İlker DEMİR
"Bugün 23 Nisan/neşe doluyor insan!" diye zıplayıp bayram yerine gitmek için sabırsızlandığı günleri arayan epey bir nüfus var bu ülkede.
Yeni nesil heyecansız olmasa da ekonomik ve siyasi yalanların zorunlu sonucu daha metalik bir ruh halinde.
Farklılıklar olsa da içine devlet, ulus ve mahalle baskısı kaçmış "komünist"in bile dediği, "Bugün 23 Nisan!"
Tabi 23 Nisan deyince ilk akla gelen o çocuk sevinci, ama siyasi anlamı meclis.
O yüzden meclisin oluşumu ve inşaa edilen temeller önemli, özetle bakmak lazım.
Osmanlı'daki meclis 18 Mart'ta kendini süresiz olarak tatil eder.
Ankara sonuçlara hazırlıklıdır; Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de, ulusun en yüksek makamı olacak bir meclisin Ankara'da toplanacağını duyurur.
Meclis, 23 Nisan 1920'de, Hacıbayram'da cuma namazından ve kurbanlar kesildikten sonra İttihat ve Terakki binasında, Osmanlı Meclisinden gelen 84 üye de dahil toplanır.
Ve Türk milletinin egemenliği ilân edilir.
Ulusal egemenlik, dünyanın hiçbir yerinde hak hukuk adalet düzeni demek değildir, zira ulus, sınıfları, ezen ezilen herkesi kapsar ve egemenlik de ulus içindeki güçlü sınıfın hakimiyetidir ki o da zengin sınıflardır.
Mamafih teorik olarak ulusal egemenlik, aşiret düzeni, feodalite, padişahlık, sömürge olmaktan ve oligarşilerden iyidir.
Ancak 23 Nisan'da kurulan nasıl bir egemenliktir?
Kuruluşun temellerini belirleyen tartışmasız Mustafa Kemal'dir ve egemenliğin ilanından bir hafta sonra, 1 mayısta mecliste özetle üstünde yükselinecek temeli söyler:
"Efendiler, meselenin bir daha tekerrür etmemesi ricasıyla bir iki noktayı arz etmek isterim:
Burada maksud olan ve Meclis-i âlinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürd değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslâmiyedir, samimi bir mecmuadır. Bu mecmuayı teşkil eden her bir unsur-ı İslâm bizim kardeşimiz ve menafii tamamıyla müşterek olan vatandaşımızdır. "
Konuşma anlaşılır ama günümüz Türkçesiyle, Meclis sadece Türk Müslümanlardan oluşmaz, Kürd, Çerkez vb diğer Müslüman halklar da kardeşimiz ve vatandaşımızdır demektedir.
Yani açıklanan ortak unsur Türklük değil Müslümanlıktır.
Ortak unsur/payda Müslümanlıktır fakat yürürlükte olacak olan Türklüktür; uluslaşma, Türkleşme, Türkleştirmedir.
Ama neden Müslümanlık?
Müslümanlığın referansları yapılanlara izin verdiği, pratikte olumlu bir sonuç alındığı için mi 1924'de hemen Müslüman devlet örgütü, Diyanet kurulmuştur?
Müslümanlar, devlet zoruyla Türkleştirmeye/asimilasyona hoş görüyle mi, istemeyerek mi katlanmışlardır?
Müslümanlık devletin amaçları için elverişli bir zemin olduğundan mı, Müslümanların sayıca yoğun oluşundan mı tercih edilmiştir?
Dini, politik bir amaç için kullanmanın temelleri o günlerde atılmış günümüze kadar gelen bir gelenek olmamış mıdır?
Binlerce Ermeni, Yahudi, Ezidi, Alevi gibi Müslüman olmayanlar yok saymakla topluluklar gerilim içinde yaşatılmamış mıdır?
Yok sayma, korku, zulüm toplumda devlete karşı güvensiz, kişiliksiz, sinik, düşündüğünü söyleyemeyen uşak/kul/teba üretmemiş midir?
Bugün 23 nisan, bu sorular sürerken neşe dolamıyor insan!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025
23.03.2025
14.03.2025
7.03.2025
1.03.2025
18.02.2025
29.01.2025