Lale KEMAL
New York kent merkezi ve Lincoln meydanı önündeki geniş alanda, kalabalık bir gençlik grubunun, kulağa hoş gelen bir müzik eşliğinde ve Türk bayraklarının dalgalandırıldığı bir ortamda dans ettiği bir video var, izlediniz mi? İzlemediyseniz, şu linki, https://www.youtube.com/embed/s93yYPJbNIA, tıklayın ve izleyin.
Bu dans gösterisinin Türkiye'de dikkat çekmemesi ilginçti; ne de olsa dünya devletlerini bir araya getiren Birleşmiş Milletler'e ev sahipliği yapan bu kentte, gençler, sırtlarında beyaz renkle, #barışta ortak (Partner in peace), #gelecek100 yıl (Next 100 years) yazılı kırmızı tişörtleriyle, Türk bayrakları eşliğinde dans gösterisi yapıyorlardı. Performansın bir yerinde, dans eden grubun üzerinde dev bir Türk bayrağı dalgalandırılırken, çevredekiler de yine Türk bayrağı motifli kırmızı şemsiyelerini açıyorlardı.
Zannediyorum performans Türkiye'de sansüre uğradı. Zira, bu barış için dans performansını, Türkiye'de giderek derinleşen insan hakları sorununa dikkat çekmek amacıyla demokratik gruplar örgütlemiş. Video açıldığında sol köşede, “ChangeForProgress”, (İlerlemek için Değişim) ibaresi görülüyor. “Barış için performans” yazısıyla açılan sitede dans gösterisinin sonu, “Bize katılın” çağrısıyla sonlanıyor.
Bu danslı gösteri, dünyadaki demokrat insanlar nezdinde Türkiye'nin az da olsa bir kıymeti olduğu, Türkiye'nin barışa ihtiyacı olduğuna yönelik farkındalığın bir yansıması. Ama üzücü tarafı; Türkiye'nin, ifade özgürlüğünün çiğnendiği ülke olarak anılıyor olması. Türkiye insanının, ülkeyi adeta uçuruma sürükleyen bu kötü gidişat karşısındaki duyarsızlığı ise insanın içini acıtıyor. Dünyanın dört bir yanından akademisyenler, şiddetli baskıya maruz kalan çoğu Türk 1.128 akademisyen için dayanışmanın sembolik değerini de göstermek adına 1.128 imzalı destek bildirisi yayımladı. Bu olay, küçük haberler şeklinde yerini aldı, toplumda tık yok. Herkes, “kendi mağdurunu” kolluyor. Dünya, Türkiye'deki kötü gidişatı biliyor ama dünyaya bel bağlamayalım. “Dünya gelir, beni kurtarır” beklentisine kapılmayalım, bu anlayışla demokrasi gelmez. Demokrasi ancak kendi mücadelemiz sonucu gelir, dış dünya ancak kolaylaştırıcı rol oynar. Bu bel bağlama hali, devletlerarası ilişkilerin temelini oluşturan çıkar ilişkilerinin doğasına aykırı. Avrupa Birliği gibi ABD de, Türkiye'deki karar vericiler üzerinde insan hakları ihlalleri konusunda yeterince caydırıcı olmuyor, olamaz da. İşbaşındaki hükümetlerle, ülkelerinin çıkarları adına politika izlediklerinden o iktidarın antidemokratik uygulamaları üzerinde fazla baskı yapamazlar, aksi takdirde işleri zorlaşır. Nitekim, Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'deki insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için değil, ülkesinin bölgesel çıkarlarını zedeleyici tutumuna karşı Ankara'ya ayar vermek adına yakınlarda ülkemize geldi. Biden, Suriyeli Kürt grup PYD'nin katılmasına karşı çıkarak Suriye'ye barış umudunun adresi Cenevre görüşmelerini sabote etmemesi için kibarca Ankara'yı uyardı. Cuma gününe ertelenen Cenevre görüşmeleri yine yapılamazsa, Washington, Ankara'ya, “Bu görüşmeleri sensiz de yaparım, BM Güvenlik Konseyi'nden bir karar çıkartır, yine yaparım.” diyebilir. Yine Biden, Ankara'yı, Irak'ta Başika kampına asker sevkiyatı ile tek yanlı politikalarından vazgeçirmek ve IŞİD denilen terör belasıyla etkin mücadele etmesini sağlamak için Türkiye'ye geldi. Bu arada, hak ihlallerine yine de duyarlı oldukları mesajı vermek için bazı gruplarla görüştü. İnsan hakları ihlallerine demokratik dünyanın tepkisi, uzun vadede etki edebilir, zira bu ihlaller bir kenara yazılır sonrasında hesabı sorulur. Kısa vadede, ekonomiye, turizme etkisi zaten hissediliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016