Levent Gültekin
İktidarın kimi destekçileri, ülkede giderek artan Arap karşıtlığına karşı geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir kampanya yaptı.
Kampanyanın temasını ‘din kardeşliği’ ve ‘ümmet birliği’ üzerine kurdular.
Amaç gayet anlaşılır olsa da dile getirdikleri ‘ümmet birliği‘ ve ‘din kardeşliği‘ vurgusu bana göre gerçeklikten hayli kopuk.
İş turist düşmanlığına kadar vardı
Bu konuya geçmeden önce kampanyanın amacına yönelik birkaç cümle etmek istiyorum.
Ülkemizde ciddi bir düzensiz göçmen ve mülteci sorunu var.
İktidar bu soruna yeterince ilgi göstermiyor.
Göstermediği gibi tam tersine vatandaşlık satmak gibi politikalarla mülteci akınını teşvik edici bir yaklaşım içinde.
Düzensiz göçmen ve mülteci akınının yarattığı endişe doğal olarak toplumda bir gerginliğin de oluşmasına neden oluyor.
Sorunun yarattığı öfkeyi iktidara değil de mültecilere yöneltmek hem toplumsal barışı tehdit eder bir hal aldı hem de meseleyi bir Arap, hatta turist düşmanlığına kadar taşıdı.
Turist karşıtlığının ülke ekonomisine vereceği zarar göz önüne alındığında, iktidarın kimi mensuplarının yaptığı kampanyanın amacı anlaşılır oluyor.
Başka bir ırkçılık
Fakat dediğim gibi amaç anlaşılır olsa da kampanyanın içeriği bir hayli sorunlu.
Temalar ‘ümmet birliği’ ve ‘din kardeşliği‘.
Düzensiz göçmen ve mülteciler üzerinden yükselen ırkçılığa, ayrımcılığa karşı ‘din kardeşliği’ önererek esasında başka bir ırkçılık veyahut ayrımcılık yapıyorlar.
Irk üzerinden yapılan ayrımcılığa karşı ileri sürdükleri çözüm din ayrımcılığı.
Yani ‘Araplara insan oldukları için değil, Müslüman oldukları için müsamaha göstermeliyiz’ gibi tuhaf bir yaklaşım içindeler.
Irka değil ama dine dayalı bir ayrımcılık önererek başka bir ırkçılık, ayrımcılık yapıyorlar.
Tarihi yanılsama
Diğer yandan önerdikleri din kardeşliği de bana göre tarihi bir yanılsama.
Çünkü tarihte ve günümüzde yaşanan olaylar, dinin insanları birbirine kardeş yapmadığını, yapmaya yeter bir değer olmadığını bize açıkça gösteriyor.
İslam ‘Müslümanlar kardeştir’ diyerek bir öneride, teklifte bulunsa da bunun uygulamada pek mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.
Din insanlara bir kardeşlik duygusu verse de bu duygunun etkisi ancak bir çıkar çatışması başlayana kadar sürüyor.
Çıkarlar, kazanımlar devreye girdiğinde kardeşlik duygusundan eser kalmıyor.
Örneği çok
Bunun tarihte onlarca örneği var.
İktidar ve makam gibi çıkar çatışmaları devreye girdiğinde, Müslümanlar ‘kardeşim‘ dedikleri insanların kanlarını akıtmakta bir dakika bile tereddüt etmediler, etmiyorlar.
Mesela İslam’ın ilk yıllarındaki dört halifeden üçü ‘din kardeşleri‘ tarafından öldürüldü.
Yani din insanları kardeş yapabilseydi, Hz. Ömer ile Hz. Osman’ı, Hz. Ali ile Hz. Peygamberin eşi Hz. Aişe’yi ve taraftarlarını kardeş yapardı.
Yapamadı ve hepsi de makam ve iktidar için birbirlerini öldürdü.
İslam’ı en iyi anladıklarını düşündüğümüz Hz. Muhammed’in yol arkadaşları sahabeleri bile kardeş yapmayı başaramamış bir dinin günümüz insanlarını kardeş yapacağını sanmak, bana göre büyük bir safsatadan başka bir şey değil.
