Lale KEMAL
Türk-Amerikan ilişkileri hep inişli çıkışlı olmakla beraber bölgesel menfaatler sonuçta bu ilişkileri vazgeçilmez kılıyor. ABD’nin, 1991’de koalisyon güçleriyle birlikte Kuveyt’i işgalini sonlandırmak için Irak’a başlattığı saldırı sonrası İncirlik Üssü’nde konuşlanan Çekiç Güç, merkezî Bağdat yönetiminin baskılarından Iraklı Kürtleri korumak amacıyla oluşturulmuştu. Zaman içinde ortaya çıktı ki, askerî işlevi olan Çekiç Güç sayesinde Kürtler, bugün Kürdistan Bölgesel Hükümeti adı altında bağımsızlığa yakın özerk statüye artık kavuştular. Özellikle TSK, Türkiye toprakları üzerinden faaliyet gösteren Çekiç Güç’ün, Kürtleri güçlendirmesinden hep ABD’yi sorumlu tuttu. Belki de Türk-Amerikan ilişkileri, Washington’un, Kıbrıs harekâtına tepki olarak Türkiye’ye silah ambargosu koyduğu 1970’li yılların ikinci yarısından sonraki en düşük seviyesine indi.
Çekiç Güç sayesinde PKK da, Kuzey Irak’taki güç boşluğundan yararlanarak artık bu bölgeye yerleşmeye başlamış, kontrol edilemeyen sınırlardan Türkiye’ye sızarak eylemlerini arttırmıştı. Türk-Amerikan ilişkileri, 1991 birinci Körfez harekâtıyla yalpalamış, ABD’nin 2003 mart ayındaki Irak harekâtıyla artık en düşük seviyesine inmişti. Zira, 2002 yılı kasım ayında iktidara gelen çiçeği burnunda AK Parti hükümeti, askerî vesayetin ağırlığını olanca gücüyle hissettirdiği böylesi bir dönemde TSK’nın, önemli bir dış politika alanında ayağını kaydırmaktan çekinmeyeceğini hesaplayamamıştı. Bu hesap hatası, Amerikan güçlerine Türkiye toprakları üzerinden Irak’a saldırı için ikinci cephe açılmasını öngören tezkerenin çok az bir oy farkıyla parlamentoda reddedilmesiyle sonuçlanmış faturayı da AK Parti’ye çıkartmıştı.
Oysaki Amerikan güçlerinin, Türkiye topraklarını Irak’a ikinci cephe açarak kullanmaları birçok açıdan Türkiye’nin çıkarına idi. En başta da PKK’nın, Kuzey Irak’ta iyice yerleşmesini önleyecek ve Türkiye ve ABD’nin terörle mücadele alanında da birlikte hareket etmelerini sağlayacaktı.
Seçilmiş olmakla birlikte askerin başı çektiği sorumlulukları olmayan bürokratların kontrolünde ülkeyi sözde yönetmekte olan muktedir olmayan hükümetler, yukarıda belirttiğim tuzaklara bu ülkede çok düştüler.
AK Parti iktidarı, 2007 sonrası ikinci döneminde, artık tüm komşularıyla ilişkileri geliştirirken gelişmelere tepki vermekle sınırlı olan geleneksel pasif dış politikadan aktif dış politika uygulamasına geçmeye başlamıştı. İktidarının ilk dönemindeki en önemli dış politika başarıları, Kıbrıs sorununun çözümünde aktif rol alması ve artık “çözümsüzlük çözümdür” zihniyetini sonlandırması olurken şimdi artık duraklama dönemine giren AB ile tam üyelik müzakerelerine 2005 yılında başlaması oldu.
Ancak, Türkiye-İsrail ilişkilerinin gerilmeye başlaması ve Ankara’nın başta İran diğer komşu Müslüman ülkelerle ilişkilerini geliştiriyor olması ABD’nin, bölgesel çıkarlarını korumak amacıyla ihtiyaç duyduğu Türkiye gibi bir müttefiki kaybetmekte olduğu algısına kapılmasına yol açtı. Bu doğru bir algı değildi, zira Türkiye, sırtını Batı’ya çevirmiyor ama Batı’nın her dediğini yapan sadık müttefik konumundan ulusal çıkarlarını daha fazla gözeten bölgesel bir güç olmaya çalışıyordu.
Kuzey Afrika’nın bazı ülkeleri ile Ortadoğu’da bu yıl başlarında diktatörlere karşı başlatılan halk ayaklanmaları, Türkiye’nin yanıbaşındaki kendisi gibi Müslüman olan coğrafyada izlemekte olduğu aktif politikasını daha önemsenir hale getirdi. 80’li, 90’lı yıllarda, Filistin-İsrail sorununun çözümü için yanıbaşımıza gelip de kapımızı çalmayan Amerikan üst düzey yetkilileri ile artık bizim hükümet yetkilileri sık sık görüşür oldular.
Türkiye’nin, birkaç ay önce, adını zikrettirmek istemese de yanıbaşındaki başta İran nükleer silah heveslisi ülkeleri caydırma amaçlı ABD öncülüğündeki NATO’nun Füze Kalkanı projesinde erken uyarı radarına ev sahipliği yapmayı kabul etmesi, Washington’un, “Ankara sırtını Batı’ya döndü” algısını ortadan kaldırmasında önemli rol oynadı. Türkiye, radara evsahipliği yapmayı kabul ederek esasen, askerî açıdan güçlü olmadığı bu alanda ittifak ile işbirliği yaparak ulusal çıkarlarını korumayı hedefliyordu ama nihayetinde kararı siyasiydi. Artık Türkiye, NATO’nun en zayıf halkası ülke konumundan çıkmış oldu.
ABD, Füze Kalkanı projesine onay veren Türkiye’yi ödüllendirdi ve İsrail ile ilişkileri gerildiği için Ankara’ya silah sevkiyatına birkaç yıldır karşı çıkan Kongre’yi ikna etti. Şimdi Türkiye, PKK ile bitip tükenmez mücadelesinde, yine bitmek tükenmek bilmeyen saldırı helikopteri açığını ABD’nin vereceği üç adet Super Cobra ile gidermeyi planlıyor.
Türk-Amerikan ilişkilerinde salt askerî eksenli olan ilişkiler siyaseti, ekonomiyi de içine alacak şekilde siyasi iradenin kontrolünde gelişirken, Ankara’nın başta Washington’dan silah tedarikinde dışa bağımlılığı dış politikasının zayıf halkası olarak karşımızda duruyor. Bir de tabii askerî vesayetin, gerilese de varlığını sürdürüyor olması.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016