Hasan CEMAL
Mutluyum.
Fenerbahçe’yi yendik, Türkiye Kupası’nı yine kaldırdık, Avrupa cezasını da tek yıla indirdik.
Tweet’im hazır:
Üzgünüm Leyla,
Fener kupasız kaldı!
Fenerli dostlara ayrıca tek tek mesaj göndermiyorum, daha fazla üzülmesinler diye.
Ne kadar da emindiler ‘zafer’den...
Benden mesaj gitmeyince, bu sefer onlardan SMS yağmaya başlıyor, neden bir şey söylemiyorum diye...
Gülmekle yetinince de kızıyorlar.
Tam o sırada Aziz Yıldırım gözüküyor ekranda. Kulağıma çalınan sözleri bi tuhaf...
Sağa sola telefon ediyorum.
Devre arasında koridora inip hakeme de çattığını, protokol tribünündeki bazı yargı mensuplarıyla tartıştığını da öğreniyorum.
Ayşe:
“Bak ne demiş Aziz Yıldırım” diye araya giriyor.
“Ne demiş?”
“2000 yılında Fethullah Gülen’in dualarla Galatasaray’ı şampiyon yaptığı söyleniyor. Bizde böyle bir şey yok.”
İnanamıyorum:
“Zaytung haberidir o!”
Bu sefer internetten gösteriyor.
Gözümle görüyor, kulağımla dinliyorum.
Sabahleyin sağa sola telefon, evet Aziz Yıldırım demiş ki:
“Gülen’in dualarıyla Galatasaray şampiyon...”
Kendi kendime mırıldanıyorum:
“Allahım, aklıma mukayyet ol!”
Nasıl bir memleket haline geldik?
Gitgide bir açık hava tırmarhanesine dönüyoruz.
Bir otobüsteki kadına yönelik iğrenç taciz olayına tepki gösterenleri paralelci ilan edenler mi istersiniz?..
Reza Zarrab davasının Amerikalı savcısına paralelci diye yazanlar mı istersiniz?..
Hatta 17 Aralık’ın darbe girişimi değil, bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olduğunun sergilenmesindeki ‘katkısı’ndan dolayı Reza Zarrab’ı bile ‘paralel yapı’ya bağlayanlar mı istersiniz?..
Hepsi var, yok yok bizde!
Akıl alır gibi değil.
Artık tüm kötülüklerin anası, paralel yapı!
Bu yakınlarda çok güzel bir film izledim:
Trumbo.
Amerika’daki McCarthy dönemini anlatıyor.
‘Soğuk savaş’ın başladığı 1940’ların sonuyla 1950’lerde, her taşın altında komünist aranan o korkunç cadı avı döneminde geçiyor.
İşini kaybedenler, hapse atılanlar, toplumdan dışlananlar.
‘Cadı Avı’nın kurbanlarından biri de Holywood’un en parlak senaryo yazarlarından biri, Trumbo...
O yıllarda Türkiye de farklı değildi.
Komünistlere, solculara dönük cadı avı 1950’ler Türkiyesi’nde de çok şiddetli yaşanmıştı.
Komünist, solcu damgasını yedin mi akan sular dururdu.
İşsiz kalırdın.
Mahkeme kapılarında sürünürdün.
Cezaevleri, sürgünler seni beklerdi.
Kimseler yanına uğramazdı.
Çünkü zilli kurt olurdun.
Zilli kurt hikâyesini rahmetli Yaşar Kemal’den, koca Yaşar Abi’den dinlemiştim 1990’larda.
Şöyle anlatmıştı:
Zilli kurt adı şuradan geliyor:
Kurtlar Anadolu’da bir koyun damına girdi mi, bir tanesini yemez, hepsinin boğazını sıkar.
Kurdun ağzı değen koyun yaşamaz.
Bir gece bütün bir köyün koyununu yok edebilir.
Kurt çeker gider...
Köylüler atlara binip kurdun ardından giderler, silahsız, köpeklerle.
Köpekler öldürmesin diye, köpeklerin boynundaki dikenli tohtları çıkarırlar. Kurdu yakaladıktan sonra fiske vurmazlar.
Boğazına sağlam bir kirişle zil takarlar.
Kurt ne koyuna yaklaşabilir, ne köye..
Acından ölür.
İşte bunu yaşamımla birleştirdim.
Çok iş yaptım ben.
Otuz kırk kadar...
Adana’da zilli kurt oldum, sosyalistlikten dolayı.
Türkiye dünyanın en ağır faşizmini yaşadı.
Herkes sanıyor ki iki parti oldu, demokrasi geldi...
Benim ‘zilli kurt’ta anlatacağım, hükûmete aykırı düşüncede olanların çektikleri...
Tam zilli kurt yaşamıydı.
O işe giriyorum.
On gün sonra polis geliyor, çıkarılıyorum.
Öteki işe giriyorum.
Jandarma geliyor, çıkarılıyorum.
Bir de insanları öyle şartlıyorlar ki...
En korkuncu da o.
Beni işe almaya korkuyor herkes...
Bana düşüncelerimden dolayı çok çektirdiler.
Düşüncelerimden dolayı zilli kurt oldum.
Zilli kurt gerçeği bitmedi, bugün de devam ediyor. Cadı avı dalgası kabardıkça kabarıyor.
Cadı avı demek, özgürlük düşmanlığı demek.
İnsanların işinden olması demek.
Hukukun üstünlüğünü hiçe saymak demek.
Demokrasi düşmanlığı demek cadı avı...
Türkiye’de bu dönemin cadı avı, paralelci diye yapılıyor.
Paralelci gazeteci...
Paralelci akademisyen...
Paralelci yazar...
Paralelci iş adamı...
Paralelci polis...
Paralelci yargıç...
Damgayı yedin mi, yandın.
Aş ve iş damarları kesiliyor.
Hapsi boyluyorsun.
Mahkeme kapılarını aşındırıyorsun.
Sürgün seni bekliyor.
Daha beteri, yalnızlaşıyorsun.
Cüzzamlı muamelesi uç veriyor.
El etek çekiliyor etrafından.
Arayan soran her geçen gün azalıyor.
Bütün bu katmerli acıları 28 Şubat dönemini yaşayanlar da gayet iyi bilir.
Şeriatçı diye, mürteci diye, türbanlı diye, başörtülü diye insanların hayatları karartılmıştı 1990’ların sonlarında...
Şimdi o acıları yaşayanların bir bölümü, paralelci darbe safsatasına sarılarak derinleştiriyorlar bu ‘cadı avı’nı...
Ne kadar hazin, acıklı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024