Hasan CEMAL
Güzel bir kitap:
‘Cumhuriyetin Demokrasiye İmtihanı’
Türkiye’de cumhuriyet neden demokrasiyle yeterince tanışamadı?
Demokrasi niye güdük kaldı?
Hukukun üstünlüğü niçin gelişemedi?
Kitap, bu soruların ipuçlarını tarihsel bir süreç içinde Osmanlı’ya,İttihat ve Terakki’ye uzanarak arıyor.
Doç. Dr. Ahmet Yıldız’ın imzasını taşıyan kitap, (Etkileşim Yayınları) birçok yerli ve yabancı akademisyenle yapılmış uzun söyleşilerden oluşuyor.
Baştan sona dikkatle okudum.
Demokrasi konusunda geçmişten bugüne yapılmış en temel yanlışlardan biri şu:
Demokrasiyi seçim sandığından ibaret görmek!
Bir başka deyişle:
Seçim sandığından çıkan çoğunluğun her şey olduğunu sanmak.
Veyahut:
Çoğunlukçuluk eşittir demokrasi!
Erdoğan’ın Menderes,
Demirel ve Özal’dan farkı
Demokrasiye ilişkin bu temel yanlış, çok partili demokrasiye ilk adımların atıldığı 1946 genel seçimlerinden bu yana başımızdan hiç eksik olmadı.
Menderes de bu hataya düştü.
Demirel de, Özal da düştü.
Aynı geleneği bugün Erdoğan da sürdürüyor. Üstelik Erdoğan bu bakımdan daha da acımasız bir çizgide.
Çünkü, Menderes-Demirel-Özal üçlüsünün bir zamanlar hakim olamadıkları yargı da bugün Erdoğan’ın avucunun içinde gibi.
Yasama zaten ‘lider sultası’nın geçerli olduğu bu ülkede genellikle her zaman ‘yürütme’nin hakimiyeti altında olmuştur.
Bu durum, güçlü tek parti iktidarından dolayı Tayyip Erdoğan döneminde daha belirginleşti.
Erdoğan öncesi dönemde böyle değildi.
Farklı güç odakları vardı.
Asker...
Yargı...
Ya da ikisinin toplamı olarak:
Bürokratik oligarşi...
Çankaya, yani Cumhurbaşkanlığı...
Üniversite...
Menderes’ti, Demirel’di, Özal’dı, hiçbiri en güçlü zamanlarında bile bu güç odaklarının tümüne birden hükmedecek güce erişemediler.
Erdoğan ise bu güce gitgide erişiyor.
Gidiş o gidiş.
Erdoğan ve demokrasi arasında açılan makas
Erdoğan, bütün güç odaklarını tek elde, Çankaya’da toplamak için gayet sistemli adımlar atıyor.
Mutlak çoğunluğa sahip olduğu için yasama zaten elinde.
‘Yargı’yı kuşattı, adım adım teslim alıyor.
‘Askeri vesayet’i fiilen kırmış durumda.
Yeni YÖK yasasıyla üniversiteyi üniversite olmaktan çıkarabilecek adımların hazırlığı içinde.
Tüm gücü cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’nde, kendi elinde toplamak istiyor.
Hedefi tek adamlık!
Ya da soğuk savaş döneminin Latin Amerika’sındakilere benzer bir Başkan Babalık’a özenen bir Tayyip Erdoğan var siyaset sahnesinde.
Böyle bir Erdoğan’ın demokrasi ve hukuk devletiyle uzaktan yakından bir ilgisi yok elbette.
Güce düşkünlüğe yol arkadaşı olmak
Bir de şu ihtimal var:
10 Ağustos’ta yüzde 55’i yakalayacak bir oy oranıyla cumhurbaşkanı seçilirse, bu kez Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir çoğunluk elde etmek için sürpriz bir erken seçime de gidebilir Erdoğan.
Gücü, iktidarı bu kadar seven bir Tayyip Erdoğan, Çankaya’ya elinde böylesine büyük bir ‘güç konsantrasyonu’yla çıktıktan sonra bu gücü dağıtmaya başlayabilir mi?
Yeni bir anayasayla ‘demokrasinin gereği’ni yapmaya soyunabilir mi?
Olabilir diyenler var.
Erdoğan’dan demokrasi kahramanı çıkarmak, onu halk ihtilali lideri gibi görmek isteyenler yok değil piyasada.
Hukuk ve demokrasi alanındaki bazı geri gidişleri, Erdoğan’ın siyasal genlerinde yer etmiş tek adamlığın değil, ‘paralel darbe’yle mücadelenin bir ürünü olarak yorumlamaya devam edenlerin yolu açık, yol arkadaşlıkları hayırlı olsun!
Erdoğan’daki o müthiş güce düşkünlüğün, o müthiş kendi kendisiyle meşbuluğun, o müthiş iktidar kibrinin Türkiye’yi hangi tehlikeli sulara doğru çektiğini acaba görebiliyorlar mı, farkındalar mı?
Yoksa umurlarında değil mi?
Şaheser nutuklardan sandık demokrasisine
Seçim sandığı eşittir demokrasi yanılgısına düşen liderlerden biri de, yazımın başında belirttiğim gibi 1950’lerin Demokrat Parti lideri ve Başbakan’ı Adnan Menderes’ti.
‘Cumhuriyetin Demokrasiyle İmtihanı’ kitabında Prof. Dr. Kemal Karpat Menderes’le ilgili şu tespiti yapmış:
“1946-50 seneleri arasında Menderes’in hürriyet, demokrasilehine söylediği nutuklar şaheserdir.
Ama ondan sonra Menderes’in bütün iyi taraflarına ve Türkiye’ye büyük faydası dokunmasına rağmen, o gerçek demokrasi ruhundan uzaklaştı. Ve bir yerde demokrasi sayesinde ortaya çıkan Menderes gibi bir lider, demokrasinin gereklerini yerine getiremedi.”
Prof. Dr. Karpat, Menderes’le ilgili olarak, benim de katıldığım şu cümleyle görüşünü noktalıyor:
“Ama Menderes’in akıbeti hiçbir zaman hoş görülemez, görülmez, o ayrı bir meseledir.”
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024