Lale KEMAL

Türkiye kontrolden çıkıyor
22.08.2015
1806

 “Başkanlık sistemini getirmek için 400 milletvekili verilseydi, ülke kaosa sürüklenmezdi,” mealinde konuşanlar, kişisel ikbal uğruna Türkiye üzerine çok büyük kumar oynuyorlar.

Olası bir erken seçime kadar geçecek kısa sürede de, dar çıkarlar uğruna çok daha büyük olayların çıkartılabileceği endişesini taşıyorum.

Şehit cenazelerinde, evlatlarını kaybedenlerin, iktidara yönelik suçlamaları, yandaş medya görmese de tüm Türkiye'den duyuluyor, feryatları, vicdan sahiplerinin uykularına giriyor.

30 yıl süren çatışmalarda evlatlarını kaybedenlerin yıllar sonrasında dahi bitmesi mümkün olmayan acılarının derinliğine, birkaç yıl önce dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ün, Çankaya Köşkü'nde şehit aileleriyle buluşmasında tanık olmuştum. Köşk'ün kabul salonu, kaybettikleri evlatlarının adlarının okunmasıyla baygınlık geçiren, çığlık atan annelerin haykırışlarıyla çınlıyordu. Daha 10'lu yaşlarda PKK'ya kaptırdıkları evlatları ölen analar da bu acıyı yüreklerinde sessizce taşıyor.

Bugün yeniden başlayan çatışmalarda, evlatlarını kaybeden annelerin, babaların, kardeşlerin, eşlerin acıları da onlarca yıl dinmeyecek. “Baldıran zehri içerek ölümüne,” deyip, meseleyi siyaseten çözme iradesini sürdürmek yerine yeniden çatışmaların başlamasına izin vermeye değer miydi?

Artık yalnızca düştüğü ocağı söndürmeyecek, hepimizi farklı yollarla derinden sarsacak bir sürece girdik. 21'inci yüzyılda terör sorununu, siyasi yollarla çözme iradesine sahip olmayan bir ülke olarak tarihin karanlık sayfalarına geçmiş olmamız bir yana ülke hızla kaosa sürükleniyor.

Ama bir bakıyorsunuz, sorunun demokratik yollarla çözümüne katkı vermesi elzem olan siyasi aktörlerden biri, yangına körükle gitmeyi tercih ediyor, sıkıyönetim ilanı çağrısıyla, bir yıkım senaryosunun yeniden dolaşıma sokulmasını talep ediyor.

Ülke sorunlarını demokratik siyasetle çözme iradesini ortaya koymamış olan ve ancak son zamanlarda, vesayetçilerin değil halkın partisi olması gerektiğini idrak etmiş bir ana akım muhalefet partisi yüzünden vatandaş, yıllardır AKP'ye mahkûm ediliyor.   

7 Haziran'da seçmen, AKP'ye tek başına iktidar olma şansını vermeyerek kısmen uyandığında ise ne yazık ki iş işten çoktan geçmişti. Zira devlet olanakları kullanılarak sistem öylesine kurgulanmıştı ki, ya yine tek başına iktidar olunacaktı ya da bu iktidar, kendilerinden başka kimseye yar edilmeyecekti.

Ama acaba, bugünün muktedirleri, olağan yöntemlerle sandığa gidildiğinde yeniden iktidar olma amaçlarına kavuşabilecekler mi? Anketler, bugün için olası bir erken seçimde sonuçların, büyük ihtimalle, siyasilere, “Koalisyon kurup, ülkenin çığ gibi büyüyen sorunlarına birlikte çözüm bulun,” diyen vatandaş iradesinin çıktığı 7 Haziran seçimlerinden farklı olmayacağını gösteriyor.

Ancak, güneydoğu illerinin, artık savaş alanına döndüğü manzaralar eşliğinde her gün bir değil 7 ya da bilemedin 8 şehit cenazeleri, haykıran analar ve ekonominin alarm sinyalleri verdiği bir arka planla,  AKP'nin, bırakın az bir oy farkıyla yeniden iktidar olma şansını, belki de CHP'nin bile altına düşebilecek bir noktaya gittiği görülüyor.

Hatırlayın, vatandaş, derin yolsuzluklar ve cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine tepki olarak 2002 yılında AKP'yi iktidara taşımıştı. Aynı nedenlerle ve şiddet dönemlerinin geri döndüğü bir arka planla, yeniden iktidar hayal.

Hayal hayal olmasına ama Türkiye kontrol dışına çıkıp bir yerlere toslayabilir, sorumluluk sahipleri buna izin vermemeli, pusuda elini ovuşturup bekleyenlere karşı uyanık olunmalı. [email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar