Hasan CEMAL
Mısır’daki katliamdan önce Tunus’ta ‘laik muhalefet’in etkili lideri öldürüldü. Suriye’deki çatışmalar Irak’a sıçrıyor. Libya tekrar karışmaya başladı. “İslam’la demokrasi birlikte yürümez” diyenlerin, ‘İslamcı radikaller’in, El Kaide takımının ya da fanatiklerin eli günden güne güçleniyor.
Sözü Türkiye'ye getirmeden olmaz. Arap dünyasında istikrarsızlık azgın dalgalar halinde kabarırken Türkiye’nin önünde tek yol var: Dış politikada manevra alanını genişletmek, içeride demokrasinin ipine daha çok sarılmak ve iç barışı sağlam kazığa bağlamak!
Mısır’da ne acıdır ki hiç sürpriz yok! Her şey beklendiği gibi son derece kanlı gelişiyor,insanlığa karşı suç çizgisinde gelişiyor.
Ve askeri darbe, koca ülkeyi adım adım dipsiz bir ‘cehennem çukuru’na itiyor.
Başka türlüsü beklenemezdi.
Sandıktan seçmenlerin yüzde 51'inin oylarıyla çıkmış bir cumhurbaşkanını, Muhammed Mursi’yi üç hafta önce deviren General Sisi şimdi adını tarihe kanlı katiamlarla yazdırmaya başladı.
Kahire’nin AdeviyyeMeydanı’nda dün sabah erken saatlerde, ilk belirlemelere göre en az 120 insan hayatını kaybetti. 4 bin 500 kişi yaralandı. Can kaybı sayısını The Guardian 136, Anadolu Ajansı 200 olarak verdi!
Bunun adı kıyımdır.
Bunun adı ‘insanlık suçu’dur.
Darbeye 'darbe' diyemeyenler korkunç kaosu göremiyor mu?
Seçim sandığında hesaplaşmak varken, sabredip oyunu kuralına göre oynamak varken, demokrasinin zahmetli yollarında düşe kalka yürümek varken, barışçıl siyasetin yerine tankı, topu, silahı seçmeye kalkarsan sonu böyle olur.
Olacağı budur.
İnsanlar direnir, ‘direnme hakkı’nı kullanmaya başlar, sen de onların üzerine tankla, topla, tüfekle gitmeye başlarsın.
Ve kalkıp diyebilirsin ki:
“Sadece Adeviyye Meydanı yok, darbeyi destekleyen Tahrir Meydanı da var.”
Bu bakış açısını ne yazık ki savunanlar yok değil, üstelik demokrasi adına...
Ama işte bu demokrasi ve meşruiyet dışı zihniyettir, Mısır’da kan gölünü büyütmeye başlayan, askere insanlık suçu işletmeye başlayan...
Cumhurbaşkanı Mursi’yi deviren askeri darbeye Doğu’da ve Batı’da, ABD’de ve AB’de darbediyemeyenler, koca ülkenin nasıl adım adım korkunç bir kaosa, hatta bir ‘iç savaş’a doğru yol almaya başladığını, bu durumun yalnız Arap dünyasını değil, zamanla bütün İslam alemini zehirleyeceğini hâlâ göremiyorlar mı?..
Şiddet şiddeti getirir!
Mısır, Cezayir’leşme yolunda...
'Müslüman Kardeşler'i reddeden Selefiler'e hazır olsun!'
Bu yakınlarda Amerikan Foreign Policy dergisinde çıkan bir yazının sunuşu çarpıcıydı:
“Müslüman Kardeşler’e kötü diyen, Selefiler’e hazır olsun!”
Selefiler, İslamcılar’ın en radikal kanadı.
Yıllar yılı Müslüman Kardeşler, oyunu kuralına göre oynamakilkesini benimsemeye çalışırken ve bu yolda mesafe alırken, Selefiler ‘fanatik’ti, uzlaşmaları reddederek İslam devleti kurulmasını savunuyorlardı.
Mübarek’in devrilmesinden sonra birkaç kez ittifak değişikliği yaptı Selefiler. Önce Cumhurbaşkanı Mursi’yi desteklediler, sonra darbeden yana saf tuttular, bir süre önce de darbeci General Sisi’nin karşısına geçtiler.
'Mısır'da İslamcılar aşırı uçlara mı itilecek?'
