Hasan CEMAL
Amerikan seçmeni "Dur bakalım" demiş olsa da, Başkan Trump bela olmaya devam edecek!
8.01.2018
1089
Amerikan seçmeni 6 Kasım'daki kritik ara seçimlerde "Dur bakalım!" demiş olsa da, Başkan Trump bela olmaya devam edecek.
Çünkü Trump demokrasiyle, özgürlük ve hukukla, insan haklarıyla barışık bir siyasetçi değil.
Çünkü Trump, hem ülkesinde hem dünyada demokrasi ve hukukun içini boşaltmak isteyen, yabancı düşmanı, ırkçı, barıştan hiç hazzetmeyen, özgürlük düşmanı ve aşırı milliyetçilik bayrağı sallayan siyasal akımların değirmenine su taşıyor.
Çünkü Trump, seçim meydanlarında "Ben milliyetçiyim" diye bağıran ilk Amerikan Başkanı:
Benim ne olduğumu biliyorsunuz değil mi? Ben bir nilliyetçiyim, OK. Neyim ben? Milliyetçiyim. Bu kelimeyi kullanın! Kullanın bu kelimeyi!
Çünkü Trump, "Ben milliyetçiyim milliyetçi" diye seçim kampanyası yürüten ilk Amerikan Başkanı olarak ülkesini cepheleştiriyor, felaket kutuplaştırıyor.
Çünkü Trump, ülkesini biz ve onlar diye siyah beyaz bölüyor.
Çünkü Trump, kendisi gibi düşünmeyenlere hain damgası vuruyor.
Çünkü Trump kendisi eleştiren, hoşlanmadığı haberleri yayan, yazan medyaya, gazeteci milletine halk düşmanı muamelesi yapıyor.
Çünkü Trump, kendi taraftarlarını şiddet kullanmaya teşvik ediyor.
Çünkü Trump, seçim meydanlarında kendisini protesto edenleri dövmeleri için kendi taraflarını alenen kışkırtıyor.
Çünkü Trump, siyahların zeka seviyesi diye dalgasını geçebiliyor.
Çünkü Trump, göçmenler hakkında hayvan imaları yapabiliyor.
Çünkü Trump, Amerika'da Yahudi düşmanlığını, siyah düşmanlığını besliyor.
Çünkü Trump bağnazlığı körüklüyor.
Çünkü Trump, dünyayı geçen yüzyılın iki korkunç dünya savaşı arasındaki döneme benzeyen son derece tehlikeli sulara çekiyor.
Onun içindir ki:
Başkan Trump Beyaz Saray'da oturduğu sürece yalnız Amerika'nın değil, yalnız Avrupa'nın değil, bütün dünyanın, belki daha doğru deyişle insanlığın başı belada sayılır.
6 Kasım bu açılardan hiç kuşkusuz olumlu bir gelişmenin altını çiziyor.
Amerika'nın 6 Kasım'la birlikte şöyle bir rahat nefes aldığı söylenebilir.
Bu arada, "Amerika uçurumun kenarından döndü" diyen yorumcular da var.
Trump, Senato'daki çoğunluğunu kıl payı korudu. Temsilciler Meclisi'ni ise kaybetti, çoğunluk Demokratlara geçti.
Bu da Trump'ın Kongre'de artık başına buyruk davranamayacağı, her istediğini yapamayacağı anlamına geliyor.
Evet, Demokratların 6 Kasım öncesi beklediği o büyük seçim zaferi, tsunami gerçekleşmedi.
Ama yine de Trump'ın 'otoriter gücü'ne yeni bir sınırlama getirilmiş oldu.
Bir başka deyişle:
Trump artık Kongre'de istediği gibi at koşturamayacak. İki yıllık saltanatı 6 Kasım'da sona erdi.
Nobel İktisat Ödülü'nün sahibi Joseph E. Stiglitz'in Project Syndicate'deki 6 Kasım 2018 tarihli yazısının başlığı şöyle:
Amerikan demokrasisi geri gelebilir mi?
Şu satırların altını çiziyorum:
Amerika'nın özgürlük, demokrasi ve adalet gibi bugüne kadar herkes için tümüyle gerçekleşmemiş idealleri, şimdi her yandan saldırı altında. Bu sadece Amerika'nın bir sorunu değil tabii. Bütün dünyada demokrasiyi umursamayan güçlü adamlar iktidarı ele geçirmiş durumdalar:
Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan'da Viktor Orban, Polonya'da Jaroslaw Kaczynski ve son olarak Brezilya'da Jair Bolsonaro.
Kimileri geçmişe bakıyor, bugünler de geçer gider diyor. 1930'ların diktatörlerini hatırla, Portekiz'in Salazar'ını, İspanya'nın Franko'sunu. Bunlar İkinci Dünya Savaşı sonrasını da görmüşlerdi. Ama bunları hatırlarken, bütün bu diktatörlerin insanlığa getirdiği yıkımları da unutma.
Bu arada Amerikalıların gözardı etmemeleri gereken bir gerçek de, başkanları Donald Trump'ın bugün bütün bu saydığım despotlara el vermesi, destek olmasıdır.
Kısacası:
Dünyanın başında böyle bir Donald Trump belası var. Ama 6 Kasım'da, Amerikan ara seçimlerinde bir yenilgi almış olması yine de hiç yoktan iyidir demokrasi adına...
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024