Hüseyin ÇAKIR
“Yeni Türkiye” tanımını yapan AKP kurmayları, “güçlü devlet olabilmek için “güçlü ordu”da gereklidir”, diyorlar. Bunun anlamı askeri sanayinin büyümesi, en gelişmiş silahlara sahip olunmasıdır. Bu silahlar kullanılmak için üretiliyor, stoklanıyor. Yeniden üretim yapılması için bu silahlar kullanılacak veya başka ülkelere satılacaktır.
Tarih boyunca silah sanayisini büyütmenin yolu, “ dış düşmanların saldırı tehdidi, ulusal güvenlik tehlikede”ve yayılmacılık-emperyal hayaller olmuştur. Silah sanayi büyüdükçe milliyetçilik ve militarizmin iç ve dış politikaları amaç haline gelmekte, ikisi birbirini büyütmektedir. 2010’dan itibaren, iktidara ve devlete yönelik her eleştiriyi“dış güçlerin işbirlikçiliği, vatan hainliği”, her protesto eylemini iktidarı yıkmak, “yeni Türkiye’ye karşı” olmak gibi gösterilmenin arkasındaki hakikat, militerleşme, saldırgan bir ülke olmaya doğru doludizgin gidiştir.
AKP iktidarının, neo-Osmanlıclık, Süni İslam dünyasına lider olma, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar da söz sahibi politik güç olabilme hayali- maceracılığı, askeri sanayi yeniden yapılandırılıp: Ordu bürokrasisiyle, askeri sanayi kompleksin yeniden yapılanmasıyla, siyasi, ideolojik, ekonomik stratejik işbirliğine gidildi.
Barış süreci, yapılmış demokratikleşme reformları, TSK’nın kurumsal yapısındaki bazı değişiklikler, askeri sanayinin yeniden yapılanmasıyla çelişkili değildir. Askeri sanayi için gelişmiş demokrasi yerine otoriter rejim, vasat demokrasi koşulları daha uygundur.
Türkiye, askeri vesayetten, vasat demokrasiye geçişini NATO’nun soğuk savaş sonrası yeniden yapılanmasına uyum sağlamak, küresel ekonomiyle işbirliği ve AB süreci, Türkiye’de kapitalizmini geliştirmek!, sosyolojik değişimle çatışmamak… için Türkiye’nin çürümüş yapılarının soğuk savaş zihniyetinin değiştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Demokratikleşme adına yapılan değişikliklerle gelinen nokta, vasat demokrasidir, askeri sanayi bu koşullarda büyütülmektedir.
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, askeri sanayideki gelişmeyi Savunma Sanayi 2013 Faaliyet Raporu sunuşunda şöyle özetliyor. “Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülmekte olan 400’e yakın savunma projesi içinde ALTAY Ana Muhabere Tankı, ANKA İnsansız Hava Aracı, Ada Sınıfı Firkateynleri (MİLGEM), Milli Piyade Tüfeği, ATAK helikopteri ve ilk uçuşunu 2013 yılı içinde yapan HÜRKUŞ Temel Eğitim Uçağı gibi milli projelerimiz bulunmaktadır. Ayrıca, ilk milli gözlem uydumuz Göktürk-2 uzaya fırlatılmış olup, dev yatırımlar sayesinde Ankara’da Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Merkezi kurulmuştur. Bunun yanı sıra, yerli imkânları kullanılarak geliştirilen HİSAR Füzelerinin ilk atış denemesi başarıyla gerçekleştirilmiştir. Savunma programlarımızda kaydettiğimiz bu başarılarla beraber geçmişte ekonomimiz için ağır bir yük olan savunma alımlarımız, ülkemiz sanayisi ve teknolojisi için büyük bir katma değer haline gelmiştir.”
AKP iktidarları döneminde ulusal güvenlik ve savunma ihtiyacının ötesine geçen savunma sanayi oluşturmak için, özel sektör; özellikle tedarikçi olarak 200’ün üstünde KOBİ bu alana yönlendirildi.
Savaş sanayinin yeniden yapılandırılması
1980’de başlayan askeri sanayiyi güçlendirmek, ordunun modernizasyonu projesi doğrultusunda harekete geçildi. “Milli sıfatıyla başlayan savaş helikopteri, tank, hava savunma sistemleri, askeri deniz araçları, savaş uçağı, füze-roket, insansız hava aracı üretimi, elektronik-yazılım” projeleri geliştirildi. 2010 yılında Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla uranyum zenginleştirme tesisi kurulması, Türkiye’nin nükleer silah üretme hazırlığında olduğu iddiasına yol açtı.
