Mahmut ÖVÜR
Siyaset arenasında sert bir "Türkiye nereye gidiyor?" tartışması sürse de Türkiye'nin ana rotası belli: "Sivilleşme" ve "normalleşme."
Askerlerin elini çektiği, sivillerin etkin olacağı yeni bir döneme doğru gidiyoruz.
Sivil bir anayasa ihtiyacı da bunu gösteriyor. Zaman alacak ama Türkiye, idari yapısından adalet sistemine, siyasi parti yapısından ordunun işlevine kadar baştan sonra yeniden kurgulanıyor ve yenileniyor.
Peki, Türkiye'nin iş ve ticaret dünyası bu konuda ne yapıyor, kendisini yeniliyor mu?
Bu alanda neler olup bittiğini anlamak için iş dünyasının örgütlerine bakmak yeterli. En başta da sanayi ve ticaret odalarına...
Türkiye'nin en dinamik ve parasal açıdan güçlü kesimleri bu örgütlerde temsil ediliyor. Ancak en yavaş değişen örgütler de bunlar.
Peki, ne yapar bu örgütler? İlk bakışta üyelerinin hakkını savunur görünüyor ama yakın tarihimiz tersi örneklerle dolu. Daha sivil daha özgürlükçü olması gereken sanayi ve ticaret odaları, ne yazık ki hep devletçi tavır sergilemiş toplumun yanında değil "kutsal devlet"in yanında olmuştur.
Parasal ve siyasal güçlerini de hep devletin hizmetine sunmuşlardır. Türkiye'de her ilin sanayi ve ticaret odası var. Sadece İstanbul Ticaret Odası'nın üye sayısı 250 bin. TOBB gibi TESK gibi güçlü tepe örgütlerinin sayısı ve gücü daha da fazla.
Odaların özellikle darbe dönemlerinde darbecilerin meşruiyet kazanmasında ciddi katkısı var. 28 Şubat sürecinde "5'li çete" olarak askerlere destek vermeleri en tipik olanıdır.
Bu yapıları nedeniyle "sivil toplum örgütü" sayılmaları ne yazık ki kimseyi şaşırtmadığı gibi tartışılmıyor da...
Odalar sadece bu yanıyla değil, işlevleri açısından da sivil toplum örgütü olmanın çok uzağında... Bu gerçeği bir süre önce Taşyapı'nın sahibi Emrullah Turanlı kamuoyunun gündemine taşımıştı.
Ben de geçen hafta kısaca yazdım. Ama bu devam etmeli...
Bu nedenle bir kez daha Turanlı ile konuştum.
Turanlı çok basit bir noktada yola çıkıyor ve önemli bir soruyu gündeme taşıyor:
"Ticaret odalarının tek kriteri var, sivil toplum örgütü olmak. Eğer bu odalar sivil toplum örgütü ise üyelik mecburi olmaz. Üyelik mecburi ise bunlar sivil toplum örgütü olmaz. Bu netleşmediği için ortaya rezillikler çıkıyor."
Turanlı bu tespiti yaptıktan sonra şöyle diyor: "Peki, bu odalar ne yapmalı? Bu ülkenin sanayicisini dünyayla entegre etmeli. Sempozyumlar, konferanslar, etkinlikler düzenlemeli. AB'li, ABD'li Asyalı ve Afrikalı işadamını bu ülkeye çağırmalı. Bizi de oralara götürmeli. Enerjisini Türkiye'nin ihracatını 1 trilyon dolara çıkartmaya harcamalı."
Elbette mevcut odalar da bu tür girişimlerde bulunuyor ama Turanlı'ya göre ticaret yapmaları bu girişimlerini gölgede bırakıyor: "Odalar asli işlerini yapmadığı için kalkıp üyelerine rakip oluyorlar.
Olacak şey değil. Dünyada eşi benzeri olmayacak bir rezillik bu...
Dünyanın hiçbir yerinde halktan toplanan paralarla ticaret olmaz. Eğer bunlar ticaret yapmaya meraklıysa buyursun kendi şirketlerini kursunlar.
Niye oda başkanı oluyorlar?"
Türkiye yeni bir toplumsal sözleşmeye doğru giderken TOBB, İTO ve ATO gibi büyük kuruluşların işlevleri de yeniden ele alınmalı ve gerçek sivil toplum örgütlerine dönüşmeliler.
Belki o zaman iş dünyasından daha çok "demokrasi ve özgürlük" sesleri yükselir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019