Hasan CEMAL
Bugün Avrupa Birliği’nde kişi başına milli gelir 40 bin doların üstündedir. Bu kriz derinleşse dahi, netice itibariyle 40 binden örneğin 38 bine düşer. Fakat bu da AB’nin bugün dünyanın en büyük ticari bloku olması keyfiyetini değiştirmez.
Bu köşede dün çıkan yazımla ilgili olarak değerli arkadaşım Cem Duna’dan ince ayar niteliği taşıyan bir not aldım. ‘Maşallah, güzel büyüyoruz ama...’ başlıklı yazımda mutabık olmadığı noktaları diplomatik bir üslupla yanıtlayan Cem Duna’nın mektubu aşağıda yer alıyor:
* * *
Sevgili Hasan,
Biliyorsun iflah olmaz bir iyimser kişiliğim var. Dolayısıyla, dünkü yazına ilişkin bazı hususları göz önünde tutmanda yarar olacağını düşünüyorum.
Avrupa Birliği alışageldiğimiz yapılardan biri değildir. Belirli bir format içinde büyümez veya derinleşmez.
Fakat kendine hedefler koyar, tek pazar veya Maastricht gibi ve bu hedeflere ulaşır. Bunları içselleştirir ve kendisine yeni bir hedef koyarak ileriye doğru gider.
Bu çerçevede önceden kural koyup olumsuz gelişmelere karşı düzenleme yapmaz. Ancak sorun çıktığı zaman o sorunu çözmek için tedbir getirir.
Bu bakımdan, İngiltere’yi dışarda bırakarak kabul ettikleri hususlarla yeni bir bütçe disiplini getirmiş, bunun denetimini ve cezai yetkilerini Avrupa Komisyonu’na vererek egemenlik devrini kabul etmiştir.
Diğer bir ifadeyle, çerçevesi olmayan bir durumdan yeni bir kurumsal yapıya geçerek kuvvetlenerek çıkmıştır.
İktisatçılar genelinde kötümserdir.
Nitekim, bütün bu kriz sürecinde ihtiyatlı davranmışlardır. Bir noktada haklıdırlar. Piyasalar son zirve kararlarını fazla bir heyecanla karşılamamıştır.
Ancak şunu da unutmamak gerekir. Yönetim krizine rağmen euro büyük bir değer kaybına uğramamış ve yoluna devam etmiştir. Dolayısıyla, sorun, euro bölgesindeki yönetim yetersizliğidir.
Bugün AB’de kişi başına milli gelir 40 bin doların üstündedir. Bu kriz derinleşse dahi, netice itibariyle 40 binden örneğin 38 bine düşer. Fakat bu da AB’nin bugün dünyanın en büyük ticari bloku olması keyfiyetini değiştirmez.
İngiltere ile Avrupa Birliği’nin ters düşmeleri ise bugünün olayı değildir. İngiltere, kuruluşundan beri AB’nin gevşek bir serbest ticaret bölgesi olmasına çalışmıştır. Almanya ve Fransa gibi kurucu ülkeler ise derinleşmeye önem vermişlerdir.
Bugün İngiliz politikası bu bakımdan şaşırtıcı değildir.
Bu arada, İngiltere’deki koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Parti’nin tutumu ilginçtir. Muhafazakâr ortaklarını İngiltere’yi izolasyona sokmakla suçlamaktadırlar.
Avrupa’dan gelen çeşitli sinyaller yavaş yavaş Avrupa’nın Türkiye’yi yeni bir olumlu değerlendirme sürecine soktuğunu göstermektedir.
Bu bağlamda, Türkiye’nin anlamsız bir böbürlenme yerine, AB’ye ilişkin kararlılığını yinelemesine ihtiyaç vardır.
Bir başka deyişle:
Tarih, Türkiye’ye yeni bir fırsat sunmaktadır.
Bunun için kararlılıkla hırçınlığı iyi ayırt etmek gerekir. Avrupa’nın Türkiye’ye karşı gösterdiği olumsuzluklara benzer olumsuzluklarla karşılık vermenin Türkiye’ye bir yararı yoktur.
Türkiye’nin küresel, belki daha önemlisi bölgesel politikalarının inandırıcılığı, AB’ye yakınlığımızdan kaynaklanır, uzaklaşmamızdan değil.
Kısacası:
AB’den uzaklaşan Türkiye’nin inandırıcılığı azalır.
Tabii ki, Türkiye’de cari açık gibi konulara hassasiyetle yaklaşılması gerekmektedir. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.
Ara malları ithalatından kaynaklanan bu açığı kapatabilmenin yolu, bu bütün içindeki yatırım malları ithalatını ikame edecek yerli sanayi üretimini teşvik etmek, enerji ve hammadde ithalatında önemli atılımları göze almaktır.
Bu arada nükleer enerji konusunun yeniden gündeme gelmesi de kaçınılmaz olacaktır. Her ne kadar haklı itirazlar yükselse de, buna bir çözüm aranması şarttır.
AB, Türkiye’nin de en büyük ticaret ortağıdır. Ticaretinin yarısı AB ile gerçekleşir.
Yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 80’i de AB kaynaklıdır.
Bu bölgedeki yavaşlama elbette Türkiye’yi olumsuz etkileyecektir.
Ancak, ekonomi bürokrasisi ve hükümet bu konuda güven veren bir görünümdedir. Yeter ki söylemi de buna uyumlu olsun.
Kısacası Hasancığım;
Avrupa bölgesindeki bir kriz şüphesiz Türkiye’yi de etkileyecektir. Ama bana öyle geliyor ki, AB derin bir krizin yeniden ortaya çıkmasına müsaade etmeyecektir.
Dahası:
Küresel ekonomi AB’nin böyle bir duruma düşmesine ilgisiz kalmayacaktır.
Gözüken odur ki, Türkiye’nin tam üye olacağı AB, bugünkü AB değildir. Değişken hızlarla birleşen bir AB ufukta görülmektedir. Bu da Türkiye’nin işini kolaylaştırmaktadır.
Cem Duna, Büyükelçi.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024