İhsan DAĞI
Tam 25 yıl önce Irak Kürdistan’ında bir katliam yaşandı. 16 Mart 1988’de Saddam Hüseyin’in uçakları, Halepçe’ye kimyasal silahlarla saldırdı. 5 binin üzerinde insan öldü. Elma kokusu tadında geldi ölüm; kimini sokakta, kimini arabada, kimini evinde yakaladı. Binlerce insan Kürt olduğu için topluca katledildi.
Halepçe denince 25 yıldır aklımıza çakılı kalan bir fotoğraf vardır. Geleneksel Kürt kıyafetleri içinde, kundaktaki bebeğine sarılmış, başı evin kapı eşiğine düşmüş, ama hâlâ göğsündeki bebeğini korumaya çalışan Ömer Havar... Kürtlerin bu coğrafyadaki acılarının, çaresizliklerinin ve düşmanlarının acımasızlığının fotoğrafıdır bu. Ramazan Öztürk’ün, ölümü ölümsüzleştiren fotoğrafı. Öztürk, kanımca sadece Saddam’ın devletinin değil, zorba 20. yüzyıl devletlerinin kendi halkına bile neler yapabileceklerinin fotoğrafını çekti 25 yıl önce...
Hafta başında iki günü bu coğrafyada geçirdim. Kürtlerin ‘nereden nereye’ geldiğini anlatanlar Halepçe’deki çaresizliklerinden başlayıp Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) kuruluşuna uzanan bir başarı tablosu çiziyorlar. Süleymaniye’de bulunan Irak Amerikan Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Arap Baharı Sonrası Değişen Ortadoğu Jeopolitiği’ başlıklı konferansta konuşan Kürtlerin kıdemli gazetecisi Kamran Karadaghi’nin çizdiği tablo net: “Kürtler başardı” diyor Karadaghi, “25-30 yıl önce ne haldeydiler? Irak’ta gazlanıyor, Türkiye’de köyleri yakılıp yıkılıyordu. Suriye’de adları bile yoktu. Şimdi, Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var. Türkiye’de devletle müzakere ediyorlar. Suriye’de akıllarından bile geçmeyen bir güce eriştiler.” Başardıklarının farkındalar, ama Irak Kürtleri aynı zamanda son derece gerçekçi. Kendilerinden eminler, özgüvenleri tarihlerinde hiç olmadık düzeye yükselmiş, ama hayal peşinde değiller. Pan-Kürtçü bir çizgi yerine öncelikleri ‘mevcut kazanımları’nı muhafaza etmek. Kürdistan Bölgesel Yönetimi altında bir ülke inşa etmek için tarihî bir fırsatları var ellerinde, ve de bunu mümkün kılacak kaynakları...
Türkiye ile ilişkilerin daha beş yıl önce neredeyse bir savaş aşamasından mevcut hale evrilmesi çok değerli bulunuyor. Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Irak Dışişleri Bakanı Hoshyar Zebari, ilişkilerdeki bu iyileşmeyi tarif ederken ‘devrim gibi’ dedi; ben bunu ‘rüya gibi’ anladım!
Bölgesel yönetimin sözcüsü Fuat Huseyin de Türkiye ile KBY arasında bir tür ‘özel ilişki’nin varlığından söz etti. Ancak Türkiye’nin Kürt sorunu devam ettiği sürece mevcut ‘özel ilişki’nin son derece ‘kırılgan’ olduğu da sır değil. Herkes bunun farkında. Bu yüzden yeni çözüm süreci büyük heyecan uyandırmış bölgede. Ekonomik alanda ve özellikle de petrol ve doğalgaz konusunda uzun vadeli bir stratejik ortaklığın kurulabileceği, bunun da bölgeyi ve ilişkileri istikrarlaştıracağı söyleniyor. Merkezî Irak yönetimiyle Kürtler arasındaki ilişkiler hâlâ sorunlu. Kürtlerin Irak’ta kalma tercihleri merkezde gerçekten federatif ve demokratik bir yönetimin varlığına bağlı. Merkezîleşen ve otoriterleşen bir Irak’ta Kürtleri kimse tutamaz; hele kendi petrol ve doğalgaz kaynaklarına kavuştukça. Bağımsız bir Kürdistan seçeneğini mümkün kılacak önemli bir faktör Türkiye’nin tutumu. Ancak Kürt sorununu çözen ve PKK’dan kurtulan bir Türkiye’nin sırası geldiğinde böyle bir sürece destek vereceğini biliyorlar. Türkiye’nin dostu olmak bugün ve gelecekte Irak Kürtleri için çok değerli... Siyasal dostluk, ekonomik ve sosyal etkileşimi de zirveye taşıyor. Bölgede iş yapan Türk firmaları memnun. Bölgede kimse yokken, 1994’ten itibaren Erbil ve Süleymaniye’de eğitim hizmeti veren Türk okulları ise altın dönemini yaşıyor; hem halkın hem yönetimin teveccühünü kazanmışlar. Bir şeyi ispat ediyorlar; Türkler ve Kürtler dost olabilir, birlikte iş yapabilir ve yaşayabilirler. Acıdan doğan bir dostluk. [email protected]
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023