Kadri GÜRSEL
Rusya destekli Suriye ordusunun geçen aralık ortalarında başlattığı İdlib operasyonundaki ilerleyişi, Türkiye ile Suriye’yi açık savaşın eşiğine getirdi, Ankara ile Moskova arasında kriz ortamı yaratmakla kalmadı, çatışma ihtimali doğurdu ve tüm bunların sonucunda ABD, açılan fırsat kapısından içeri ayağını uzattı.
Amerikan heyeti Ankara’ya geldi; Türkiye’ye İdlib’de tam destek sözü verdi. “Yürüyün, arkanızdayız” dediler.
“Yürüyün” derken gösterdikleri istikamet ‘İdlib’in ötesi’ydi.
Bu arada bazı teşvik edici argümanlar da dolaşıma sokuldu: Esad’ın nefesi tükeniyor, parası bitiyordu. Petrol ihracatına getirilen ambargoların ağırlığı altında ezilen İran’ın Şam rejimine eskisi kadar çok para vermesi artık mümkün değildi. Rejimin parası altı ay sonra bitecekti.
Rejim, güneyde geri aldığı bölgeleri yönetemiyordu, yeraltına inen asilerin terör saldırıları istikrar sağlanmasını önlüyordu.
Esad’ın etrafındaki bazı kişiler kendisiyle ilgili hayal kırıklığı içindeydi, Şam’da bir saray darbesinin şartları giderek olgunlaşıyordu.
Rusya’nın kapasitesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komşusu Suriye’ye yığdığı ve yığacağı kara gücünü, herhangi bir başka kara gücüyle dengelemeye yetmezdi. Türk topçusunun üstün ateş gücünün karşısında duramazlardı. Türkiye’nin yapması gereken, İdlib sahasındaki Rus hava üstünlüğünün tam hava hakimiyetine dönüşmesini önlemekti. Bunun için bir Suriye uçağını düşürmek bile yeterli olabilirdi.
Rusya’dan sınır aşan bir mukabele gelirse NATO’nun desteği Türkiye’nin arkasında olacaktı.
ABD’nin İdlib’deki vaziyeti, Rusya’ya kaptırdığı Türkiye’yi geri kazanmak için fırsat olarak görmesi doğal.
Bununla kalmıyor elbette… ABD, Türkiye’nin Suriye’de kendisini içine düşürdüğü fevkalade zor durumu, Rusya ile sürdürdüğü ‘büyük güç rekabeti’nde Moskova’nın burnunu sürtmek için kullanmak istiyor.
ABD’nin amacı, Rusya’nın Suriye’de kazandığı zaferin maliyetini azami ölçüde ağırlaştırmak, tahammül edilmez bir noktaya getirmek.
Türkiye, izlediği fevkalade yanlış politikaların zincirleme etkisi sonucunda kendisini Suriye’de gerçek anlamda köşeye sıkıştırdı. İşte ABD, Rusya’ya karşı güttüğü, geçmişte Afganistan’da çok etkili olmuş bu politikanın başarısı için Türkiye’nin krizinden istifade etmek istiyor. Amaç, NATO’nun en büyük ikinci ordusunun Suriye’de savaşa sürülmesi. Kimin yumurtasının önce kırılacağı ise ABD’nin umurunda değil.
Mamafih Türkiye ile ABD arasında 2016’dan bu yana derinleşen tarihsel güven bunalımı giderilmeden, Suriye’de ABD’nin “Arkanızdayız” demesine de güvenilerek yürünecekse, Ankara’nın her iki adımda bir dönüp arkasına bakması gerekecek, ABD gerçekten arkasında mı diye…
Ve bir soru: ABD Ankara’daki muhataplarını arkasında olduğuna ve dolayısıyla Suriye’de Rusya’ya rağmen yürüyebileceğine ikna etmiş olabilir mi?
Bu yerinde bir soru, çünkü Ankara’dan verilen mesajlar, Suriye’deki rejimi yıkma heyecan ve hevesinin yeniden zuhur ettiği izlenimini uyandırıyor.
Misal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Şubat’ta partisinin TBMM grup toplantısında söyledikleri…
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey başkanlığındaki Amerikan heyeti Ankara’da görüşme halindeyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye’nin bölgedeki askerilerine ‘en küçük bir zarar gelmesi halinde, rejim güçlerinin İdlib’le ve Soçi Mutabakatı sınırlarına bağlı kalınmadan, her yerde vurulacağını, karada belirlenen sınırların ötesine kadar kovalanacağını’ ilan ediyordu.
