Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’deki bir siyasi partinin lideri gibi konuşarak 16 Nisan’da “Hayır” oyu verenlerin kendisinden beklentileri olduğunu söyledi. Merkel’in bu sözleri, bir sürçü lisandan daha çok bir itiraf niteliği taşıyor. Alman Şansölye, Türkiye’deki muhalefetin liderliğini yaptığını itiraf ediyor, aslında bu sözlerle.

Alman Başbakan’ın sözleri, öteden beri Türkiye’deki muhalefetin Batı güdümünde olduğu eleştirilerini de doğrulayan nitelikte. 16 Nisan halk oylamasında “Hayır” cephesinin merkezi Almanya idi. CHP, HDP ve vesayet medyası, AK Parti’ye karşı Almanya’nın belirlediği, yönlendirdiği bir kampanyayı yürüttü.

Bu gerçeği aklı başında kimse reddedemez. Almanya’nın, muhalefet üzerinden Türkiye’nin iç işlerine müdahil olduğunu 16 Nisan halk oylaması sürecinde açık açık gördük, yaşadık.

Almanya, zaten uzun zamandır terör örgütü PKK ve HDP’nin siyasi merkezi durumunda. Türkiye karşıtı hareketler buradan yönlendiriliyor ve maalesef bu gerçek kimse için sır değil. Almanya, Türkiye’de 40 yıldır DEAŞ’lık yapan bir terör örgütüne militan ve finans desteği sağlamaktadır. Bunun yanı sıra örgütün siyasi uzantısının koordine edildiği yer Almanya’dır. Burada terör örgütüne sadece sunulan Alman desteğinden bahsetmiyoruz; PKK ve HDP, doğrudan Almanya tarafından yönlendirilmekte, kullanılmaktadır.

15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğramasının ardından Almanya’nın FETÖ için bir barınma üssü haline gelmesi tesadüf değil.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP’li yöneticilerin, FETÖ ve PKK’lıların ortak buluşma noktasının Almanya’yı kullanmaları kimseyi şaşırtmasın; patron veya üst akıl NATO’dur; 2. Dünya Savaşı’ndan beri bağımsız bir Alman devletinden bahsedilemez. NATO güdümünde bir hükümet ve lider var karşımızda.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, NATO adına Türkiye karşıtı faaliyetleri koordine etmekte sadece. Merkel’in görev ve sorumluluğunun ne olduğunu işte “Hayırcıların bizden beklentisi var” sözlerinden anlıyoruz.

NATO, Türkiye’deki muhalefeti ele geçirmiş durumda. Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş gibi siyasi kuklalar Almanya üzerinden NATO’ya hizmet etmekteler. CHP, HDP, PKK, FETÖ, DHKP-C Almanya üzerinden NATO hiyerarşisine bağlı çalışmaktalar.

Bugüne kadar “muhalefet” adı altında kutsadıkları yapılar aslında NATO’ya bağlı kukla örgütlerden ibarettir. CHP, HDP, PKK, FETÖ ve DHKP-C’nin dizginleri içeride değil, dışarıdadır. Ana muhalefet partisinin liderinin Almanya’ya bağlı çalıştığı, emirleri oradan aldığı net olarak ortaya çıkmıştır. CHP ister Kılıçdaroğlu’nu baş üstüne çıkarır, ister gönderir; bu kendilerinin bileceği iş. Ama bu saatten sonra Türk milleti için CHP’nin milli bir parti olmadığı, Batı güdümünde bir siyasi bir parti olduğu tartışma götürmez bir şekilde anlaşılmıştır.