Askeri sanayi, 1974 sonrasında (Kıbrıs’ın işgali) kurulan, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları tarafından yürütülen çalışmalarla bazı temel sahalarda; ASELSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN gibi devlet sermayesine dayalı yatırımlar gerçekleştiriliyor. 1985 yılında Savunma Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SaGeB), 1986 yılında Savunma Sanayi Destekleme Fonu kuruluyor. 1989 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı olarak askeri sanayi kompleksi yeniden yapılandırılıyor.
3238 sayılı Kanun çerçevesinde oluşturulan ve sistemin asıl karar mekanizması olan Savunma Sanayi İcra Komitesi’nin üyeleri; Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’dır.
İcra Komitesi’nin başlıca görevleri:
-Türk Silahlı Kuvvetleri için Stratejik Hedef Planına göre temini gerekli olan modern silah, araç ve gereçlerin üretimi, yurt içinden gereği halinde yurt dışından tedariki hususunda karar almak,
-Sağlanacak modern silah, araç ve gereçlerin araştırılması, geliştirilmesi, prototip imali, avans verilmesi, uzun vadeli siparişler ile diğer mali ve ekonomik teşviklerin tespiti istikametinde SSM’ye talimat vermek,
-Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nun kullanım esaslarını tespit etmek şeklinde özetlemek mümkündür.
Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Başbakan’ın başkanlığında 13 üyenin iştirakiyle yılda en az iki kez toplanması öngörülen kurulun görevleri:
-Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan genel strateji doğrultusunda, planlama ve koordinasyonun sağlanmasını takip etmek, düzenleyici direktifler vermek,
-Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan Stratejik Hedef Planına uygun olarak SSDF ile tedariki öngörülen silah sistemleri ile araç ve gereçlerin tedarik şeklini tespit etmektir.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, askeri sanayiyle ilgili siyasi, ekonomik, stratejik karar alma merkezidir. SSM tarafından yürütülen faaliyetlerin ana amacı şöyle tarif ediliyor: “Modern bir savunma sanayi altyapısının oluşturulması ile Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, MSB, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları ile MİT’in ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün istihbarat ve güvenliğe ilişkin ihtiyaçlarının tedarik edilmesidir. Bu çerçevede, SSM tarafından sunulan hizmetleri özetle; savunma ve güvenlik sistemleri tedariki ve tedarik yönetimi, savunma sanayinin yönlendirilmesi, teknoloji yönetimi, yürütülmesi, uluslararası işbirliği, ihracatın koordinasyonu ile kalite, test ve sertifikasyon hizmetleridir.”
Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) son 5 yılda sözleşmeye bağlanmış projelerin tutarı, yüzde 85 artarak 45 milyar 387 milyon liraya ulaştı. sözleşme bedelinin yüzde 53’ü ortak üretim, yüzde 27’si yurtiçi geliştirme, yüzde 11’i hazır alım, yüzde 8’i konsorsiyum ve yüzde 1’i de Ar-Ge projelerinden oluşuyor.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, 2016 yılında savunma ve havacılık sektör cirosunun 8 milyar dolara, ihracatın 2 milyar dolara ulaşmasını hedefliyor. Müsteşarlığı’nın en büyük projeleri arasında ilk sırayı 16 milyar dolarla Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) alırken, bu projeyi, 3,3 milyar dolarla ATAK Helikopteri, 2 milyar euro ile Yeni Tip Denizaltı projesi izliyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre, dünyada askeri harcamalar düşerken Türkiye'de son 10 yılda yüzde 13 arttığı, 2012 yılında yapılan sıralamada 16. sırada yer alıyor, 2013’de Türkiye savunma alanında en fazla harcama yapan ilk 15 ülke sıralamasında 14. sıraya yükseldi.
“Büyük Türkiye, Güçlü Ordu” eşittir yeni Türkiye Stratejisi!
Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İnternet Sitesinde Savunma Reformu Çalışma Grubu'nun raporunda savunma sanayinin amacı şöyle tanımlanıyor. “Türkiye'nin 2023 hedefleri ile bölgesel ve küresel güç olma yolunda ki gayretleri açısından Savunma Reformu ciddi önem taşımaktadır. Bu kapsamda MSB ve TSK'nde yapısal reform yapılmasının yanı sıra silah ve komuta kontrol sistemlerinde de teknolojik reform yapılması önem arz etmektedir. Savunma sistemlerinin NATO savunma sistemlerine entegre olması NATO bağımlılığı anlamına gelmemelidir. Tam bağımsızlık ilkesi gereği olarak özgün savunma sistemleri üretilip komuta kontrol sistemleri gerektiğinde farklı paktlara da entegre edilebilir tasarlanmalıdır.”
