İlhami IŞIK
Dayanıklı ve iyi dokunmuş dış görünüşüne rağmen, bildiğimiz dünyanın büyük kısmı, yakın dönemin ürünüdür. Bugünkü dünya, ilk olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yer kürenin her tarafına yayılan iki büyük askeri gücün –ABD ile SSCB- ideolojik, politik ve ekonomik mücadelesinden arta kalan mirasıdır. Soğuk savaş döneminin sona ermesi bu sonucu değiştirmiyor. 1989’da SSCB’nin yıkılıp buharlaşması da yeni bir konjonktür yaratamadı. Çünkü Doğu Avrupa hariç, yer kürenin diğer sorunlu bölgelerinde statüko, olduğu gibi varlığını korudu. Özellikle de Ortadoğu coğrafyası, deyim uygunsa Arap Baharı tecrübesine kadar neredeyse tek çivisi sökülmeden ayakta kalan ahşap ev gibi, tartışmalı statüsüne rağmen varlığını sürdürdü.
Bu bir sır filan değildi. İki kutuplu dünyanın tarihsel olarak oluşturduğu bağlar ve bağımlılıklar, kılık değiştirse bile, bir gelenek olarak varlığını sürdürebildi. ABD enerji havzalarını kontrol ederken, yıkılmış SSCB’nin mirasçısı yeni Rusya, tıpkı eskiden olduğu gibi Baas Rejimlerini silah pazarı olarak kullanmaya devam etti. Üstelik SSCB’nin hibe politikası yerine bu işi karlı bir ticarete dönüştürmeyi de başarabildi.
Klasik bir ifadedir; denilir ki, ‘’her dünya savaşı aslında bir paylaşım savaşıdır’’. Bu çok doğru bir laftır. Eğer bu doğruysa o zaman bölgesel savaşların da, yerel savaşların da bu amaç etrafında kurgulanması gerekir. 2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaşın, kısa sürede yerel dinamiklere dayalı klasik bir iç savaş olmaktan çıkması, sadece yerel rakiplerin zayıflığı ile açıklanamaz. Bu da bir sebeptir, ama asıl belirleyici sebep, Suriye’deki pazar paylarını korumaya çalışan yerel ve küresel güçlerin hızla savaşa müdahil olmalarıdır.
Rusya’nın Suriye’de varlığını açıklayan yegane argüman ya da Rusya’nın Suriye’de aradığını izah eden en önemli neden şudur; 1960 yılından bu yana Suriye, Rusya için çok ciddi bir silah pazarıdır. Bir kalemde milyar dolarlık sözleşmelerin altına imza atan Hafız Esad, Rus silah sanayinin en yağlı müşterisiydi. Oğul Beşşar Esad da tıpkı babası gibi silahlanma yarışına Rus mallarına yatırım yaparak başladı.
Savaş demek, her şeyden önce silah sanayiinin açık fuarı demek. Savaş demek, silah sanayiinin en karlı dönemleri demek. Tam da yeri gelmişken, Arap Baharı’nın kaderiyle ilgili bir iki laf etmek isterim. Bilindiği gibi Arap Baharı aslında küresel düzeyde laptop sanayii ile petrol ve silah sanayiinin Ortadoğu ölçeğinde kapışmasıdır. Petrol ve silah sanayii, laptop sanayiinden daha tecrübeli ve daha örgütlü olduğu için Ortadoğu ölçeğinde bu savaşı kazanmak üzere. Mısır’dan Irak’a uzanan hat üzerinde petrol ve silah sanayii kesin zaferini ilan etmek üzere. Aslında bu kesin zafer ilanı Esad’ın Suriye’de iktidarda kalmasıyla duyurulacak.
İran, Esad’ın doğal müttefiki olduğu için Esad’ın kalmasından yana. Rusya, Suriye’deki Pazar payını ancak Esad’lı bir yönetimle koruyacağına inanıyor ve dolayısıyla Esad’ı destekliyor. Şu an itibariyle ABD’nin de Esad’lı çözümden yana olduğunu biliyoruz. Bunun anlamı şudur; Esad karşıtlarına karşı olan cephe giderek genişliyor. Esad kime karşıysa İran, Rusya ve ABD de ona karşıdır.
Aslında bu tablo Suriye savaşının nasıl sonuçlanacağını açıkça gösteriyor. Aslında bu tablo yeni Suriye rejiminin dinamiklerini de açıklıyor. Tam bu noktada şu kestirimi yapmak bana çok rasyonel geliyor. Suriye’nin geleceğini belirleyecek olan dinamikler ABD, İran ve Rusya’nın desteklediği dinamiklerdir. Son tahlilde bu dinamiklerin adı mevcut Esad rejimi ve PYD/YPG güçleridir.
Dikkatli okuyucu bu yazı dizisinin başlangıcında İran ve Esad rejiminin kararı ile Kürt bölgelerinin alan hakimiyetinin bir gecede ve tek kurşun sıkılmadan PYD/YPG güçlerine bırakıldığını anımsayacaktır. Esad rejimi ve PYD/YPG arasında de-facto olarak kurulan müttefiklik ilişkisi fiilen 2011’de başlamıştı. Nihayet 2014 yılından sonra ABD’nin PYD/YPG ile ilişkilenmesi bu ittifakı güçlendiren ve resmileştiren bir gelişmedir. ABD’nin bu ittifaka bir tür garantör olduğunu söylemek bile kesinlikle abartı sayılmaz.
Rusya’nın gerek sahada YPG/PYD güçleriyle kurduğu ilişkiler, gerek bizzat Moskova’da PYD’ye açılan diplomatik alan ve gerekse de hem Astana süreci hem de Soçi görüşmelerinde Rusya’nın sergilediği tavırlar, Rusya’nın da tıpkı ABD gibi yeni Suriye’nin Esad ve PYD/YPG egemenliğinde inşa edilmesinden yana olduğunu açıkça kanıtlıyor.
İran, Rusya ve ABD’nin ortak derdi, cihatçı/selefi güçlerin yeni Suriye şekillenirken mümkün olan en yüksek oranda etkisiz ve işlevsiz hale getirilmeleridir. Sekiz yıllık savaş deneyiminden çıkardıkları askeri ders de şudur; her işi vekalet güçlerle yap. Çünkü maliyeti çok düşük! Rusya’nın Afrin meselesinde Türkiye’ye yaktığı yeşil ışığın mantığı da budur.
Türkiye’nin Suriye iç savaşına askeri varlığı ile müdahil edilmesi her şeyden önce cihatçı ve selefi güçlerin daha kısa sürede ve daha az maliyetle etkisiz hale geleceği, usta bir strateji ile hem hesaplanmış hem de planlanmıştır. İdlip, Afrin dengesine baktığımız zaman Rusya’nın neden bu kadar iştahlandığını anlamak zor olmasa gerek. Çünkü İdlip’in düşürülmesi esas meseledir. Afrin ise bir gece de Esad rejimine teslim edilecek olan oltanın ucundaki yemdir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025