Hasan Bülent KAHRAMAN
Atatürk konusundaki tartışmada benim veya bana benzer, benimkine eş bir konumda bulunan bir başka kişinin ne söylediği hiç önemli değil. Çünkü hepimiz aynı düzeydenkonuşuyoruz. Bizler sivil insanlarız. Hepimiz farklı görüşlerde olacak, yazıp tartışacağız. Birimiz diğerine görüşümüz bakımından üstün değiliz.
Gel gelelim, bu tartışmaların belli bir üslup seviyesinde olması gerektiğini daha önce belirttim. Atatürk sonrası Kemalizmi çok eleştirmiş birisi olmama karşın onun düşüncesinin izini sürdüğümü, görüşlerini farklı açılardan bakarak yorumladığımı, eylemini anlamaya çalıştığımı da vurguladım. Tarihin düz giden çizgisini bükebilen iradesinin karşısında şaşırmamak, yeri geldiğinde hayran olmamak imkânsızdır. Katılırsınız görüşüne katılmazsınız, bu, dile getirdiğim durum ve sonucu değiştirmez. Neredeyse otuz yıldır bu işle uğraşıyorum, bunları yazıyorum.
Saçma sapan konular ve yerlerde sürünen üslup ve tavırlar devreye girmedikçe, sivilinsanlar arasında bu güzel bir tartışmadır. Fakat son günlerde iş başka noktalara savruldu. İki önemli adım atıldı.
Birincisi, Atatürk konusunda manasız sözler eden, köy kahvesi dedikodusunu aşmayan bir üslupla konuşan, hiçbir bilimsel zemine oturmayan kişiler bu açıklamalarından ötürü tutuklandı.
Bunu yanlış buluyorum. Hiç gerek yok. Atatürk'ün bu şekilde yasayla, müeyyideylekorunmaya ihtiyacı yok, çünkü. saygı gösterilmesi bir zorunluluktur. Öyle inanırım. Amagöstermeyene bunu yasa zoruyla hatırlatmak gereksiz bir zorlamadır. İsteyen varsın istediğini söylesin. Biz ona kendi planımızda karşı çıkalım. Ama yasa, tecebbür işin içine girmesin.
Unutmayalım ki, ABD'de Anayasa Mahkemesi 1972, 1974 ve 1984'te verdiği kararlarla Amerikan bayrağına saygısızlık (desecration) koşulunu/ kavramını 'fikir açıklama hürriyeti' bağlamında ortadan kaldırdı.
Bu anlayışın uzantısı sayılacak ikinci hareket CHP'den geldi. CHP, son derecede yanlış bir adım attı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a bir mektup yazarak onun da bu konuda açıklamada bulunmasını istedi. O ana kadar bir açıklama yapmamasını kınadı.
Evet, bu tutum yanlıştır. CHP- Ordu- Atatürk arasında kurulan beraberliği sergiler. Atatürk'ün sivil hayattan soyutlanıp ordu 'koruması altına' alınmasındaki, orduyla özdeşleştirilmesindeki 'inancı' ortaya kor.
Cumhuriyet orduları Atatürk'ü tarihsel Başkomutan kabul eder. Hiç itirazım olmaz. (İtirazım buradan hareketle geliştirilecek ve ordunun ön aldığı ideolojik-politik hareketleredir.) Ama bu ayrı bir olgudur.
Atatürk, CHP'nin de kurucusu, genel başkanıdır. CHP kadroları kendilerini Atatürk'le özdeşleştirirler. Daha doğal bir şey olamaz. Ulusal bir lider olarak tüm toplumun saygı ve benimseme dairesi içindeyken CHP'lilerin bu konuda gösterdiği ek hassasiyet de gayet anlaşılabilir.
Ne var ki, CHP bir siyasal partidir. Siyasal partinin konu Atatürk de olsa GK Başkanı'na Atatürk konusunda hesap sormak ve onu açıklamaya zorlamak hakkı olmamalıdır. CHP, Atatürk konusunda sivil toplantılar yapabilir, kitlelerle gösteriler düzenleyebilir ama ordunun başına neden açıklama yapmıyorsun, açıklama yapmak zorundasın dediği andan itibaren başka bir çizgiye kayar.
İşte sorun bu: Atatürk'ün gerek gösterilen sevgi ve saygıda, gerek yapılan değerlendirmelerde, gerek 'korunmasında', gerekse de bilimsel çözümlemelerde sivilleşememesidir. Sivilleştirilmemesidir. Türkiye bu kısıtlamayı aşmalıdır. Demirel çok zamanlar önce mesela 1970'lerde, hatta 1960'larda, Türkiye devrimleri daha ne kadar yasayla koruyacak diye soruyordu.
Evet, devrimleri ve kurucusunu daha ne kadar yasalarla koruma ihtiyacı duyacak Türkiye?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024