Bir İslam, binlerce Müslümanlık
Diğer yandan din kardeşliğinin önündeki en büyük engellerden biri de dinin farklı şekilde yorumlanması.
Yani bir tane İslam varsa binlerce de farklı Müslümanlık anlayışı var.
Her farklı yorumu benimseyen grup bir ötekini ya gerçek Müslüman kabul etmiyor ya da düşman olarak görüyor.
Birbirinin yorumunu beğenmeyen hatta düşman gören bunca cemaatin, bunca tarikatın, bunca örgütün, bunca farklı din anlayışının geliştiği, kendi içlerinde örgütlendiği bir dünyada tek bir din anlayışından bahsetmek de o dine uygun bir kardeşlik duygusunun oluşacağını düşünmek de kuru bir hayalden ibaret.
Erdoğan ile Gülen kardeş olamadıysa…
Mısır’daki bir İslamcı örgüt Türkiye’dekileri, Türkiye’deki kimi İslamcılar Suudi Arabistan’dakileri, İran’daki İslamcılar Sünni ülkelerdeki İslamcı hareketleri gerçek Müslüman kabul etmiyor, hatta El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi örgütler aracılığıyla birbirlerini öldürüyorlar.
Diyanet’in verdiği bilgiye göre dünyada öldürülen her 10 Müslümandan 9’unu yine Müslümanlar öldürüyor.
Ortada böyle bir tablo varken din kardeşliğinden bahsetmek pek akılla izah edilebilir bir yaklaşım değil.
Üstelik din yorumundaki bu farklılık ülke farklılığıyla da sınırlı kalmıyor.
Aynı ülkede farklı gruplar da birbirinin din anlayışını kabul etmiyor, hatta yok edilmesi gereken düşman olarak görüyor.
Mesela bizim ülkemizde bile yüzlerce farklı Müslümanlık anlayışı var.
Ülkemizdeki Müslümanlarla bile kardeş olmayı başaramayan kimi dindarlar farklı ülkelerdeki hiç tanımadıkları insanlarla kardeşlik duygusu geliştirebilecekleri gibi bir yanılgıya düşüyor.
Mesela Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen’i kardeş yapmayı başaramayan din bütün dünyadaki Müslümanları mı kardeş yapacak?
Ya da Cübbeli Ahmet ile Hayrettin Karaman’ı, Nurcular ile Süleymancıları, Kadri tarikatı ile Nakşibendi tarikatını, kendi yobazlığını dindarlık sanan Halil Konakçı, Ebubekir Sofuoğlu gibiler ile kimi AK Partilileri bile kardeş yapmayı başaramayan din bütün dünyadaki Müslümanları mı ümmet birlikteliği altında toplayacak?
Hal buyken kendi ülkesindeki insanlarla bile kardeşlik duygusu geliştiremeyen kimi iktidar mensuplarının bütün Araplara kardeşlik çağrısı yapmaları ve bunun da işe yarayacağını düşünmeleri hakikaten çok tuhaf.
IŞID dahil mi?
Dahası ümmet ve İslam kardeşliği önerisi El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi örgütlere gönül vermiş milyonları da kapsıyor mu?
Dünyadaki kaç Müslüman böyle bir din anlayışına sahip insanlarla kardeş olmak istiyor ki?
Dediğim gibi tüm bunlar safsatadan başka bir şey değil.
Farklı ülkelerle, farklı toplumlarla ilişkileri din, kimlik ve mezhep gibi gerçekçi olmayan değerler üzerinden ele alan bir yaklaşımı değil, insanı, dahası ülke ve insanlık yararını temel alan, iyiden, güzelden, doğrudan yana olan, kötünün, çirkinin ve yanlışın da karşısında duran bir anlayışı benimsemeliyiz.
İnsanları şu dinden, şu mezhepten, şu kimlikten diye ayırmak ve buna göre bir tutum benimsemek, çağdışı bir yaklaşım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023