birlikte CHP içindeki Ulusalcılar, 28 Şubatçılar biraz daha geriletilirse bundan sadece memnuniyet duyarım. Nitekim ilk tepkiler de o yönde geliyor.
***
Bu hamleye büyük uzlaşı denip denemeyeceği konusunda o derecede emin değilim. CHP bu noktaya düşünüp taşınarak, tartışarak gelmedi. CHP tabanı ve örgütleri böyle bir adayın seçimi konusunda ne düşünüyor sorusu yönetim kademelerindeki kimseyi ilgilendirmedi. Üç beş kişi düşünüp bu ismi buldu, CHP tabanının önüne koydu. Tutarsa ne ala, ama tutmazsa, ki muhtemelen ibre bu yönde işleyecektir, bu CHP bakımından da Kılıçdaroğlu bakımından da çok önemli bir krizin başlangıcı olacaktır. Dolayısıyla CHP'nin İhsanoğlu adıyla ortaya çıkması daha ziyade bir niyet beyanıdır, siyasal ideoloji planında yozlaşmanın bir sonucudur. Buna işlemeyen parti içi demokrasinin bir göstergesidir demek de mümkün.
Türkiye dönüşüyor, sarsıcı bu değişim içinde CHP'nin tavrını, tutumunu belirleyen tek bir kavram var galiba: mahcubiyet! Mahcup bir edayla ordu ile arasına mesafe koyuyor, mahcup bir eda ile muhafazakârlaşıyor. Bakalım, nereye kadar...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025