Ali BAYRAMOĞLU
Her toplumda olduğu gibi, Türkiye’de de, sınıfsal hareketlilik ve çatışmalar, sosyal hareket ve
dalgalar, büyük sermaye dönüşümleri, ekonomik krizler ve yer değiştirmeler, hızlı-kesif iç göç ve kentleşme dalgaları, çevre-merkez ilişkilerindeki büyük denge değişiklikleri öne çıktıkları dönemleri belirleyen taşıyıcılardır.
Bu tür dinamiklerle 80’lerde büyük ekonomik reformlar eşliğindeki bireyleşme eğilimi, 90’larda sınıfsal hareketliliklerin ve çevre-merkez dengelerinin değişmesinden doğan kimlik hareketleri bu bakımdan son yılların önemli örnekleri arasında yer alırlar.
Bu dinamikler önemlidir.
Ancak, onların üzerinde hareket ettiği zemin de önemlidir.
Bu zemin ülkenin kadim tarihsel belirleyenlerinden oluşur.
Bizde ilk belirleyici tarihsel veri, kültürel nitelikli toplumsal gruplardan, onlar arasındaki çatışmalı ilişkilerinden oluşan, bir süngeri andıran, yarı petekimsi toplumsal yapıdır. Bu yapı, olarak etnik, kültürel, toplumsal değer temelli siyasi gerilimler üreten ve bunları baskın kılan niteliktedir.
İkinci tarihsel veriyi oluşturan hassasiyet, fiziki ve kültürel “vatana/yaşam alanı”na ilişkin bir varoluş endişesi, tehdit altında olma ruh hali ve alan koruma refleksidir.
Tehdit ötekidir.
Ülkenin Batı’nın çeperindeki bir toplum olması itibariyle, gerek tarihsel gerek güncel boyutlarıyla bizim için öteki Batı’dır. Değer ve inanç anlamında Batı’yla ilişkili olandır.
Batı’nın çeperindeki her Batı dışı toplumda olduğu gibi bu “öteki”yle ilişkimiz paradoksaldır.
Bir yandan varoluşunu, gücünü, geçimini, kentlerde yaşam biçimini, seküler grupların değer sistemlerini ve kamu kurumlarını önemli ölçüde Batı modeliyle iç içe geçirmiş, ilerleme istikameti olarak Batı’yı seçmiş bir toplum söz konusudur.
Diğer yanıyla, aynı toplum ve sistem, Batı’yı iten, Batı endişesini merkez alan, emperyalizm, toprak bütünlüğü, değer yozlaşması gibi farklı ama sık sık kesişen, birlikte siyasallaşan gerekçelerle oluşan, milliyetçi rüzgarın temelinde yatan ulusal hassasiyete sahiptir.
Üçüncü tarihsel belirleyen “devlet” faktörüdür.
Türk toplumsal ve siyasal hayatında, “devlet”, müdahaleci, yönetici, birleştirici, varoluş özdeş veya dayanak kuvvet olarak asli bir tarihsel belirleyendir. Kurumlar, gelenekler, kanun gücü, askeri-sivil bürokratik aktörler kadar, bunların tümünü kuşatan, topluma ve siyasete dair bir vesayet mekanizmasını, beka ideolojisi üzerine kurulu bir tasavvuru ifade eder. Kendi içinde parçalar, çatışmalar ve gerilimler yaşayan bir yapıdadır. Devlet faktörü, tüm bu özellikleriyle, toplumsal ve siyasal zemin oluşturan, siyasi gidişatı belirleyen ve meşruiyet sınırları çizen bir güce sahiptir.
Dördüncü belirleyen ise global girdiler olarak karşımıza çıkar.
Türkiye, uluslararası iklimi, sol dalgadan milliyetçi-popülist eğilimlere, kimlik hareketlerinden İslami siyasallaşmaya toplumsal ve siyasal dalgaları hızla emen bir çevre ülkesidir. Türkiye’nin çok partili rejime geçişi, yaşadığı askeri darbeler, demokrasi ve güvenlik arasındaki aks değişimleri dış dinamiklerin ve iklimin etkisinden muaf değildir. Gerek zorunluluk hali olarak, gerek tehdit tehlike endişesi üzerinden, gerekse güç arayışı, içi kapanma, milliyetçilik duygularını besleyerek Türk siyaseti ve toplumunu etkilemişlerdir.
Bu dört belirleyenden her biri, diğerlerinden beslenir ve diğerlerini besler. Bir tarihsel dönemi bunlar arasında hiyerarşi ve etkileşim düzeni belirler.
Şablon bu.
Bugün durum ne?
Alıştırma sizden…
Yazarlar
-
Fehmi KORU“Uyuşturucu” deyip de geçemeyiz 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolGençler yargıda beraat etti 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBahçeli “demokrat” Erdoğan “ayak direten” mi? 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeğer çürümez, çürüyen insandır 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖcalan'ın Umut Hakkı, Hukuki Zemin ve Barış Süreçleri... 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlkenin siyasi şablonu 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİNeydi o düşürülen İHA öyle? 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞCHP’nin yeni gölge kabinesinin* düşündürdükleri 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünHelsinki Nihai Senedi 50 yaşında… 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSürece çomak sokanlar ve sigortasız süreç 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUSolun bölünmüşlüğü ve Öcalan 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKonut satılıyor da ne oluyor? 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBatı Asya’da yeni düzen arayışı 17.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBelki de çürüyen toplum değildir? 17.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEİslâmî renkler: Fırsat mı, tuzak mı? 16.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump Doktrini: Küreselleşmenin krizi ve yeni Amerikan stratejisi 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNABD’ye Palmira şoku ve olası yansımaları 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyada küresel ara buzul dönemi: Eski düzen çökerken Türkiye'yi hangi riskler ve fırsatlar bekliyor 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞABDULLAH ÖCALAN’ ın “REEL SOSYALİZMİ…” 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANHafif hafif yılı toparlayalım 15.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025