Foreign Policy dergisinde çıkan Mısır’a dair makalesinde Marina Ottoway, (Woodrow Wilson Uluslararası Akademisyenler Merkezi’nde kıdemli akademisyen) şöyle diyordu:
“Mursi’yi deviren askerlerle birlikte iktidarda yer kapmaya çalışan partiler ve kişilikler, zor bir tercihle karşı karşıya:
Yeni sisteme İslamcılar dahil edilmeli mi?
Yoksa İslamcılar, Mübarek ve önceki hükümetlerin yaptığı gibi kararlılıkla aşırı uçlara mı itilmeli? Ordu ile atadığı sivillerin resmi söylemi, İslamcıların siyasi sürece dahil edilmesi gerektiği yönünde. Ama pratikte tamamen ters yönde hareket ediyorlar.
Müslüman Kardeşler örgütünün lider kadrosu içinde gözaltına alınanların sayısı gittikçe artıyor. İslamcı televizyon kanalları kapatıldı. Ve Mursi taraftarları polis ve asker tarafından sokakta vurulup öldürülüyor.
Oysa, Müslüman Kardeşler yıllardır Selefiler'in tersine siyasi katılımın etkilerini tartıştı.Çoğulculuk ile sivil devlet mefhumlarını kabullendi ve pozisyonlarını buna göre uyarladılar.Geçiş henüz tamamlanmamıştı ama en azından itirazlara açık bir başlangıç yapmışlardı.”
'İslamcıları dışlamak, demokrasiyi dışlamak demek'
“Müslüman Kardeşler’le Selefiler arasındaki farklılıklar, özellikle 2012 anayasası tartışmaları sırasında su yüzüne çıktı. Selefiler, anayasanın Sünni yorumlu şeriat referanslarıiçermesinde ısrar edip, cinsiyet eşitliğine net referanslar yapılmasını da reddedip ödün vermez davranırken, nihai hedeflerinin Mısır’ı İslam devletine çevirmek olduğunu da sakladılar.
Buna karşılık Müslüman Kardeşler sivil devlet fikrini kabul edip genelde daha esneklik göstermişti.
Şimdi Müslüman Kardeşler siyasal katılımın dışında tutulursa, İslamcılar sessiz sedasız siyasetten çekilip sadece dini işlere odaklanacak değiller.
Bir başka deyişle:
İslamcıları dışlamak, demokrasiyi dışlamak demektir.” (Türkçesi: 17 Temmuz 2013 tarihli Radikal’in yorum sayfası)
Kan gölü büyürken fanatiklerin eli güçleniyor
Mısır şimdi bu noktada değil. Çünkü, darbe yönetiminin gözünü kan bürümüş durumda. Mısır’ı nereye sürüklediğinin farkında bile değil.
Artık görme özürlü!
Yalnızca kendisine karşı çıkanları katlediyor. İnsanlığa karşı suç işlerken, Mısır’ı korkunç bir cepheleşmeye, bölünmeye doğru sürüklüyor.
Ne yazık!
Arap dünyasında kan gölü gitgide büyüyor. Suriye’deki kanlı çatışmalar ve iç savaş halininIrak’a sıçramaya başladığı dikkati çekiyor. Mısır’da büyük katliamdan bir gün önce, Arap Baharı’nın başlangıç noktası Tunus’ta ‘laik muhalefet’in etkili lideri bir suikasta kurban gitti. Bu arada Libya da karışmaya başladı.
Uzun lafın kısası:
Doğu’da ve Batı’da, “İslam’la demokrasi birlikte yürümez!” diyenlerin, ‘İslamcı radikaller’in, El Kaidetakımının ya da fanatiklerin eli günden güne güçleniyor.
Ve Arap alemindeistikrarsızlık dalgalarıazgınlaştıkça azgınlaşıyor.
Türkiye'nin önündeki tek yol
Sözü elbette Türkiye’ye getirmeden olmaz.
Türkiye eğer Arap aleminde yükselmekte olan azgın istikrarsızlık dalgalarından kendini korumak gerçekten korumak istiyorsa…
Bölgesinde etkili bir rol oynamaktan yanaysa…
Bölgesel barış ve istikrara gerçek anlamda katkı yapmak arzusunu taşıyorsa…
O zaman tek bir yol vardır Türkiye’nin önünde:
Dış politikada manevra alanın genişletirken, içeride demokrasinin ipine daha çok sarılmak, iç barışını da sağlam kazığa bağlamak!
İyi pazarlar!
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024