İhsan YILMAZ
İkinci evim ve referandum
26.06.2016
1816
Britanya’ya ilk defa 1996 Şubat’ında doktora yapmak üzere geldim. Hayatımda ilk defa uçağa binmiş ve ayrıca ilk defa bir başka ülkeye adım atmıştım. 24 yaşında idim. Londra’da ilk düşündüğüm şeylerden birisi, buranın metrosu ile, yoğun tren hatları ile, mimarisi, sanatı, bilimi ve medeniyeti ile 150 yıl önce de böyle olduğu ve gariban Osmanlı’nın buraya eğitim için yolladığı Yeni Osmanlıların bu yüzden başını döndürdüğü idi. Ama ben sağlam duracaktım! Batı’nın bilimini alacak ama medeniyetine düşünsel, bilişsel, duygusal ve ruhsal taviz vermeyecektim! Zira, benim milletim, tarihim, kültürüm ve medeniyetim daha üstündü!
Britanya’da doktora yaptım. Sonrasında, Oxford ve Londra üniversitelerinde hocalık yapma onuruna sahip oldum. İngiliz, Türk, Pakistanlı, Arap vs. öğrencilere, lisans ve mastır seviyesinde Türkiye siyaseti de, İslam hukuku da –büyük keyifle- okuttum. Hayır işlerinin, vakıf ve diyalog faaliyetlerinin hep en ortasında oldum; bazen yöneticiliğini yaptım.
Başörtülü eşim kendini Türkiye’de değil burada daha rahat hissetti. 11 yıl sürekli olarak legal yaşadığım için devlet “artık buralı oldun, burayı da evin olarak benimsemek ister misin” diye sordu! “Evim” olsun diye değil ama çok yoğun olarak akademik faaliyet için ziyaret etmek zorunda olduğum yerlere giderken her defasında vize belasıyla enerji ve zaman kaybetmemek için Türk pasaportuna ek olarak, Türk hükümetinden de izin alarak, Britanya pasaportu aldım.
Başörtülü eşim kendini Türkiye’de değil burada daha rahat hissetti. 11 yıl sürekli olarak legal yaşadığım için devlet “artık buralı oldun, burayı da evin olarak benimsemek ister misin” diye sordu! “Evim” olsun diye değil ama çok yoğun olarak akademik faaliyet için ziyaret etmek zorunda olduğum yerlere giderken her defasında vize belasıyla enerji ve zaman kaybetmemek için Türk pasaportuna ek olarak, Türk hükümetinden de izin alarak, Britanya pasaportu aldım.
Ancak, Britanya’yı hiç bir zaman ikinci evim olarak görmedim. Burada hep misafirdim. Her gün internetten ülkemin gazetelerini okudum; ülkemle dertlendim. Derste, kafeteryada, piknikte, inancımı ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmek için uğraştım. Bir gün ülkeme dönecektim. Sonunda ülkeme döndüm. Kozmopolitan bir dünya vatandaşı olmaya da sırt döndüm. Ama, sadece fikirlerimden ve açıktan yanlışlıkları eleştirmemden ötürü ülkemin hükümeti terörist olduğuma karar verdi. Davalara ve tehditlere boğdu. Ülkeyi yöneten kişi canlı yayınlarda benim ülkesine ihanet eden bir vatan haini olduğumu haykırdı. Medyası günlerce benim “ihanetimi” yayınladı. Sokağa çıkamaz hale geldim. Kasım seçimleri ile birlikte de “artık burada yaşanmaz” deyip, 2 yıl önce eğitimleri için Britanya’ya yerleştirdiğim 3 küçük çocuğumun ve sevgili eşimin yanına, kiraladığımız ikinci evime, birincisinden ceketimi alıp çıkarak kaçtım.
Ve bana kucağını açan, herkesi olduğu gibi kabul eden, bazı bölgelerde açıktan ezan okunmasına bile izin veren, helal mezbahalar için kanun çıkaran, başörtülü polisler için özel üniforma dizayn eden, hacca giden vatandaşları için hazineden masrafını karşılayıp Mekke-Medine’ye doktor ve hemşire gönderen bu ülkeyi geçmişte ve şu anda yaptığı onca hataya, zulme ve sömürüye rağmen “zarureten” hayatımda ilk defa “ikinci ülkem” olarak benimsemeye karar verdim. Çevreme daha değişik bakar oldum. Kendi ülkemin ve milletimin tarihinin de pir u pak olmadığını da iyi bildiğimden, Bediüzzaman’ın “Avrupa ikidir” muhteşem içtihadını takip ederek, ikinci ülkemle eleştirel ama empatik angajmana girmeye karar verdim.
Tam buralara alışıyor gibiydim ki, Britanya’nın AB’den çıkış referandumu süreci ile birlikte zaten karmaşık olan duygularım daha da karmaşıklaştı. Bu ülkenin, aynen Türkiye’m gibi cahili, ırkçısı, milliyetçisi, holiganı elbette hiç eksik olmamıştı ama büyük çoğunluk bunlara prim vermiyordu. Büyük çoğunluk, beyaz olmayan 15 milyona, 3 milyon Müslüman’a ayrımcılık yapmamaya çalışmıştı. Ancak, şu an durum farklı. Demagog ve yalancı siyasetçilerin beyaz olmayanlara düşman, Müslüman’dan nefret eden söylemlerini on milyonlarca insan satın aldı. Bu yara daha da açılarak ve kanayarak maalesef devam edecektir.
Kendisi gibi olmayanı, düşünmeyeni, inanmayanı, yaşamayanı ikinci sınıf kabul eden ve de nefret hedefi yapan siyasetçiden daha aşağılık kim vardır?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYanlış hesap hukuktan döner 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanCHP’yi taşerona devretme derdi yüzünden iktidar da ülke de kaybediyor 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciToplum nefes alamazsa… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKaos nereye açılır… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUCHP ne yapsın? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYenilenen CHP iktidarın CHP'sine karşı… 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti CHP'ye demokratik dayanışma heyeti gönderse 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYanaşma kültürü ve siyasetin çürümesi 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÇözüm süreci Suriye virajında 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Muaviye’nin İpleri”ni Değil, Demokratik Toplumu Güçlendirelim... 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti CHP’siz yapabilir mi? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKoca Ak Parti ve MHP’de sağduyu ve izan sahibi tek kişi kalmadı mı? 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
3.02.2016
26.06.2016
22.06.2016
18.06.2016
16.06.2016
14.06.2016
12.06.2016