Devlet Denetleme Kurulu, "Savunma Sanayi Müsteşarlığının Faaliyetini ve İşlemlerinin Denetimi" yapılarak savunma sanayinin stratejik amacı ve durum tespiti yapılıyor.
“Soğuk Savaş sonrası dönemde, tehdit algısının şekil değiştirmeye başladığının ve "asimetrik tehdit" olgusunun ortaya çıktığının vurgulandığı raporda, bu dönemin ardından ortaya çıkan; çevresel kötüleşme, açlık ve gelir dağılımında yaşanan büyük uçurumlar, yoğun göç, etnik, dinsel veya mezhep nitelikli çatışmalar, terörizm, bölgesel ve ülkeler arası kriz ve çatışmalar, kitle imha silahlarının yayılması, balistik füze sistemleri, siber terörizm, deniz haydutluğu, enerji güvenliği, sınırları aşan örgütlü suç şebekeleri gibi küresel risklerin; uluslararası ilişkiler ortamını ve yeni risk ile tehdit analizlerinin teorik alt yapısını oluşturduğu belirtildi. Bunun sonucunda konvansiyonel görevlere yönelik kuvvet yapısı ve silahlanma projelerinde değişiklikler oluşmaya başladığının ifade edildiği raporda, yaşanan teknolojik gelişmelerin süratle silah sistemlerine uyarlandığı, daha küçük kuvvetlerin daha hafif teçhizatlar ile daha uzun süre çeşitli görevleri yapabilme imkânlarının ortaya çıktığı vurgulandı. Savunma sanayinde teknolojik ilerlemelerin önemli boyutlara ulaştığının kaydedildiği raporda, teknolojik ilerlemeler sonucunda ülkelerin askeri güçlerinin, askeri personel sayısından ziyade sahip olduğu modern silah sistemleri doğrultusunda belirlenir hale geldiğinin altı çizildi.
Tespitlere ve önerilere yer verilen raporda, yapısal sorunların, asker-sivil ilişki biçimine yönelik daha genel ve temel bir soruna tekabül ettiği ifade edildi. Devletlerin savunma ve güvenlik anlayışının, algıladıkları tehditler çerçevesinde zamanla değişim gösterdiği, ülkelerin savunma ve güvenlik anlayışlarına paralel olarak oluşturdukları üst politika belgelerinde de değişikliğe gidilmesine yol açtığının vurgulandığı raporda, "Ülkelerin savunma ve güvenlik hizmeti kapsamındaki politikalarının belirlenmesine, bu kapsamda hangi adımların atılacağına, algıladıkları tehditlere ve bu tehditler karşısında nasıl önlem alacaklarına dair oluşturdukları bu politika belgeleri ise savunma harcamalarının yapısını ve savunma sanayinin profilini belirlemiştir. Dolayısıyla, savunma harcamalarının seyri ve savunma sanayinin mevcut yapısı, ülkenin savunma ve güvenlik politikasından ayrı düşünülemeyecek hususlardır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı ve ortağı olduğu şirketler ile savunma sanayinde faaliyet gösteren bazı özel şirketlerin mali durum analizleri yapılmış ve savunma sanayi dernekleri ile uluslararası savunma sanayi kuruluşları hakkında tespitlerde bulunulmuştur.”
“Bölgede lider ve dünya gücü devlet” olmak, ekonomik faaliyle birlikte askeri güç olmayı gerektiriyor tezinden hareketle, askeri sanayi güçlendirme hedefi, aynı zamanda silah sanayine dayanan ekonomik alanı da büyütmeyi amaçlıyor. Askeri sanayi ekonomik faaliyetleri bir dizi muafiyet, ayrıcalığa sahiptir. Siyasi ve askeri karar vericiler, askeri sanayi işverenidir, denetim dışı dev bütçeleri yönetmekteler.
Askerî sanayinin gelişmesi, silah üretimi ve silah satışı, Türkiye’nin dış politikada öncelik tercihini belirleyip, iç politikada, militerleşmeye ve otoriterleşmeye yol açıyor. Ekonomik olarak büyüyen askeri sanayi, “güvenlik politikalarının oluşturulması” yoluyla siyasi alanda ağırlığını artırmakta; ordu bu yolla yeni siyasi partnerlerle, siyaset üstünde, ”dış güvenlik tehlikesi” gerekçesiyle “yeni vesayet” sistemi kurmaktadır.
İkinci bölümde, askeri sanayideki büyüme ele alınacaktır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018