Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir cumartesi sabahı bunca uzun kuyruğun anlamı, amacı ne olabilirdi? Hepsi bir örnek mavi gömlek giyinmiş çocuklardan birine sordum. Ben kuyruk uzun sokağın sonunda bitiyor sanmıştım. Amerikan püritenliğinin hassasiyetiyle, kusursuz hizmet vermenin telaşıyla, tüm nezaketiyle beni götürdü, kuyruğun bittiği noktadan yandaki sokağa döndüğü yeri gösterdi. Vay canına! Göz alabildiğine uzanan bir insan seli.
Bakıyorum, çok iyi bildiğim bir yer burası. Ipad'imi oradan almışım. Bozulmuş, oradan değiştirmişim. Bildiğim Apple istasyonu. Bir kıyamet kopuyor, kapıya çıkan adamı alkışlıyorlar, "az kaldı, az" diyor görevli.
Anladım; burası yenilenme için kapanmıştı, iş bitmiş, yeniden açılacak. Bu nasıl bir tutkudur ki, şunca genç insan saatlerdir kuyrukta. En öndekine yanaşıyorum. Sabaha karşı dörtte gelmiş, bir şeyler alacakmış. İyi de neden? İlk olmak her zaman heyecan vericidir diyor. Hediye bekliyor. Takdir edilme kültürüyle yetiştirilen insanlar toplumunda daha doğal ne olabilir?.. Sonra bakıyorum biraz garip bu insanlar. Başka dünyaları yok. Hayatları bu bilgisayar denen "varlığın" içinde geçiyor. Artık öyle bir insan tipi var: elindeki küçük alete, cep telefonu o, bakan, kulağında kulaklık, dünyadan kopmuş... Microsoft'un sahibi Bill Gates bir daha açıklıyor daha önce belirttiği hususu: çocuklarımıza bilgisayarda geçirdikleri süreyi kısıtladık.
ABD seçim heyecanına kendini kaptırmış, dolu dizgin gidiyor. Kampanya iki tarafta da gelişiyor. Derken Obama beklenmeyen bir hamle yaptı ve Romney'in servetiyle ilgili açıklamalarda bulundu. ABD'deki ortalama insanın namus anlayışı açısından yenir yutulur şeyler değil. Onu vergi kaçırmakla, servetini İsviçre bankalarında tutmakla suçluyor. Kampanya reklamları dönüyor TV'lerde ve "çözüm değil Romney, sorunun kendisi" sloganıyla bitiyorlar. O rahatsız edici gülümsemesi, siyaha boyanmış, şakaklarına fırçayla beyaz verilmiş Romney cevap vermektense kampanyanın tonu bu mu olmalı gibisinden saçma sapan şeyler söylüyor. Ne olacak sonuç? Philadelphia'da taksisine bindiğim zenciyle konuşuyorum haykırıyor, biz fakiriz ulan diyor, adam paraları kaçırmış diyor, beklediğimi bulamadım ama gene de oyum Obama'ya diyor.
Bir toplantıya katılıyorum. New York'un "sol" entelektüelleri bir araya gelmiş "borç" meselesini konuşuyor. Acaba borçları ödememek için bir sivil itaatsizlik başlatılabilir mi? Haydi demeden önce borç nedir diye uzunca tartışılıyor. Bazısı arkadaşım olan Columbia profesörleri konuşuyor. Aynen katılıyorum eylemin ruhuna, amacına ama borç denen hadisenin sosyal bünye ve ilişki ağı içindeki anlamı, borç kavramını çok aşan, liberal doktrinin özüne giden bir nitelik taşıyor, o nasıl çözülecek diye başlayıp bir çırpıda anlatıyorum öne sürülen görüşlerin katılmadığım, zayıf yanlarını. Sessizlik. Yeniden alevlenen tartışma. Sever ABD'liler böyle terslikleri. Gelecek toplantıda bir konuşma yapmam isteniyor ama burada olmayacağım. Eh, diyorlar internet aracılığıyla katılırsın. Al başına belayı, sabahki heyecan dalgası geliyor aklıma ve nasıl bir dünyada yaşadığımı bir an unuttuğumu ya da henüz yeterince içselleştiremediğimi düşünüp gülümsüyorum.
Tren yıllar yılı geçtiğim Princeton-New York arasında koşturuyor. Etrafıma bakıyorum. Hurda ABD'nin resimlerini çekmeye çalışıyorum. Artık eski ve sorunlu bir ülke. Ansızın ayrımsıyorum. 80'lere gelinceye kadar, hele 1950-60'larda, ABD hayal kuran, gelecek tasarlayan fütüristik bir ülkeydi. Şu tren penceresinden görülen peyzaj ve yapılar o hayallerle örtüşüyordu. 1930'lardaki gökdelenler falan ABD İmparatorluğu'nun iktidar mührüydü. Şimdi gene gelecek tasarlıyor belki ülke ama şu görüntü, hatta gökdelenler vs o gelecek duygusunu vermiyor. Bir uyuşmazlık var, hayal kuran ABD ile onun somut biçimlenişi arasında. O yeni ABD, Soho'da açılan yeni Apple istasyonu önündeki insanların kafasında, ellerinde. Ama henüz peyzajda, mimaride değil. Siyasette hiç değil...
Diyorum, oturduğum kahvede kendi kendime, dışarıda yaz fırtınası tüm şimşekleri ve koyu yağmuruyla sıcak New York gecesine inerken!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024