Erdoğan’ın bu konuşmasından iki gün önce Suriye ordusu, İdlib’in doğusundaki Taftanaz Hava Üssü’ndeki Türk birliklerine top ateşi açarak beş TSK mensubunun ölümüne neden olmuştu.
Cumhurbaşkanının sözleri Suriye’yi bu tür saldırıların tekrarından caydırmaya yönelik bir uyarı olarak da değerlendirilebilir ama öyle görünmüyor, bu aslında savaş ilanı.
Ve bu savaş ilanının gereği, çok yakın gelecekte yerine getirilmek durumunda kalınabilir. Sözün özü, Türkiye’nin Suriye ile savaşa tutuşma ihtimali artmıştır.
Çünkü mevcut şartlarda Rusya ve Türkiye anlaşmaz ve İdlib’de bir ateşkesin yürürlüğe girmesini acilen temin etmezlerse, TSK ve Suriye Arap Ordusu arasında yeni çatışmaların vuku bulması neredeyse kaçınılmazdır.
Ayrıca, yine Erdoğan tarafından Suriye’ye, Soçi Mutabakatı sınırlarının gerisine çekilmesi için şubat sonuna kadar verilmiş süre var. Bu bir ültimatomdu.
Burada, İdlib’i ülkeye geri kazandırmak veya ilk hedef olarak en azından Lazkiye, Halep ve Şam arasındaki karayolu bağlantısını yeniden tesis etmek için ilerleyen Suriye ordusundan ve onun karşısında, bu harekatı ilk etapta durdurmak için kendi hükümetinin talimatı doğrultusunda İdlib’de mevzilenen TSK arasındaki karşıtlık söz konusu. Amaçlardaki bu zıtlığın çatışma üretmesi, alanın Suriye ordusunun ilerleyişi nedeniyle daralması sonucunda önlenemez hale geldi.
TSK 10 gün içinde İdlib’e iki tugaya yakın güç kaydırdı. Düşman kuvvetler iç içe geçmiş durumda. İdlib’in doğusunda ve güneyinde kalan TSK’ya ait tüm ‘gözlem istasyonları’ Suriye ordusu ve müttefikleri tarafından çevrelendi.
Ve üstelik sahada, Heyet Tahrir El-Şam gibi El Kaide uzantısı, kendi başına buyruk bir fanatik cihatçı grubun varlığı söz konusu.
Kendi haline bırakılacak bir vaziyet değil bu.
Soçi Mutabakatı ise çökmüştür.
Türkiye ve Rusya arasında daha fazla zaman geçirmeksizin yeni anlaşmaya varılması gerekiyor.
Bu olmaz ve ABD’nin arzuladığı senaryo gerçekleşirse karşımıza nasıl bir manzara çıkar?
Öyle görünüyor ki Rusya, ültimatomuna sadık kalıp saldırıya geçen Türkiye karşısında müttefiki Suriye’yi İdlib ve ötesinde kaderiyle baş başa bırakmayacak.
Türkiye ve Rusya’nın bu şartlarda çatışarak birbirlerine kayıp verdirmeleri ihtimal dahilinde olacaktır.
Türkiye ve Rusya, İdlib’de ateşkesi sağlamaz ve sahadaki yeni durumu gözeten bir anlaşmaya varmazlarsa Rusya’nın misillemesinin İdlib’le sınırlı kalacağını varsaymak ise mümkün görünmüyor. 24 Kasım 2015’te Rus Su-24 uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın uyguladığı yaptırımları anımsatmak yeterlidir.
Türkiye, Amerikan arzuları doğrultusunda İdlib’deki askeri ve siyasi pozisyonunu, yeni bir sığınmacı krizini önleme yönündeki mevzilenmenin ötesine taşırsa, bunun sonucu ABD’nin bir taşla üç kuş vurması olacak.
Birinci kuş Rusya, ikinci kuş Suriye, üçüncü kuş da Türkiye’dir.
Tartışılması gereken, İdlib ve ötesinde girişilecek yaygın bir harekatın askeri sonuçlarının ne olacağından ziyade, Suriye macerasının Türkiye’ye çıkaracağı çok boyutlu maliyettir.
Tuzağa düşüp düşmemek Erdoğan iktidarının, varsa, kalmışsa ferasetine bağlıdır.
Sığınmacı krizini önleme amacından sapan her türlü askeri harekat, sonunda Türkiye’nin içine dönecek bir bumerang etkisi yaratacaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020