Lale KEMAL
Başbakan Erdoğan’ın inisiyatifiyle bir yasa maddesi çıkartılarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasının önlenmesiyle birlikte AK Parti ve Gülen Hareketi arasındaki dayanışma yerini ayrışmaya bıraktı. Hareket’e yakın duran isimler, MİT’in, kendilerini izleyip, fişlediğini ve bunu bir rapor olarak Erdoğan’a sunmakta olduğunu ileri sürerek, bu durumdan kaynaklanan sıkıntılarını uzunca süredir AK Parti nezdinde dile getiriyorlardı. Bu iddialar ne kadar doğru bilemiyorum ancak halen kadrolarının önemli bölümü asker mantığıyla hareket ettiği belirtilen MİT’in, yeniden yapılandırılması bir türlü gerçekleştirilemedi.
Erdoğan’ın, kendisine yakın bir ismi MİT’in başına getirmesiyle, bu kurumun, demokratikleşme arayışındaki Türkiye’ye hemen ayak uyduracağı beklentisi içine girmek ne kadar yanlışsa TSK’nın başında, siyasi iradeye saygılı bir duruş sergileyen Orgeneral Necdet Özel bulunduğu için her şeyin güllük gülistanlık olduğu düşüncesine kapılmak da kaygı verici.
MİT’in, Türkiye’yi ileriye taşıyacak bir istihbarat örgütüne dönüşmesi keza TSK’nın, asli görevi olan yurt savunmasına odaklanmasını sağlayacak köklü yasal reformlar yapılmadıkça, bu kurumlardaki derin devlet refleksi, iktidardaki en ufak bir yalpalama ânında kendisini göstermekten kaçınmayacaktır. Yasadışı ortam dinlemesi yoluyla elde edildiği için fazla detayına girmek istemediğim kimi sanık generallerin, bazı gazetelerde yayımlanan sözleri, adeta intikam hırsı ile yanıp tutuştuklarını gösteriyor. Diğer yandan, zaman zaman karşılaşıp sohbet imkânı bulduğum bazı muvazzaf generallerin de, kızgın, öfkeli bir ruh hâli içinde olduğunu söylemek mümkün. Bu generaller, sanık durumundaki meslektaşlarının, ne yazık ki tamamen suçsuz oldukları inancı içindeler; yanılgı içinde olduklarını, darbelerin ve darbe teşebbüslerinin suç olduğunu ve artık bu suçu işlediklerinden şüphelenilen kişilerin yargı önünde hesap vermesi gerektiğini anlamakta zorlanıyorlar. Tüm sanıklar, bırakın tutuksuz yargılanma imkânının sağlanmasını genel af ile tahliye edilmeleri beklentisi içindeler. Bu noktada dikkat çekilmesi gereken husus, ister intikam hırsı ile yanıp tutuşan askerler isterse orduda adaletin eşit dağıtılmadığına inanan mağdur askerler olsun tümü, siyasi iradenin, artık bu ülkede ilelebet ordusunu, demokratik kontrolü altında tuttuğunu görmelidir ki, kimilerinin siyaseti yeniden yönlendirme ve yeniden darbe planları yapabilecekleri bir ortam oluşmasın.
Gerek Liberaller gerekse Gülen Hareketi mensuplarının ortak endişesi, hükümetin, darbe yapan ya da darbe teşebbüsü suçlarını işledikleri iddialarıyla sanık durumunda olan asker kişilere, bu suçlara bakan Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) yetkilerini sınırlandırma yolunda yapacağı bir yasal düzenlemenin, nihai durumda bir affı getirmesi olasılığı. Aslında hükümetin, ÖYM’de yapacağı düzenlemeler ile kendini topuğundan vuracağı kaygısı, AK Parti içinde de dillendiriliyor.
Sanıklara genel af yolu açılır mı, bilemem ancak hükümetin, CMK 250’deki kimi düzenlemelerle, darbe sanıklarının tutuksuz yargılanmaları yolunu açmayı planladığı zaten konuşuluyor.
Orgeneral Özel’in, Erdoğan’a, “TSK’nın siyasi rolünü zayıflatmış olan hükümetin, ancak orduya, devlet güvenliğini sağlayan bir askerî güç olduğu vurgusunu yapması ve bu yolla moral aşılaması” telkininde bulunduğu duyumlarını alıyorum. Kimi emekli generallerin, yabancı diplomatlarla görüşmelerinde, “Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a, silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması yöneltilirken bir yandan da TSK mensuplarının PKK terör örgütü ile mücadelede yaşamlarını riske attıklarına” dikkat çekerek, bu mücadeleyi zayıflatmak zorunda kalabilecekleri gibi aba altından sopa gösteren yorumlar yaptıkları bana aktarılıyor.
Başbakan Erdoğan’ın, yukarıda alıntıladığım gelişmeleri de gözönüne alarak, yasal düzenlemelerle kimi sanıkların tutuksuz yargılanmaları yolunun açılmasına destek verdiği belirtiliyor. İşlendiği öne sürülen suçlar farklı da olsa, Erdoğan’ın, Fidan’ı yasal koruma altına almasının darbe teşebbüsü sanıklarına ilham verdiği ve bir süredir, bu sanıkların, benzer ayrıcalığın kendilerine de sağlanması için TSK üzerinden girişimde bulundukları spekülasyonları yapılıyor.
Erdoğan’ın, CMK’da düzenleme yapılacağı yolundaki sözlerinin ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, ÖYM’nin görev alanlarını düzenleyen CMK 250’de düzenleme olmayacağı yolundaki sözleri, gerçi biraz kafa karıştırdı. Keza, Arınç’ın bu açıklamalarından kısa süre sonra parti ileri geleni Ömer Çelik’in, bir televizyon programında, “Yok denildi ama Başbakan’ın ifade ettiği şekliyle çalışmalar sürüyor” demiş olması, düzenlemeye ilişkin soru işaretlerini arttırdı. Ama CMK 250 konusunda bir çalışma var.
Türkiye’de artan biçimde hak ihlallerinin yaşanmaya başlanmış olması da iktidarın, Gülen Hareketi’nin yanı sıra Liberal kanadın desteğini de yitirmeye başladığının önemli işaretleri.
Bazı AK Parti kurmayları, “İktidar bu her iki kesimden destek kaybına uğrarsa oyları önemli ölçüde azalır, siyasi istikrar giderse sıcak para da gider, ekonomi kırılgan” uyarısında bulunuyorlar.
Erdoğan’ın, gerek 12 Eylül 2010 referandumu gerekse 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde aldığı yüzde 50 ve üstü oylarda, Liberal kesim ve Gülen Hareketi’ne yakın duranların paylarının yüksek olduğunu hatırlarda tutmakta yarar var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016