Hasan Bülent KAHRAMAN
Darbe girişiminin devlet krizi olarak anatomisi
13.02.2012
2660
AK Parti, 2002'de iktidara geldiğinde Türkiye dört büyük krizle sarsılıyordu:laiklik, meşruiyet, yönetim ve devlet krizleri.
***
Bunların üçü yapısaldı. Fakat yönetim krizi hepsini etkiliyordu. Açıkçası Türkiye yanlış yönetiliyordu. Bu kendiliğinden ve başa geçenlerin beceriksizliğinden kaynaklanan bir durum değildi. Türkiye'nin kötü yönetilmesi, şu üç krizin doğmasına yol açan yapısal sorunlara yönetimin teşhis koyamamasından ve çare bulamamasından kaynaklanıyordu.
O yapısal sorunların kökeninde yerleşik değerler sistemiyle onu zorlayan yeni sosyo-ekonomik oluşumlar arasındaki çatışma vardı. Anadolu açıkçası artık şişmişti, patlama noktasına gelmişti ve İstanbul merkezli bir sermayeyle işbirliği yapmış statükocu Ankara zihniyetine kafa tutuyordu. Laiklik ve meşruiyet krizleri bu köklerden türüyordu.
O yapısal sorunların kökeninde yerleşik değerler sistemiyle onu zorlayan yeni sosyo-ekonomik oluşumlar arasındaki çatışma vardı. Anadolu açıkçası artık şişmişti, patlama noktasına gelmişti ve İstanbul merkezli bir sermayeyle işbirliği yapmış statükocu Ankara zihniyetine kafa tutuyordu. Laiklik ve meşruiyet krizleri bu köklerden türüyordu.
***
Devlet krizi ise bunlara bağlıydı ama bambaşka bir nitelik taşıyordu. Devlet krizi, Anadolu talep ve yapısını görmezden gelerek iktidarı statükocu bir anlayışın etrafında örgütlemek isteyen kesimlerin devleti apolitik bir sistem üstünden yönetmek istemesiydi. Derin devlet denilen buydu. Yönetimin devamını sağlayacak mekanizmayı gerektiğinde gayrimeşru, yeraltı teknikleriyle hazırlamak, bunların ifadesi olan hikmeti hükümeti esas kılmak. Böyle bir yapının bir tek devam koşulu vardır: demokrasinin yani siyasetin ve sivil iktidar yollarının kapanması.
***
2002 Türkiye'sinin koşulu buydu. Burada belirteyim ki, Özal'ın Türkiye'yi ekonomik ve teknolojik düzeylerde değiştirmek istemesi apolitik olmasını engellememişti. Tersine, Özal belli hamlelerin dışında tam manasıyla apolitik, kurumsal devletle ittifak etmekten kaçınmayan bir anlayış içindeydi ve demokratikleşmeyi belli bir çizgiden ötesine taşımamıştı. Oysa AK Parti siyasal bir projeydi. Bir zıtlaşmanın olacağı daha baştan belliydi.
2002 sonrasında uzun bir süre statükoyla yeni iktidar arasında karşılıklı yoklamalar yaşandı. Nihayet 2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte köprüler atıldı. Bu defa bizzat AK Parti "devlet krizi" teşhisinde bulundu. Ondan sonra da onu hazırlayan üç odak noktasında onu aşmaya çalıştı: asker, yargı ve Kürt sorunu. Sivil ve yeni anayasa bu nedenle arandı ve maalesef gerçekleştirilemedi.
2002 sonrasında uzun bir süre statükoyla yeni iktidar arasında karşılıklı yoklamalar yaşandı. Nihayet 2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte köprüler atıldı. Bu defa bizzat AK Parti "devlet krizi" teşhisinde bulundu. Ondan sonra da onu hazırlayan üç odak noktasında onu aşmaya çalıştı: asker, yargı ve Kürt sorunu. Sivil ve yeni anayasa bu nedenle arandı ve maalesef gerçekleştirilemedi.
***
Ekonomi yönetimi ve seçim sonuçlarıyla aşılan yönetim ve meşruiyet meselelerinden sonra eksik kalan devletin yapısal olarak dönüştürülmesiydi. Demokratik dönüşüm onu sağlayabilirdi. Bunun nirengi noktası askerin sürekli olarak devrede kalmasını sağlayan Kürt meselesinin halliydi.
Özellikle asker ve yargı bu iradenin etrafından yeniden biçimlendirildi. Ne var ki, böyle bir çıkış özünde Kemalist ve statükocu olan ama başlangıçta AK Parti'ye destek vermiş bazı koalisyon unsurlarının ondan kopmasına yol açtı. İkincisi, doğrudur, o da, zaman zaman iktidar akümülasyonunun getirdiği bazı bürokratik ve kurumsal kireçlenmelere sürüklendi. Ama hepsinden önemlisi kendisine başlangıçta destek sağlamış olan daha İslamcı kanatlar kendi siyasal talepleriyle AK Parti'nin siyasal eylemi arasında bir çelişki olduğunu gördü.
İslami bir modernite yoklamasıyla yola çıkan bu kesimler AK Parti tarafından harekete geçirilen modernite İslamıveya modernite içinde İslam vurgusuyla belli bir hayal kırıklığına sürüklendi. Öte yanda da değiştirilen bir devletin muhafazakârları vardı. O ikisinin belli bir noktada birleşmesi kaçınılmazdı. Şimdi karşımızda duran MİT krizi son kertede birdevlet krizidir ve "reaksiyoner" bir krizdir. Unsurları değişime direnen yargı, belli derin devlet kanatları, hatta bazı aydınlardır.
Özellikle asker ve yargı bu iradenin etrafından yeniden biçimlendirildi. Ne var ki, böyle bir çıkış özünde Kemalist ve statükocu olan ama başlangıçta AK Parti'ye destek vermiş bazı koalisyon unsurlarının ondan kopmasına yol açtı. İkincisi, doğrudur, o da, zaman zaman iktidar akümülasyonunun getirdiği bazı bürokratik ve kurumsal kireçlenmelere sürüklendi. Ama hepsinden önemlisi kendisine başlangıçta destek sağlamış olan daha İslamcı kanatlar kendi siyasal talepleriyle AK Parti'nin siyasal eylemi arasında bir çelişki olduğunu gördü.
İslami bir modernite yoklamasıyla yola çıkan bu kesimler AK Parti tarafından harekete geçirilen modernite İslamıveya modernite içinde İslam vurgusuyla belli bir hayal kırıklığına sürüklendi. Öte yanda da değiştirilen bir devletin muhafazakârları vardı. O ikisinin belli bir noktada birleşmesi kaçınılmazdı. Şimdi karşımızda duran MİT krizi son kertede birdevlet krizidir ve "reaksiyoner" bir krizdir. Unsurları değişime direnen yargı, belli derin devlet kanatları, hatta bazı aydınlardır.
***
Devletin bir canavar olarak o krizi çıkarması doğaldır; beklenmelidir. Kriz bugün geniş cepheli bir darbedir. Ama onların görmediği AK Parti'yi iktidara getiren irade ve dinamiklerin devam ettiğidir. Yani krizin aşılacağıdır.
Eğer hükümet arkasındaki gücü fark eder, ödün vermez ve demokratikleşmeden vazgeçmezse!
Eğer hükümet arkasındaki gücü fark eder, ödün vermez ve demokratikleşmeden vazgeçmezse!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024