Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir kere Ekmeleddin İhsanoğlu Bey hakkında doğduğu yerden başlayarak devam eden spekülasyonları elimizin tersiyle itelim. Bu derecede manasız değerlendirmelere maruz kalmasını tasavvur etmek dahi üzücü.
Ama bu durum sahip olduğu pozisyonun politik açıdan değerlendirilip eleştirilmesini engellemez elbette. Tersine siyaset tam da bunun içindir ve bu bakımdan son gelişme Türk siyaseti bakımından çok önemlidir.
Önce bu hamlenin CHP bakımından ilkesel- ideolojik siyaset planındaki anlamını ele alalım.
***
Çarşamba günkü yazımda da değindiğim üzere, şimdi İhsanoğlu adıyla vurgulanan yönelim eğer kalıcı olacaksa, demektir ki, CHP, geleneksel Kemalistaskerci çizgisinden uzaklaşmaktadır.
Sevindirici.
CHP, Kemalizmin sivil yanını değil militer modelini tercih etmişti. Oradan kopması her halükârda iyi olacaktı. Bu bakımdan doğru bir adım diyelim.
Ayrıca CHP Kemalizmi solla bütünleştirerek, Türkiye'nin Yanlış Solu dediğim modeli üretmişti. Umulurdu ki, CHP o çizgiyi bırakacak, gerçek bir sol/ sosyal demokrat tercihte bulunacak. Onu yapmadı.
Yapamadı daha doğrusu. Gitti MHP ile işbirliği içine girdi. Yani muhafazakârlaştı, 'milliyetçi, maneviyatçı, mukaddesatçı' bir noktaya kaydı.
***
Bu beni ilgilendiriyor. Çünkü bu kavramları Türkiye'de ilk kez Demirel telaffuz etti, 1965 sonrasında. Fakat aynı Demirel'in, cumhuriyetçilikle, bilhassa laiklikle bir sorunu yoktu. Aksine, Erbakan meydanlarda baş ve boy gösterince ve muhafazakârlığı sahiplenip temsil edince, Demirel laikliği daha fazla vurgulamaya başladı. Bu oluşum 28 Şubat'a kadar geldi. O darbenin mimarı oldu Demirel.
Öyle bakarsanız askerlerin de muhafazakârlıkla bir sorunu yoktu, yeter ki, özü laik olsundu. Yani "muhafazakâr laiklik" (veya eş anlamıyla Batıcı laiklik) Türkiye'de, şimdi daha iyi anlıyoruz ki, esas modeldir ve DP -AP -Anap geleneği bu çizgiye oturmuştur.
Nasıl oturmaz? Her zaman söylediğim gibi, DP'lilerin CHP'lilerden bir farkı mı vardı? Kişisel hayatındaki davranış kalıpları malum Demirel mi, radikal İslamcı olacaktı? (Ama bu gerçek onun 1960 ve 70'lerde malum CHP tarafından öyle görülmesini engellemedi.) Olmadığı gibi 2011 seçimlerinde Demirel bu laik muhafazakârlık anlayışı etrafında CHP ile, CHP de onunla, bazı Ulusalcı tonlamalarla, ittifak etti. İşte o ittifak şimdi muhafazakâr vurgusu biraz daha ağır basan İhsanoğlu etrafında teşekkül ediyor. Nereye kadar gider, göreceğiz.
***
İkincisi, İhsanoğlu tercihinin demokratik siyaset açısından anlamı. CHP, böyle bir isimle ortaya çıkınca istesek de istemesek de "partiler üstü Cumhurbaşkanı" kavramı aklımıza geliyor. Siyasetin dışında, tüm politik tercihleri çapraz kesen bir isimle yarışa girmek apolitik bir anlayışla yola çıkmaktır.
İhsanoğlu adının "yararları" veya kazanımları bir yana, demokratik platformdaki manası budur. CHP- MHP anlaşması da budur.
Dolayısıyla bu iki parti, halk tarafından seçilme, partili aday gibi dönüştürücü kavramları (bütün eksiklerine rağmen) bir kenara bırakmış ve yeniden eski, konvansiyonel sistemin içinde kalmayı, onu sürdürmeyi tercih etmiştir. Bu yaklaşımın son dönemde son derece siyasallaşmış ve o yoldan yeni kimlikler üretmiş, kazanmış kitle üstünde etkisinin olmayacağı besbelli.
Bu yanlış! Ama genel olarak normalizasyonun yeni boyutuna geçtik diyebiliriz!
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024