Siyasetin kavgalı görüntüsüne rağmen Türkiye toplumunun "Yeni Anayasa" yapma arzusu ve heyecanı sürüyor.
Bu gerçeği pazar günü Bursa'da TOBB'un öncülüğünde, 4 siyasi parti temsilcisi ve 13 sivil toplum örgütünün katıldığı ve destek verdiği "Anayasa Platformu/Türkiye konuşuyor" toplantısında bir kez daha gördüm.
Toplantıya TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'yla birlikte gittim. Hisarcıklıoğlu 2001'den beri TOBB olarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olduklarını ancak ilk kez bu çalışmaların halkla birlikte ete kemiğe büründüğünü söylüyor. Ve bunun yarattığı heyecanı şu sözlerle anlatıyor:
"Şu ana kadar 8 ilde anayasa toplantıları yaptık. Yoğun ilgi var. Vatandaş başlangıçta inanamadı ama şimdi 'yeni anayasa için ben de varım' diyor. Bir buçuk milyona yakın üyemiz var. Yüzde 85'i yeni anayasa istiyor."
Doğrusu TOBB'un anayasa toplantılarının klasik toplantıları aşamayacağını düşünmüştüm. Ama Bursa Atatürk Kültür Merkezi salonuna girdiğimde toplantının farklı olduğunu gördüm. Farklıydı çünkü ilk kez son yıllarda Amerika, G. Afrika ve İzlanda'da toplumsal sorunlara halkın katılımını sağlamak için devreye sokulan "halkla birlikte" yapma yöntemi uygulanıyordu. Bu da "müzakereci demokrasi" dönemi olarak niteleniyordu.
Nasıl yapıldığına gelince...

Dünyalılaşıyoruz...
Toplantı yapılacak ile gitmeden önce 70 ile 110 bin kişiye SMS mesajı gönderiliyor: "Anayasa sürecine katılmak ister misiniz?" Başlangıçta kimse inanmamış ama şimdi yoğun başvuru var. Geri dönüş yapanlar -kimi illerde 10 bine ulaşıyor- arasından 500 veya 1000 kişi seçiliyor.
Bursa'da yaklaşık 750 kişi vardı. Üçte biri kadın... Toplumun her kesimini ve her yaş kuşağını orada görmek mümkün. Masalarda herkesin oy vereceği bir uzaktan kumanda aleti var.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu açış konuşmasını yapıyor. Sonra Meclis Başkanı Cemil Çiçek, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri 5 dakikayı geçmeyen konuşmalar yapıyor.
Sonra söz halkın... Birkaç masada tartışmanın nasıl geçtiğini izledim. Pazar gününü feda edip gelen bu insanların ne istediğini belki de en iyi yanımda oturan bir berber anlatıyordu:
"Hâlâ inanmıyorum ama beni anayasa yapmak için çağırmaları hoşuma gitti. Görüşümüzü sormaları, değer vermeleri iyi bir şey..."