Markar ESAYAN
Eğer ahlaklı ve ilkeli olsalardı, gözlerini olan biten bunca kritik gelişmeye kapatmaz ve gerçeği aramak için istekli olurlardı. Hükümeti eleştirirler ama ülke tarihinin en pespaye darbesinde sivil siyasete sahip çıkarlardı. Bunun yerine çok zor bir dönemin sakil aktörleri oldular. Başarılı olsalardı kahraman olacaklardı; çünkü ülkenin tarihini yazma tekeli onların elindeydi. Olamayınca tarihi bu kez halkın dinamikleri yazıyor.
AK Parti bu süreci nasıl olup da bu kadar sorunsuz atlattığına şaşarken, bu güruh da bu kadar çevreledikleri Erdoğan'ın kendilerini nasıl olup da kündeye getirdiğini çözmeye çalışıyor. Düşünsenize, sadece bürokrasinin değil, tüm sivil toplumun ve medyanın kılcal damarlarına sızmış, hâkimiyeti ele geçirmişsiniz. Gezi'de, Uludere'de ve siyasi cinayetlerde bir enerji mi birikiyor, hükümetin de beceriksizliği ile hop oraya damlıyor, bütün sevecenlik ve babacanlığınızla itibar sağmaya başlıyorsunuz. Öyle mükemmel bir sistem kurmuşsunuz ki, iktidar da, muhalefet de aslında sizsiniz. Ülke kaybetse de kazansa da siz hep kazanıyorsunuz. Kürt mahallesinden Alevisine, azınlıklarından ulusalcılarına, akademisinden STK'sına kadar herkesi rehin alıyorsunuz. Günü gelince de bir kamyon cürufu yola döker gibi, siyasetin üzerine yığıyorsunuz.
Hiçbir darbeyi sektirmiyor, ama yine de en şampiyon demokrat oluyorsunuz. Çünkü hikâye yazma tekeli de elinizde.
Verili şartlarda ülkenin Gezi ve 17-25 Aralık'tan çıkması mümkün değildi. Çözüm Süreci'nin çökmemesi, ekonominin dengesini kaybetmemesi adeta mucizeydi. Nasıl oldu da bu kadar iyi gitti her şey? Çok ilginç gerçekten.
Şimdi eleştiri kurumunu yeniden kurmak gerekiyor. Çünkü bugüne kadar yaşanan belli ki bir simülasyonmuş. Muhalefetin, aydının öz gücü olan nesnel eleştiri kurumunu araçsallaştırıp, aslında mutlak iktidarın kamuflajı yapmışlar. Çünkü Türkiye'de normal demokratik kurallar hiç çalışmamış, halka bir tiyatro oyunu gösterilmiş.
Eleştiri, darbe yapma, kaosta iktidar kapma veya güç biriktirme müessesesi değildir. Eleştiri, olaylara, dünyaya, hem dışarıdan, hem de içeriden bakabilmeyi gerektirir. Çoğulculuğu gerçekten dert edinenler, her olay hakkında birden fazla açıklama ve çerçevenin geçerli olduğunu kabul ederler. Dolayısıyla, bir konu hakkında gerçeğe yaklaşmak ve adil bir çerçeve kurmak birden çok hakikati hesaba katmayı gerekli kılar. Mesela 17 Aralık konusunda işin sadece yolsuzluk boyutu ile ilgilenmeyi tercih ediyorsanız, bu yolsuzluklar gerçek olsa bile, madalyonun öteki yüzündeki gerçeği çarpıtıyor olursunuz. Tabii ki bunun tersi de geçerlidir.
Nitekim halk bu yöntemi izleyerek bir sonuca ulaştı. Çünkü bizi gerçeğe bağlayan teorik bir merak değil, sorunlarımızdır. Yapılan araştırmalar, halkın 17 Aralık ile 25 Aralık arasındaki nüansın kaçırılmadığını, yolsuzluk iddialarını önemsediğini, ama darbe yönünü de hesaba kattığını, böylelikle bir karara vardığını gösteriyor. İşte herkesin anlayamadığı darbe sürecinin nasıl bu kadar kolay atlatıldığı konusu, halkın hayatla uyumlu bilgeliğinden kaynaklandı.
Kime sorsanız, dünyanın daha iyi bir yer olmasını ister. Problem daha çok yöntemlerde ortaya çıkar. Kimi amacını iktidarı silahla yıkmakla, kimi askeri yönetime getirmekle, kimi de daha 'ahlaklı' bulduğu bir cemaatin devleti ele geçirmesi ile başarmayı tercih edebilir. Yöntem çoğulcu değilse, grup gittikçe ahlakını yitirir. İttihatçılar da, kemalistler ve paralelciler de esas olarak bu noktada çürüdüler. Balonu içindeki diğer insanları aşağı atarak yükseltmek istediler. Bu yollara sapmamanın tek sigortası çoğulculuktur. Çünkü hakikati arama çabası birçok arayış çeşidini kapsar ve bu çoğulculuk hakikatin sigortasıdır.
Bir demokrasinin kalitesi, iktidarın çeşitli siyasi kesimler arasında değişebilir olmasıyla da ölçülür. Ancak Türkiye 100 yıllık bir İttihatçı darbe sürecinden tek bir siyasi harekette konsolide olan devrimle sıyrılıyor. Yani özel bir inşa zamanındayız. Neyin nasıl yapılacağına dair kararların alınmasında çoğulculuğun bir kısmına 'aydın çöküşü' nedeniyle ulaşamıyoruz. Aranan çoğulculuğa ulaşılamıyor, çünkü algılar, çöken aydın ve muhalefetin işgali altında.
Bu noktada, AK Parti, HDP, Kürtler ve dindarların kendi içlerindeki çoğulculuk sorunlarını ayıklamaları, AK Parti'nin de 'laik' mahalleyi çocuk tacizinin kucağına daha fazla teslim etmeyecek stratejileri, kendindeki kusurları ayıklaması toplam kaliteyi artıracaktır. Tabii madalyonun diğer yüzünde reform kararlılığından asla taviz vermemek vardır. Çoğu bunu eski ahlakla uzlaşma olarak anlıyor çünkü.
Daha verimli, çoğulcu ve daha yumuşak bir hakikat fikri fena fikir değil gibi. Yeni Türkiye'ye de çok yakışır doğrusu.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019