İhsan YILMAZ
Kürt komşularımızla sıfır sorun
18.06.2016
1721
Bu başlığın İngilizcesini 4 yıl önce 27 Temmuz 2012’de Today’s Zaman’daki köşeme atmışım. Davutoğlu’nun meşhur “komşularla sıfır sorun” sloganından mülhem, “Neden güneyimizdeki tüm ülkelerde ortaya çıkan, çıkmakta olan, çıkacak olan Kürt otonom yapıları ile ve devletleri ile iyi geçinmiyoruz” anlamında bir yazı idi.
Bulgarından Yunanına, Gürcüsünden Ermeni’sine tüm komşularla iyi geçinmeye çalışırken Irak’ın, Suriye’nin ve şimdilik sessiz görünse de İran’ın kuzeyindeki Kürtlere neden hasım gibi davrandığımızı sorgulamıştım. Elbette, şunu biliyorum: Bu hasmane tavrın asıl sebebi, ülkemizdeki 15 milyon Kürt’ün bunlardan etkilenmesi, bunlarla birleşmeye çalışması gibi güvenlikçi perspektiften algılanan tehdit. Bu tehdit algısına elbette saygı duyarım.
Bu coğrafyada ülkelerin bölünmesi, parçalanması, sonra 50 yıl, 100 yıl birbirlerini kana boğması, halklarını karşılıklı sürgünlere ve etnik temizliklere maruz bırakması istisna değil, neredeyse kural. Çekoslovakya gibi barışçıl şekilde ikiye ayrılmak da bizim örneğimizde imkânsız. Sadece İstanbul’da milyonlarca Kürt yaşıyor ve milyonlarca Kürt-Türk karışık aile var. Ayrıca, biz medenice ayrılığı becerebilecek bir kültüre de sahip değiliz. Allah korusun, böyle bir ayrılmada 50-100 yıl kan, iç savaş, çatışma vs. devam eder. Bir de PKK’nın kuracağı Stalinist Jön Kürt devletin 1930’lar Türkiye’si politikalarını, geriye kalacak Türkçü devletin de faşist uygulamaları takip etmesi sürpriz olmaz. Ancak, ülkemizdeki ve komşu ülkelerdeki Kürtlere kötü ve hasmane davranınca bu tehditler ve riskler ortadan kalkmıyor.
Ben elbette, her zaman meseleye insan hakları, onuru ve özgürlükler perspektifli bakıyorum ve Kürtlerin bu ülkede kendilerini eşit vatandaş hissetmeleri için Türkler ellerinden geleni yapmalıdır diyorum. Buna anadilde eğitim de dış politika, güvenlik, yargı ve polis hariç diğer konularda karar almak yetkisi olan çok güçlü yerel yönetimler de dahil. Ancak meseleye böyle değil de güvenlik perspektifinden bakıldığında bile, hakları verilmeyen, gadre uğrayan, hasmane tavırlarla karşılaşan Kürtlerin, orta ve uzun vadede ciddi bir güvenlik sorununa dönüşeceğini de görmek gerekiyor. Bunları ve Kürt sorununun nasıl PKK’yı mütemadiyen beslediğini, HDP’nin barış içinde bir arada yaşamak için bir şans olduğunu daha evvel defalarca yazdım. Onun için bu yazıda Kuzey Suriye’deki Kürtler konusuna temas etmek istiyorum.
Arap devriminden sonra rejim ihracı olmasa da “lider ihracı” hevesine kapılan AKP, Halife Erdoğan liderliğinde, bir İhvan dünyası kurgulayıp, başına geçmek istedi. Bunun için, Suriye’de her türlü girişimin ve maceranın içinde oldu. Sıfır fizibilite ile yapılan bu hamasi girişimler, İslamcı Sünni gruplar üzerinden Suriye siyasetini hakimiyet altına alma hesabına dayalı idi. Halbuki, Esad muhalifleri arasında seküler Sünniler, İslamcı olmayan dindar Sünniler, farklı fraksiyonları ile Kürtler vs. de vardı. AKP, bunlar arasında ayrımcılık yaptı ve Suriye muhalefetinin tek bir parça olamayışında olumsuz faktörlerden birisi olarak yer aldı.
Özellikle, Suriyeli Kürtlere hasmane bir tutum alındı. Kaç defa yazdım hatırlamıyorum, “Suriye’deki Türkmenlere soydaşımız deyip yardım ederken, Kürtlere soydaşımız demeyişimizin bir Türk ırkçılığı olduğunu görün” diye. Ama AKP, Suriye’deki Kürtleri PKK’nın oradaki uzantısına teslim etti. Bu böyle olmayabilirdi. Ama güvenlikçi ve Türkçü reflekslerle, Kemalist devlet nasıl tepki verirse öyle tepki verdi AKP iktidarı.
Sonuçta Türkiye hem Suriye Kürtlerini kaybetti hem de Türkiye Kürtlerini. Suriye Kürtleri, özerk devletlerini fiilen kurdular, resmiyete de ABD, Rusya, AB ve Esad’ın onayı ile geçirirler. Bence güzel. Ama AKP daha doğrusu onun da artık parçası olduğu milliyetçi Jön Türk rejimi bunun üzerine bir su içebilir!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYanlış hesap hukuktan döner 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanCHP’yi taşerona devretme derdi yüzünden iktidar da ülke de kaybediyor 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciToplum nefes alamazsa… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKaos nereye açılır… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUCHP ne yapsın? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYenilenen CHP iktidarın CHP'sine karşı… 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti CHP'ye demokratik dayanışma heyeti gönderse 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYanaşma kültürü ve siyasetin çürümesi 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÇözüm süreci Suriye virajında 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Muaviye’nin İpleri”ni Değil, Demokratik Toplumu Güçlendirelim... 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti CHP’siz yapabilir mi? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKoca Ak Parti ve MHP’de sağduyu ve izan sahibi tek kişi kalmadı mı? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
3.02.2016
26.06.2016
22.06.2016
18.06.2016
16.06.2016
14.06.2016
12.06.2016