Kadri GÜRSEL
“Fırat Kalkanı” nasıl gidiyor, haberiniz var mı? Rejim medyasına bakıyorum, 23 Eylül’den bu yana pek ses seda yok. Fırat Kalkanı’yla ilgili ne dişe dokunur bir haber vardı, ne de düne kadar kayda değer bir köşe yazısı çıkmıştı.
Bu sessizlik ancak bir şekilde yorumlanabilir: Saray, Fırat Kalkanı vasıtasıyla yürüttüğü siyasi iletişimi nadasa bırakmış olmalıdır; operasyon bir süre gündemden düşsün isteniyor.
Neden acaba?
Cevap, 23 Eylül’de Yeni Şafak’ta yayımlanan “ABD’nin Bab oyunu” başlıklı “haber”in satır aralarında. Alıntı uzun ama hiç de sıkıcı değil. Çünkü çok ilginç:
“Mehmetçik desteğiyle hızlı yürüyen Fırat Kalkanı harekâtı, sahaya Amerikalıların gelişiyle yavaşladı. Pentagon destekli bazı grupların sabotajı ve Coniler’e tepki gösteren bir kısım muhaliflerin cepheden ayrılışı, terör örgütü DEAŞ’a yaradı. İki gün önce 7 köyde kontrolü yeniden ele geçiren DEAŞ, önceki gece ise 5 köyü muhaliflerden geri aldı. (...) TSK destekli muhaliflerin son günlerde birçok sorunla boğuşması, Suriye PKK’sı için fırsat niteliği taşıyor. (...) ÖSO bileşenleri arasına nifak sokarak Fırat Kalkanı’nda suyu bulandıran ABD’nin bir yandan muhaliflere karşı DEAŞ’a istihbarat sağlarken diğer yandan Türkiye’nin hedefindeki el-Bab’a PYD’lileri sokacağı ileri sürülüyor. (...) Kilis’e 7 kilometre uzaklıkta bulunan terör örgütü DEAŞ’ın kent merkezini hedef alan roketli saldırılarının artması, ABD’nin Fırat Kalkanı operasyonuna dönük sabotajına delil olarak gösteriliyor.”
Okuduğunuz alıntının hülâsası şudur:
Fırat Kalkanı yavaşladı...
Muhalifler birçok sorunla boğuşuyor...
IŞİD karşı saldırıya geçerek kaybettiği bazı köyleri geri alabiliyor...
Tüm sınır hattının temizlendiği söyleniyor ama IŞİD Kilis’in 7 kilometre ötesinde duruyor...
Ya “ABD sabotajı”?
Ona da Amerikalılar cevap versin.
Diğer taraftan, YPG’yi Fırat’ın batısına geçirerek Türkiye’yi sonunda IŞİD’le savaşmaya mecbur eden de ABD’dir. İzleye geldiği Kürt ve Suriye politikaları sebebiyle Pentagon’u YPG’yle ittifaka zorlayan ise Ankara’dır.
Yeni Şafak metninin alt okuması neticesinde sanırım rejim medyasının Fırat Kalkanı bahsinde neden bir hafta boyunca toplu halde sessizliğe gömüldüğü anlaşılmıştır.
Çünkü işler iyi gitmiyor. Bu, ÖSO adı altında derleyip toparladıktan sonra tankların önünde sahaya sürdükleri başıbozuk cihatçı piyade takımının IŞİD’e karşı bihakkın savaşamayacağı, gören gözlere en başından itibaren malumdu.
Açığı kapatmak için savaşa sürülecek Türk piyadesinin Suriye’de neresine kadar batağa gömüleceğini, ÖSO dediklerinin ne oranda başarısız olacağı tayin edecektir.
Bu arada, Dabık ve Bab’ı unutmuş görünen iktidar medyasının bir haftalık sessizliği dün münferiden bozuldu.
Sabah gazetesinde Okan Müderrisoğlu piyadeyle daha güneye inmenin nihayet algılanan risklerine değindi:
“Harekâtın en büyük riski gösterildiği gibi ABD ile karşı karşıya gelme veya YPG unsurlarıyla çatışmaya girilmesinden ibaret değil. Türkiye’nin Rusya ile karada karşılaşması ihtimali, istenmeyen senaryo. (...) ÖSO ile birlikte Türk özel kuvvetlerinin ineceği derinlikte Rus askeri veya paramiliter unsurları ile provokatif karşılaşmanın içine sürüklenmesi riski çok hassas bir konu.”
Burada, “inilecek derinlik”ten kasıt, sınırın 30 kilometre güneyindeki “el Bab”dır.
Daha birkaç hafta önce, Dabık’tan, Bab’dan geçip Rakka’yı fethetmekten dem vuran akıncı özentilerinin havasını sahadaki gerçeklik dağıtıyor olmalıdır. Müderrisoğlu’ndan alıntıladığım satırları bu iyimserlikle okudum.
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un 27 Eylül’de Ankara’da yaptığı uyarı da yeterince göz açıcı olmalıdır.
Büyükelçi’ye sormuşlar; “Esad ordusu ile Türk ordusu karşı karşıya kalırsa Rusya’nın tutumu ne olur?” diye...
Büyükelçi’nin cevabı şu olmuş: “Türkiye’nin Suriye’de yapacağı operasyonların programının tamamını bize verecekseniz, biz de ilgili Rusya Savunma Bakanlığı makamlarıyla bunu onaylama sürecini başlatabiliriz.”
Meali şu: “Bizim bilgimiz ve onayımız dışında hareket ederseniz olacaklar hakkında size güvence vermeyiz.”
Bu, örtülü bir tehdittir.
Türk piyadesi en azından Azez-Cerablus hattını IŞİD’e karşı savunmak için Suriye’ye girmek zorunda kalacaktır. Çünkü ne kadar hava gücü, topçu vetank desteği verirseniz verin, ÖSO tayfası bu görevi ifa edemiyor.
Bütün mesele, Türkiye’yi bekleyen yıpratma savaşına rağmen bu bataklığın derinliklerine çekilip orada boğulmamaktır.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020