Mehmet Acet
ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki heyet, Ankara’ya önceki gün geldi, müzakereler dün yapıldı ama bunun öncesinde karşılıklı bir ‘Psikolojik bilek bükme’ sürecine de tanıklık ettik.
Güreşçilerin minder mücadelesi öncesi el ense çekmeleri gibi bir durum yani.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türklerin Kürtleri katletmesini önlemeye çalışmak” gibi irrite edici bir tabir kullandı.
Ankara buna hemen cevap verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Bakan Pompeo’nun PYD/YPG terör örgütünü Kürtlerle özdeşleştirmesi, eğer kasıtlı değilse endişe verici bir bilgi eksikliğini göstermektedir” dedi.
Aynı şekilde John Bolton’un YPG ayrımı yapmaksızın ‘Kürtler’ genellemesiyle kullandığı ifadeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine vermeyi düşündüğü randevudan vazgeçmesi gibi bir sonuç üretti.
Bolton’ın ifadeleri şöyleydi:
“ABD askerleri, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik bir anlaşma olmadan çekilmeyecek”.
Hem Pompeo, hem Bolton’ın, Kürtler derken YPG’yi kastettikleri gün gibi ortada.
Rahatsızlığın kaynağında da bu var zaten.
Değilse ‘Kürtler’ deyince herkes aynı şeyi anlasaydı bir sorun çıkmayacaktı.
ABD HEYETİYLE YAPILAN GÖRÜŞMEDEN HANGİ SONUÇ ÇIKTI?
Dün yapılan görüşme, tarafların bu şekilde pozisyonlarını önceden açık ederek hazırlandıkları bir ortamda gerçekleşmiş oldu.
Şimdi gelelim bu görüşmeden ne gibi sonuçların çıktığına.
Kalın’ın ABD heyetini uğurladıktan sonra düzenlediği basın toplantısında kullandığı ifadeler, görüşmenin çerçevesi hakkında epeyce fikir veriyor.
Birkaç spot cümle aktaralım:
-Çekilme sürecinin nasıl ilerleyeceğini detaylı olarak konuştuk.
-Çekilme sürecinin 60/100 gün olacağı söyleniyordu şimdi 120 gün diyorlar.
-YPG’ye verilen silahların toplanması konusunda çalışma yaptıklarını söylediler.
-ABD’nin çekilme sürecinin nasıl olacağına yoğunlaşıyoruz.
Bu ifadelerin toplamına baktığımız zaman, 2 saati aşan görüşmede iki tarafın ABD’nin Suriye’den asker çekme çalışmaları süresince koordineli şekilde hareket etme kararı üzerinden ilerledikleri sonucu karşımıza çıkıyor.
Kalın’ın sözlerinden bunun ‘koordinasyon’ amaçlı ilk toplantı olduğunu, istihbarat ve askeri makamların kendi aralarında yine aynı çerçeve üzerinde görüşmeler yapmayı sürdüreceğini öğrenmiş oluyoruz.
ÇEKİLME SONRASI İÇİN TÜRKİYE PLANI
ABD heyeti Türkiye’ye gelmeden hemen önce, Erdoğan’ın New York Times gazetesinde hem zamanlaması, hem de niteliği dikkat çekici olan bir makalesi yayınlandı.
Erdoğan, makalesinde bir ‘Suriye planından’ söz ediyor ve ilk defa bu planla ilgili detaylı bilgiler veriyordu.
Yazının bütününe baktığınızda, hem “ABD çekildikten sonra Türkiye ne yapabilir” sorusu ve kaygıları üzerinden Washington’a yatıştırıcı mesajlar verildiği görülüyor, hem de somut bir yol haritasından söz ediliyor.
Türkiye’nin ABD çekildikten sonra nasıl bir vizyonla hareket edeceğinin işaretlerini veren bu makaleden bazı aktarımlar yapalım:
-ABD Suriye’den çekildikten sonra, hızlı bir güvenlik taraması yapıp, zorla silah altına alınan çocuklar ve terörle ilişkisi olmayanlar ailelerine kavuşturulacak.
-Bütün toplulukların temsil edilebildiği siyasi bir yapı tesis edilecek. Türkiye’nin gözlem altında tutacağı şekilde, şu an YPG ve DEAŞ’ın kontrolündeki olan topraklarda yerel konseyler oluşturulacak. Terörle ilişkisi olmayanlar bu yerel yönetimlerde görevler alacak.
-Kuzey Suriye’de Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde, Yerel Meclis’ler yine çoğunlukla Kürtler tarafından temsil edilecek. Diğer gruplara da adil şekilde yer verilecek.
-Türk yetkililer, belediye işleri, eğitim, sağlık ve acil servisler konusunda tecrübelerini paylaşacak.
Erdoğan’ın açıkladığı bu plana bakıldığında, Suriye’nin geleceğine gerçekten barışçıl, insani ve demokratik bir perspektifle yaklaşmak isteyenlerin kolayca ikna olabileceği düşünülebilir.
Zaten, bu ülkenin bahtsız insanlarına Türkiye’den başka ‘nefes borusu’ sağlayan başka bir aktör oldu mu ki?
Amerikalılar, YPG değil de gerçekten dedikleri gibi Kürtlerin geleceğini düşünüp tasalanıyorlarsa eğer, Erdoğan’ın bu planına kulak verebilirler.
Ayrıca, işin şurası eksik kalmasın.
Makalenin bütününe baktığınızda, Erdoğan’ın sadece böyle bir planı öneri olarak gündeme getirme niyetiyle değil, aynı zamanda verilmiş bir kararı duyurma amacıyla hareket ettiği anlaşılabiliyor.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020